Çelik'ten taşeron ve sözleşmeli işçiye çözüm!
Gündeme dair en çok merak edilenleri cevaplayan Bakan Faruk Çelik, taşeron ve sözleşmeli personelin sorunları hakkında yeni çözüm önerilerini paylaştı...
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, cumhuriyet
tarihinin en büyük iş gücü piyasası araştırmasını yaptıklarına
dikkat çekerek, araştırma kapsamında 81 ilde 53 bin iş yerini
bizzat ziyaret ettiklerini söyledi. Araştırma neticesinde 215 bin
iş gücü açığı tespit ettiklerini vurgulayan Bakan Çelik,
“Eğer 215 bin açık işi işsizler tarafından
doldurulabilseydik, o aranan nitelikte eleman olsaydı bugün 9,1
düzeyinde olan işsizlik oranı 8,1 düzeyinde gerçekleşecekti. 1
puanlık bir işsizlik düşüşü olacaktı. Ama Türkiye’de işsizlikten
önceki ana sorunu mesleksizlik sorunu. İş gücü talebi var ama bu
talebi karşılayacak nitelikli çalışacak insanı bulamama sorunu ile
iş dünyamız karşı karşıya.” dedi.
"MEMURLARIN İŞ GÜVENCESİNİN KALKACAĞI DEDİKODUDAN
İBARET"
Gündemde olan devlet personeli yönetimi reformu için ise
çalışmalarının sürdüğünü kaydeden Çelik, sosyal taraflara hazır
hale getirdikten sonra, onlarla birlikte değerlendirdikten sonra
kamuoyu ile paylaşmayı düşündüklerini belirtti. Bakan Çelik, son
olarak memurların iş güvencesi konusunda bir sorun olmadığını şu
sözlerle dile getirdi: “Yani iş güvencesi kaybedilecekmiş gibi
dedikodular yoğunlukta. Böyle bir şey söz konusu değil. Hükümetin
gündeminde böyle bir şey yok.”
Bakan Faruk Çelik, Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirinin gündeme
dair sorularını cevapladı. Çelik, istihdama yönelik son yapılan
çalışmalardan iş sağlığı güvenliğine, yeni teşviklerden taşeron ve
sözleşmeli personelin durumuna, devlet personel yönetimi
reformundan asgari ücrete kadar önemli konular ile ilgili
değerlendirmelerde bulundu.
Gaziantep’te geçtiğimiz gün bir fabrikada meydana gelen patlamanın
ardından tekrar gündeme gelen iş sağlığı ve güvenliği konusuna
değinen Bakan Çelik, “Yasa demek mevzuattır, uyulması
gereken kurallar. Bu uyulması gereken kurallar bütününe ne kadar
uyulursa o derece başarı elde edilir. İş yerleri bakımında da az
tehlikeli iş yerinden çok tehlikeli iş yerlerine kadar kapsamına
alan bir düzenleme. Yasanın eksiği var mı? Yasanın mutlaka eksiği
olabilir, süreç içerisinde giderilir. Fakat yasalar
kazaları tek başına önlemez. Yasanın kullanıcıları ve
kullanıtıcıları önemlidir. Bu konuda toplumsal bilincin uyanması
için gayret ediyoruz. Son 10 yılda aslında iş kazalarında ölümler
yüzde yüz oranında azaldı. Yani yüz bin işçide 16–17 işçi hayatını
kaybederken, şimdi 8 işçi hayatını kaybediyor. Fakat bu da yeterli
değil. Çünkü gelişmiş ülkelerde 27 ülkede bu sayı 4. Biz
denetimlerimizi sıklaştıracağız, fakat toplumsal bilincinde
uyanması lazım.” diye konuştu.
İşsizlikte mücadelede önemli çalışmalar yaptıklarını bildiren
Çelik, son olarak İŞKUR’un yaptığı iş gücü piyasası araştırmasının
cumhuriyet tarihinin en kapsamlı araştırması olduğuna dikkat
çekti.
Çelik, şu ifadeleri kullandı: “Biz geçtiğimiz Eylül-Ekim
ayında 81 ilde iş ve meslek danışmalarımız vasıtasıyla 10 üzeri
işçi çalıştıran 53 bin iş yerini bizzat ziyaret ettik. Orada iş
gücü piyasasının adeta fotoğrafını çektik. Böyle kapsamlı
araştırmanın Türkiye’de yapıldığı kanaatinde değilim. İş gücü
piyasasının soruları nelerdir, iş dünyamızın talepleri nelerdir, iş
gücünde aranan vasıflar nelerdir, eğitim düzeyi ile eğitim talebi
mevcut iş gücü uyumu hangi düzeydedir? Tüm bu konuları
içeren sağlıklı değerlendirme yapmamızı sağlayacak araştırmayı
bizzat işyerleri ile görüşerek gerçekleştirdik. 2 aylık bu
araştırmada 215 bin iş gücü açığını tespit ettik. Eğer 215 bin açık
iş işsizler tarafından doldurulabilseydik, o aranan nitelikte
eleman olsaydı bugün 9,1 düzeyinde olan işsizlik oranı 8,1
düzeyinde gerçekleşecekti. 1 puanlık bir işsizlik düşüşü olacaktı.
