Binlerce memur sürgün edilebilir!
Bu iddialı sözler Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk'a ait. AKP hükümetinin iktidara geldiği günden beri memurlara cephe aldığını belirten Koncuk, kabul edilen yargı paketini eleştirdi.
MEMURLAR- Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, AKP'nin iktidara geldiği günden beri memurlara cephe aldığını hatırlatarak, bu teklifle iktidarın memur düşmanlığını bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.
İŞTE İSMAİL KONCUK'UN O SÖZLERİ...
AKP iktidarının “Yargı Paketi” adı altında
TBMM'ne sunduğu Terörle Mücadele Kanununun 10. Maddesi Uyarınca
Kurulan Ağır Ceza Mahkemelerinin Kaldırılmasına ve Çeşitli
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile memurların
görev yerlerinin değiştirilmesine ilişkin itirazları yeniden
düzenlenmekte, memurların görev yerlerine yeniden dönmesini
zorlaştırmaktadır. Söz konusu Teklifin 18. Maddesi ile İdari
Yargılama Usulü Kanunun 27. maddesinin 2 numaralı fıkrasının ikinci
cümlesinden sonra gelmek üzere kamu görevlileri hakkında tesis
edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği, geçici veya
sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemlerin uygulanmakla
etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmayacağına dair bir
hüküm eklenmektedir.
Bilindiği gibi idare hukuku açısından yürütmeyi durdurma kararları,
uygulanmakla etkisi tükenecek kararlar için veriliyor.
Kanuna eklenecek bu hüküm ile memurlar hakkında uygulanan
atama, görev ve unvan değişiklikleri, geçici veya sürekli
görevlendirilme gibi kararlar, uygulanmakla etkisi tükenecek
işlemler kapsamının dışına çıkarılıyor. Maddenin bu haliyle
yasalaşması durumunda, bir memurun başka bir görev yerine atanması
veya geçici olarak görevlendirilmesi gibi hallerde yürütmeyi
durdurma kararı verilemeyecektir. Çünkü İdare hukuku
açısından yürütmeyi durdurma kararları ancak uygulamakla etkisi
tükenecek olan idari işlemler hakkında verilebilmektedir.
Bu durumda mahkeme, devlet memuru hakkında ilgili kamu idaresinin
savunmalarını alıp, memurun atanması ile ilgili uygulamayı detaylı
şekilde inceledikten sonra, memurun göreve iadesi ya da idarenin
uygulamasının doğru olduğu yönünde karar verebilecektir.
Bu da yargı kararının gecikmesine, memurların uzun süre
mağdur olmasına neden olacaktır.
Konu hakkında açıklama yapan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail
Koncuk, AKP'nin iktidara geldiği günden beri memurlara cephe
aldığını hatırlatarak, bu teklifle iktidarın memur düşmanlığını bir
kez daha ortaya koyduğunu belirtti.
“Başbakan, 17 Aralık Yolsuzluk Operasyonu sonrasında
çıktığı yurt dışı gezisinden dönerken uçakta gazetecilere verdiği
demeçte, memurların iş güvencelerinin kaldırılması gerektiğini,
AKP'li bakanlar hakkında soruşturma yürüten savcıları bir şirket
elemanı gibi kapının önüne koymak istediğini ancak memurlara iş
güvencesi getiren kanun hükümlerinin bu durumu kısıtladığını ifade
etmişti.” diyen İsmail Koncuk, bu teklifle memurların
sürgün edilmesinin önünün açılacağını, tasfiyelerde yargı sürecinin
uzatılarak, adaletin geciktirileceğini ifade etti.
Daha adil ve demokratik bir yapı oluşturma amacı taşıdığı iddia
edilen Yargı Paketinin, demokratikleşmeden çok AKP'yi koruma altına
alan, memurların atama, tayin, görev yeri ve görev değişikliği gibi
bahanelerle baskı ve kontrol altında tutulabileceği bir yapı
getireceğini belirten Koncuk, “Bu teklif Devlet memuru
anlayışının, hükümet memuruna dönüştürülmesi yolunda atılmış yeni
bir adımdır. Kamuya, özel sektör anlayışını yerleştirmeyi amaçlayan
iktidarın bu maddeyle memurlarımızın haksız görevden alınmalarına
yargı yoluyla itiraz etmeleri ve yeniden görevlerine dönmeleri
zorlaştırılmaktadır. 17 Aralık'tan beri savcılar, hakimler, emniyet
müdürleri, polisler oradan oraya sürgün edilmektedir. AKP'nin işine
gelmeyen bir işlemde bütün memurların aynı şekilde sürgün edilme
tehlikesi bulunmaktadır. Devlet memurlarının görevlerini
tarafsız olarak ifa ederlerken sahip oldukları tek güvence kaynağı
olan ‘Yargı', geciktirilmek suretiyle, bir tehdit unsuru olarak
kullanılmaktadır. Gecikmiş adalet; adalet değildir. Böyle
bir uygulama, memurlarımızın üzerindeki baskıyı artıracak,
haksızlık, yolsuzluk, hırsızlık karşısında sessiz kalmalarına neden
olacaktır” dedi.