Hükümetler gider ama memurlar kalır!

 

 

Öğretmen açıkları çok ciddi bir sorun. Bakanlık kendisi 127 bin öğretmen açığı olduğunu söylüyor. Soru önergesinde biz kaç öğretmen açığı var, bunlar hangi branşlarda diye sorduk. Dinçer’den önceki bakanlar bunları bir liste halinde veriyordu ancak, Dinçer yalnızca 127 bin öğretmen açığı vardır demekle yetiniyor. Halkımızın bilgi alma özgürlüğünü yok sayıyor. 

 

 

Bizim önergemiz başka bir gerçeği de ortaya çıkardı. Apar topar 4+4+4 sistemine geçen Milli Eğitim Bakanlığının bu konuda hiçbir alt yapısı olmadığı gerçeği de verilen yanıtla gözler önüne serildi. Normalde branş değişiklikleri dönem öncesinde yapılırdır. Yangından mal kaçırır gibi sistem değiştirdikleri için branş değişikliği dönem başladıktan sonra yapıldı ve 24 bin sınıf öğretmeni branş öğretmenliğine geçiş yaptı. Yani 4+4+4’ten öğretmenler kaçtı. Siz eğitim sisteminizi o sistemin en önemli unsuru öğretmenlere sormadan yaparsanız yaşayacağınız sonuç budur. 

 

 

 

Milli Eğitim Bakanı 4 Ocak'ta Şubatta öğretmen ataması yok dedi. Benim vermiş olduğum soru önergesinin yanıtında ise 127 bin öğretmen açığı olduğunu söyledi. Bu açık nasıl kapatılacak? Binlerce atanamayan öğretmen varken okullarımız öğretmensiz durumdadır. Formasyon alma şartı olmayan yalnızca 4 yıllık üniversite mezunu şartı ile daha ucuza çalıştırılan ücretli öğretmenlerle bu açığı kapatmak istiyor bakanlık. Üstelik de Bakan "ücretli öğretmenliğin sonuna geldik. Bu yıl 12- 13 bin ücretli öğretmen çalıştırıyoruz. Seneye daha da azalacak bu" diyor. Bizim Önergemizin yanıtında 127 bin açık var diyor.  Başka önerge yanıtlarında 12- 13 bin ücretli öğretmen çalıştırıyoruz diyor. Bu durum 115 bin öğretmen açığının devam ettiği anlamına geliyor. Dediğim gibi 24 bin sınıf öğretmeni dönem açıldıktan ve kendilerine birer sınıf verildikten sonra branş öğretmenliğine geçti bunu da düşündüğümüzde bir çok sınıfın öğretmensiz kaldığı açıktır. Atanamayan binlerce öğretmenimiz dururken, binlerce öğrencimiz de öğretmensiz sınıflardalar.

 

 

Muhalefet olarak işçilerin haklarıyla ilgili ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

  

Bildiğiniz gibi, AKP hükümeti ile işçi ölümleri oranlar çok artmıştır. Bunun en önemli nedeni işlerin taşeronlaştırılmasıdır. Hükümetin taşeronlaştırmasına karşın CHP’li belediyeler yani yerel iktidarlar taşeron işçilerimizi güçleri ölçüsünde kadroya geçirmektedir. İzmir Büyükşehir Belediyemiz bunun en iyi örneğidir. Hükümet işçilerin haklarını geliştirmek yerine onların haklarını ellerinden almaktadır. Sendikasızlaştırma ve taşeronlaştırma işçilerimizin en önemli iki sorunudur. Hatırlayınız THY işçilerini işten çıkardılar, Anadolu Ajansındaki sendika yerine yandaş bir sendika kurdular. Sendika yasasını değiştirerek yandaş olmayan sendikaların örgütlenme haklarını engellediler. 

 

 

Hatırlayınız kıdem tazminatını bir fon haline sokmaya çalışıyor hükümet. Normalde bir yıl için bir ay brüt maaş kıdem tazminatı alan işçimiz bu haklarından mahrum kalacak. Şuan ki sistemde işten çıkarılan işçimize kıdem tazminatı verilirken fon haline sokulduktan sonra hemen ödenmeyecek. Key fonuna dönecek ve sonra da lav edilecek bir uygulama bu.

 

Biz ana muhalefet partisi üyeleri olarak her platformda işçilerimizin hakları için mücadele ediyoruz. AKP’nin işçi düşmanı taşeronlaştırma ve sendikasızlaştırma çalışmalarını engellemeye çalışıyoruz. Her platformda işçilerimizin yanındayız. 

 

 

Haziran'da çıkacağı söylenen Taşeron yasasından umutlu musunuz? Taşeron işçiler istedikleri hakları elde edebilecekler mi?

 

Taşeron işçileri kadrolaştıran ilk kurum Cumhuriyet Halk Partili belediyelerdir. Şimdi az sayıda taşeronu kadroya alıp işte biz kadrolu yaptık diyecekler. Unutmamamız gereken en önemli nokta AKP sonrasında taşeronlaştırılan işçi sayısıdır. Tekel işçilerini taşeronlaştıran başka bir hükümet değildi. AKP taşeron zihniyetlidir bu nedenle yapacakları taşeron yasasından hiç umudum yok.

 

 HÜKÜMETLER GİDER AMA MEMURLAR KALIR!

 

 

Memurlarla ilgili olarak baştan beri bir hükümet memurluğu kavramını konuşuyorlar. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununu değiştirerek memurların iş garantisini ortadan kaldırmak ve hükümetlerle değişen memuriyeti getirmek niyetindeler. Bu açıkça çok sakıncalıdır şöyle ki memur devletin işini yapar, hükümetin değil. Hükümetler gider ama memur kalır ki işini tarafsız ve yasalara uygun yapsın. Hükümetle gelip, giden memurluğu çıkardığınız anda tarafsız ve yasalara uygun işini yapan memuriyetten, hükümete bağlı memuriyete geçiş yaparsınız. 

 

 AKP LİYAKATİ YOK SAYIYOR!

 

AKP Geldiği günden beri kurumlardaki memurlarla uğraşmaktadır. Liyakati yok sayan AKP konusunda uzman insanları görevlerinden alıp kendi yandaşlarını doldurmuştur. İstisnai kadrolar ile bir sürü memuriyet dışı insan memuriyete sorulmuş ve önemli görevlere getirilmiştir. 2013 Ocak itibariyle tüm kurumların taşra teşkilatlarındaki servis hizmetini kaldırmıştır. Memurların fazla mesailerini de kaldıran AKP, memurla düşman bir tarzda hareket etmektedir.

 

 

 

Biz muhalefet milletvekilleri olarak Hükümeti denetlemek gibi çok önemli bir görevimiz var. Bu denetim yollarının en önemli araçlarından biri soru önergeleri, ancak; AKP hükümeti bakanları bu kurumu yok saymaktadır. Önergelerimiz ile yapılan haksızlıkları, yanlışlıkları gözler önüne seriyoruz. Yanıtlar doğru gelse halkımızın bilgi alma özgürlüğü kısıtlanmazdı. Ancak minareyi çalan kılıfını da hazırlar mantığı ile yapılan bir usulsüzlük sorulduğunda, bunu açıklamak yerine ilgili bakan “mevzuata uygundur”, “yargı aşamasındadır” diye geçiştiriyorlar.