Ama Türkiye’de işsizlikten önceki ana sorunu mesleksizlik sorunu.
İş gücü talebi var ama bu talebi karşılayacak nitelikli çalışacak
insanı bulamama sorunu ile iş dünyamız karşı karşıya. Dolayısıyla
bu araştırma, hem hükümetimize, hem işçimize hem işverenimize
önemli ipuçları veriyor. Bunu baz alarak, bizde önümüzdeki
çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İşsizliği daha aşağıya
çekebiliriz.”
Araştırma neticesinde bin 800 meslekte açık tespit ettiklerini
vurgulayan Çelik, eğitim ile istihdam uyumunun son derece önemli
olduğuna dikkat çekti. Bunu başarmak için yoğun bir çaba içerisinde
olduklarını ifade eden Çelik, lise ve üniversiteden mezun olanların
aldıkları bilgiler ışığında iş gücündeki açık bu okullardan mezun
olanlar tarafından karşılanmasının önemine işaret etti. Bu konuda
mesleki yeterlilik kurumunun çalışmaları olduğunu ifade eden Çelik,
kurumun meslek standartlarını belirlediğini belirterek, belirlenen
standartlar çerçevesinde eğitim vermeye başladıklarını dile
getirdi.
"İŞVERENLERİN YÜZDE 54’Ü NİTELİKLİ ELEMAN BULAMAMAKTAN
ŞİKÂYETÇİ”
İşverenlerin yüzde 54’ünün yeterli niteliğe sahip eleman
bulamamaktan şikâyetçi olduğunu bildiren Bakan Çelik, şöyle devam
etti: “İşte yüzde 54’ün dışındakiler işi beğenmeme, ücreti
beğenmeme gibi sebepler söz konusu. Bunları cevapladığımız zaman
Türkiye’de işsizlik biraz daha aşağı düşecektir. İstihdam eğitim
ilişkisini güçlendirdiğimiz zaman bu işsizlik oranı daha da aşağı
düşecektir. Mesela işsizliği daha aşağıya çekme konusunda
işbaşı eğitim uygulaması başlatıldı. Şuanda 50 bine yakın kişi
işbaşı eğitim ile meslek sahibi oldu. Gidiyor bir yerde 6 ay
çalışıyor, ustadan pratik bir şekilde mesleği öğreniyor. Biz bunun
ücretini ve primini karşılıyoruz. Yeter ki 6 ay sonra bir meslek
sahibi olunsun.”
“LİSELER SANAYİ BÖLGELERİNE ALINIRKEN, MÜFREDATTA
DEĞİŞİYOR”
Yine hükümetin çalışmaları arasına aldığı meslek liselerinin sanayi
bölgelerinin içine alınması konusuna da değinen Çelik, “Bunlar
önemli adımlar. Sanayi ile eğitimi bütünleştirdiğimiz zaman
bilgiler yalnız teoride kalmıyor. Onun için hükümetimizin attığı
önemli bir adımdır. Oradan çıkacak elemanın iş arıyorum sınıfında
değil, iş aramadan işin kendisine sunulması noktasına kavuşturmak
önemli. Bunun yanında müfredatı da önemli. Mesleki standartlara
göre eğitim verilmesi için müfredat değişiyor. Bir taraftan pratik
ile teori birleştiriliyor, bir taraftan da müfredat değişiyor.
İstihdam eğitim ilişkisi fiziki olarak ta kuruluyor.” şeklinde
konuştu.
”ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE İŞSİZLİĞİ YÜZDE 8 BANDINDA TUTMAYI
HEDEFLİYORUZ”
İşsizlikte mücadelelerinin devam ettiğini dile getiren Çelik,
dünyada işsizlik artarken, özellikle de genç işsizlik Avrupa’da
hızla artarken Türkiye’de işsizliğin düşmesinin büyük bir hadise
olduğunu ifade etti. İşsizliğin yüzde 14’lerden yüzde 8’leri
görmesini yalnız milletin değil, tüm uluslararası toplantılarda
Türkiye’nin takdirle karşılandığını aktaran Çelik, son 4 yılda 4
milyon istihdam gerçekleştirdiklerini söyledi. Bilimsel veriler
çerçevesinde yollarına devam edeceklerini vurgulayan Çelik,
“İşsizlikte 2012’yi yüzde 9,2–9,3 civarlarında kapattığımızı
düşünüyorum. Büyük bir ihtimalle bu bantta kapanacak. İnşallah
önümüzdeki dönemde yüzde 8 bandında tutmayı hedefliyoruz.”
ifadelerini kullandı.
İstihdama yönelik sundukları teşviklerin rolünün önemli olduğunu
kaydeden Bakan Çelik, şimdiye kadar 24 milyarlık bir teşviki
istihdama sunduklarını ifade etti. Son başlatılan 6 bölgede teşvik
programı ile 4–5 yıl önce başlattıkları 49 ile teşvik programında
önemli yol kat ettiklerini bildiren Çelik, son teşvikte özellikle
6.bölgede hem işveren hem de işçi paylarının tümünü karşılayan bir
sistem kurduklarının altını çizerek, hedeflerinin Türkiye’nin dört
bir tarafında iş aş bulunabilir bir noktaya taşımak olduğunu dile
getirdi.
