Kadrolu olan taşeron işçi 2,5 milyardan vazgeçiyor!
Türkiye Yol-İş Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar 6 bin 434 taşeron işçinin kadroya alınması halinde mahkeme masraflarıyla 2,5 milyar lirayı bulan geçmişe dönük alacaklarından vazgeçmeye razı olduklarını bildirdi.
MEMURLAR- Ağar, yaptığı açıklamada, kamuoyunda taşeron işçiliği
olarak bilinen alt işverenliğin 2010 yılından itibaren yoğun olarak
uygulandığını anımsatarak, güvenlik ve temizlik gibi işlerde
başlayan kamudaki taşeronlaşmanın zamanla örtülü şekilde asıl işler
içinde geçerli olduğunu söyledi.
150 BİN TAŞERON İŞÇİSİ ASIL İŞİ YAPIYOR
Türkiye genelinde 1 milyonun üzerinde taşeron işçisinin bulunduğunu
ve bunların yaklaşık 600 binin kamuda çalıştığına dikkati çeken
Ağar, şöyle konuştu:
"Kamudaki 600 bin taşeron işçisinden yaklaşık 150 bini asıl işi
yapıyor. Yani kadrolu olan işçiyle aynı hizmeti üretiyor. Buna
rağmen iş güvencesinden yoksun ve kadrolu bir işçiye göre 2-3 kat
daha az ücret alıyor. Biz önce bu işçileri 2010 yılında sendikamıza
üye yaptık ardından da taşeron işçilerin yaptığı işlerin muvazaalı
olduğunun belirleyerek, davalar açtık. Karayollarında asıl işi
yapan 6 bin 434 taşeron işçinin muvazaalı şekilde çalıştırıldığını
yargı karara bağladı. Bu işçilerin biran önce kadroya alınması
gerekiyor. Bu kararları Maliye ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlıklarıyla da paylaştık."
ANLAŞMA SAĞLANDI AMA EKK'DA KALDI
Ağar, kazanılan davalar nedeniyle devletin mahkeme masraflarıyla
2,5 milyar liradan fazla ödeme yapması gerektiğine dikkati çekerek,
"Kamuda taşeron işçi sorunun biran önce çözülmesi için
fedakarlığa hazırız. Kadro verilen işçilerimiz mahkeme
masraflarıyla birlikte 2,5 milyar lirayı bulan geçmişe dönük
alacaklarından vazgeçmeye razı" dedi.
Geçen yıl Maliye ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlıklarıyla ortak bir komisyon kurarak taşeron işçilik sorunun
çözümü için 3 ay çözüm aradıklarını anımsatan Ağar, işçilerin 2.
ücret skalasında kadroya alınması konusunda anlaşıldığını ama bu
anlaşmanın devamının Ekonomi Koordinasyon Kuruluna (EKK)
getirilemediğini söyledi.
İşçilerin kadroya alınmaları yönündeki iyi niyetlerini muhafaza
ettiklerini ama sabırlarının da kalmadığını ifade eden Ağar,
"Kazanılan muvazaa davalarının gereği yapılmalı. Artık sabrımız
kalmadı, yargının bu kararını uygulamayan bürokratlar ve
siyasetçiler hakkında manevi tazminat davası açacağız" diye
konuştu.