İşsizlik neden artıyor?
İşsizlik oranı TÜİK verilerine göre 2015 Aralık döneminde 10.8 ile 10 ayın zirvesine çıktı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2015 yılı aralık ayına
ilişkin işgücü istatistiklerini açıkladı. Türkiye'de
işsizlik oranı, geçen yıl aralıkta bir önceki yılın aynı
dönemine göre 0,1 puanlık azalışla yüzde 10,8 seviyesinde
gerçekleşti. Söz konusu dönemde işsiz sayısı 59 bin kişi
artarak 3 milyon 204 bin kişi oldu.
Buna göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde
işsiz sayısı, aralıkta bir önceki yılın aynı dönemine göre
59 bin kişi arttı ve 3 milyon 204 bin kişi oldu. İşsizlik
oranı ise yüzde 0,1 puan azalarak yüzde 10,8 seviyesinde
gerçekleşti.
TÜİK VERİLERİ NE ANLAMA GELİYOR?
Aynı dönemde tarım dışı işsizlik oranı 0,2 puanlık azalışla
yüzde
12,7 olarak tahmin edildi. 15-24 yaş grubunu içeren genç
işsizlik oranı 1 puanlık azalışla yüzde 19,2 olurken, 15-64
yaş grubunda bu oran 0,2 puanlık azalışla yüzde 11 oldu.
Milliyet yazarı Cem Kılıç, bugünkü yazısında, TÜİK'in 2015’in aralık ayı itibarıyla ortaya koyduğu işsizlik oranlarına ilişkin verilerini irdeledi:
Mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre ise işsizlik
oranının azaldığı ve yüzde 10.3 olarak gerçekleştiği görülüyor. Son
bir yılda mayıs ayı hariç işsizlik oranı çift haneli rakamlarda
sabitlendi.
TARIM DIŞI İŞSİZLİK
İşsizlikteki azalışa paralel şekilde tarım dışı işsizlikte de
azalış söz konusu. Bu azalışın nedeni, tarım dışı işgücündeki
gerileme. Mevsimsel etkilerden arındırılmış işgücü göstergeleri
sektörel açıdan ele alındığında, sanayi üretimindeki düşüşün sanayi
sektörü istihdamına doğrudan yansıdığı ortaya çıkıyor. Aralık 2015
dönemi itibarıyla sanayi sektöründeki istihdam 42 bin kişi azalmış.
Buna karşılık, hizmetler sektöründe istihdam edilenlerin sayısı 60
bin artmış. Ekonomideki durgunluğa bağlı olarak sanayi sektöründe
yaratılan işlerin sınırlı kalmasına karşılık, Türkiye işgücü
piyasasında son dönemde kaydedilen istihdam artışlarının daha çok
hizmetler sektörü kaynaklı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bunun
yanında, büyümenin lokomotifi olarak görülen inşaat sektörü aralık
döneminde sınırlı düzeyde (3 bin) istihdam yaratmış durumda.
İŞGÜCÜNE KATILIM
TÜİK verileri, manşet rakamlar üzerinden, yani mevsim etkisi
dikkate alınmadan değerlendirildiğinde, bir önceki aya göre hem
kadın, hem de erkeklerde işgücüne katılım oranlarında bir düşüş
olduğu görülüyor. Benzer şekilde, kadın ve erkeklerin istihdam
oranlarında da bir gerileme söz konusu. Defalarca ifade ettiğimiz
üzere, Türkiye işgücü piyasasına ilişkin temel karakteristiklerden
bir tanesi, erkeklerin önemli ölçüde gerisinde kalan kadın işgücüne
katılım ve istihdam oranları. Son yıllarda önemli artışlar
kaydedilen kadın işgücüne katılım ve istihdam oranlarında aralıkta
ortaya çıkan düşüş, bu anlamda olumsuz bir gelişme.