YENİ TEŞVİK ÇALIŞMALARI
Bakan Çelik, şimdi yapacakları çalışmaları ise şöyle özetledi:
“Yine 49 ile teşvik konusundaki program 12. Ayın sonunda sona erdi.
Şimdi o 49 ile yatırım yapan işverenlerimiz için nasıl bir istihdam
teşviki uygularız ona bakıyoruz. 6 bölgeye ayırarak yaptığımız
teşvik ile 49 ile başlattığımız teşvikler sonrasında, her iki
teşvik sonrası bir ilde yan yana iki iş yeri arasındaki maliyeti
farkında bir uçurum oluştu. Bu konuda 49 ildeki sanayicimizin
bizden talepleri var. Bunu şuanda değerlendiriyoruz, inşallah o
konuda yakında bir açıklama yapacağız.”
“İMKÂNLARIMIZ ARTTIKÇA ASGARİ ÜCRETLİNİN DE EMEKLİNİN DE
ÜCRETİ TOPYEKÛN ARTACAK”
Asgari ücretin yeterliliği ile ilgili olarak ta değerlendirmede
bulunan Çelik, asgari ücretin bir taban ücreti olduğunu, bundan
aşağı ücret teklif edilemez anlamına geldiğini bildirdi. Bakan
Çelik, “Biz son 10 yılda yüzde 300’lerin üzerinde bir artışı
gerçekleştirdik. Yani enflasyonun yüzde 147 olduğu bir süreçte,
asgari ücretteki artış bunun iki katı. Yeterli mi? Tabi ki değil.
Ama Türkiye’nin imkânları çerçevesinde olayı ele alıyoruz. Olay
sadece asgari ücretlilerden ibaret değil. Ülkede 75 milyon insan
yaşıyor, tüm bunları göz önüne alarak adım atmaya çalışıyoruz.
Bizim kriterlerimiz belli ücretleri enflasyona ezdiriyor muyuz,
ezdirmiyor muyuz? Hiçbir sabit ücretliyi biz enflasyonun altına
mahkûm etmedik. Yeterlilik konusu imkânlarla bağlantılı.
İmkânlarımız arttıkça biz bu artışı gerçekleştiriyoruz. Türkiye’nin
imkânları arttıkça, asgari ücretlinin de emeklinin de ücreti
artacak ve böylece topyekün bir kalkınma olacak.” ifadelerini
kullandı.
Taşeron ve sözleşmelilerin durumu ile ilgili olarak ise
çalışmaların sürdüğünü anlatan Çelik, konunun zor bir konu olduğuna
dikkat çekerek, tarafların çok keskin olduğunu belirtti. Taşeron
çalışanları için “Alt işveren diye tarif ettiğimiz bu kesim olmasın
demek doğru değil.” diyen Bakan Çelik, bir işçinin nerede
çalıştığından ziyade, hangi koşullarda çalıştığının çok daha önemli
olduğunu vurguladı. Konuyu çözmeye çalıştıklarını söyleyen Çelik,
sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçtiğimiz Pazartesi günü de
Bakanlar Kurulu’nda bir sunum yaptım. Sayın Başbakan’da burada
emeğin sömürüsüne fırsat vermeyecek şekilde bir çözüm üretmemiz
konusunda talimat verdi. Bu yasama döneminde bu sorunu
çözeceğiz.”
“GENEL BİR PERSONEL REJİMİ BAKANLAR KURULUNDA GÖZDEN
GEÇİRDİK”
Çelik, sözleşmelilerin durumu ile ilgili olarak da “Devlet
sistemimizde 6 çeşit sözleşmeli bulunuyor. Bunların derli toplu
hale getirilmesi içinde bir sunum yaptık. Bunun üzerinde de
çalışmamız sürüyor. Ama yerel yönetimlerde çalışan sözleşmeliler
ile ilgili Başbakanımızın bir sözü vardı. O sözü de bu yasama
yılında yerine gelecek. Bundan kimsenin endişesi olmasın ama genel
olarak bir personel rejimimizi de bu bakanlar kurulunda bir gözden
geçirdik.”
"MEMURLARIN İŞ GÜVENCESİNİN KALKACAĞI DEDİKODUDAN
İBARET"
Yine gündemde olan devlet personeli yönetimi reformu için ise
çalışmalarının sürdüğünü kaydeden Çelik, sosyal taraflara hazır
hale getirdikten sonra, onlarla birlikte değerlendirdikten sonra
kamuoyu ile paylaşmayı düşündüklerini söyledi. Bakan Çelik, son
olarak memurların iş güvencesi konusunda bir sorun olmadığını şu
sözlerle dile getirdi: “Yani iş güvencesi kaybedilecekmiş
gibi dedikodular yoğunlukta. Böyle bir şey söz konusu değil.
Hükümetin gündeminde böyle bir şey yok.”