GENÇ İŞSİZLİĞİ
İşsizlikteki artış trendine paralel şekilde genç işsizliği de
yükseliyor. Aralık ayı itibariyle 15-24 yaş grubundaki her on
gençten 4’ü işgücünde. Diğer taraftan, gençler arasındaki işsizlik
oranı yüzde 19.2. Bu oran, genel işsizlik oranının neredeyse iki
katı. Bununla birlikte, mayıs ayından bu yana genç işsizliği
yükseliyor. Bu durumun en temel nedeni kuşkusuz, mayıs ayı
sonrasındaki dönemin yeni mezunların piyasaya girdiği ve ilk kez iş
aradığı dönem olması.
GENÇLER KAYITDIŞI-GÜVENCESİZ İŞLERE RAZI
OLUYOR!
Uzun bir süre iş arayan çok sayıda genç, bir süre sonra iş
bulamayacağı düşüncesine kapılarak ya kayıtdışı, güvencesiz ve
düzensiz işlere razı oluyor ya da piyasadan tamamen çekiliyor. Son
yıllarda, özellikle lisans üstü eğitime devam etme yönündeki artan
eğilimin arka planında işte bu var. TÜİK verilerine göre, Eylül -
Aralık döneminde işgücüne dahil olmayan genç sayısında artış söz
konusu. Belirtilen dönemde yeni eğitim öğretim döneminin
başlamasıyla, işsiz olarak adlandırılmak yerine yeniden öğrenci
olan gençler, eğitime daha fazla yatırım yaparak işgücü piyasasında
daha ayrıcalıklı bir konum elde edilebileceklerini de
düşünüyor.
Önümüzdeki dönemde daha yavaş büyüyeceği tahmin edilen Türkiye
ekonomisinin, sınırlı büyümeye bağlı olarak istihdam yaratma
kapasitesi de azalacak olursa, genç işsizliğinde bir miktar daha
yükseliş görülebilir. Dolayısıyla, hükümetin 2016 Eylem Planı’nda
yer alan gençlere yönelik sosyal politikalar daha hızlı şekilde
hayata geçirilmeli.
İŞSİZLER İYİCE UMUTSUZLUĞA KAPILIYOR...
İşgücü piyasasında işsizlikten diğerlerine oranla daha fazla
etkilenen, yani işsizlik kabusunun daha büyük problem yarattığı
bazı gruplar söz konusu. Bu gruplardan biri de uzun dönemli
işsizler. Uzun dönemler iş arayıp bulamayan uzun dönemli işsizler
bir süre sonra iş bulabileceklerine ilişkin ümitlerini kaybedip
işgücü piyasasının dışına çıkmak zorunda kalıyor. Aralık 2015
itibariyle Türkiye’de bu durumdaki kişilerin sayısı yükseliyor.
Ağustos ayı sonrasında ümidi kırılmış kişilerin sayısı 700 binin
üzerinde. Aralık ayı itibarıyla üretime katılarak bir değer
yaratmak isteyen ve bunun için uzun süre iş arayan ancak bulamayan
719 bin kişi var. Bir önceki yılın aynı dönemi ile
karşılaştırıldığında, bu iş bulma ümidini kaybettiği için iş
aramaktan vazgeçen 126 bin kişi daha anlamına geliyor.
İŞ BULAMAYANLAR SOSYAL YARDIMLARA YÖNELİYOR
Ümidi kırılmış işgücü, iş bulamayınca sosyal yardımlara yöneliyor.
Sosyal yardım almaya başlayan kişiler de ne yazık ki, sosyal
yardımlara alışarak yeniden çalışmak istemeyebiliyor. Yani, bu
kişiler başlangıçta ümitleri kırıldığı için iş aramıyor ve sosyal
yardım almaya başlıyor, ancak bir süre sonra sosyal yardımlara
bağımlı hale gelmeye başlayarak işgücü piyasasının dışında kalmayı
tercih ediyor. Dolayısıyla, işgücü piyasası problemlerini çözmek
üzere atmamız gereken adımlardan biri de söz konusu kişilere
yönelik olmalı. Bu anlamda da uzun dönemli işsizlikle mücadele
çerçevesinde uygulanan sosyal politikaların çeşitlendirilmesine
ihtiyaç var.