Kıdem tazminatı fonu nedir Bakan Soylu açıkladı
Çalışma Bakanı Süleyman Soylu, kıdem tazminatı fonuna katılımın isteğe bağlı olduğunu, tazminatın hesabının da 30 gün üzerinden gerçekleştiğini
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, kıdem
tazminatı fonuna ilişkin kritik açıklamalar yaptı. Soylu,
fona katılımın isteğe bağlı olduğunu belirtti.
Milliyet'ten Cem Kılıç'a konuşan Soylu, hükümetin çalışma hayatında
ele alacağı takvimi ve çalışma haritasını anlattı.
Soylu, tazminatın hesabının 30 gün üzerinden
gerçekleşeceğini vurgulayarak, “Hayalimiz, hafta sonları
ailenin bir araya gelip kıdem tazminatı fonunun kendilerine ait
hesabında ne kadar para biriktiğine bakması” dedi.
İşte Soylu'nun açıklamalarından çarpıcı satırlar:
“Hem Sayın Cumhurbaşkanımızın, hem de Sayın Başbakanımızın açık talimatı var: Bu konuları (kıdem tazminatı) sosyal diyalog mekanizmaları içinde çözeceğiz. Her tarafın farklı görüşleri olabilir. Önemli olan ortak aklı temsil eden bir sistem kurmak.
"100 KİŞİDEN 86'SI KIDEMSİZ..."
Mevcut yapıda, 100 kişiden 86’sı kıdem tazminatını alamıyor. 13 milyon 990 bin kişinin 4a’lı çalıştığı bir ülkede 16 milyon işten çıkış bildirgesi varsa, burada bir sorun olduğu ortaya çıkıyor. Kıdem tazminatı fonu, bu güvenceyi gerçekleştirecek.
"MEVCUT SİSTEM RİSKLİ"
Mevcut sistem, çalışma hayatımız açısından ciddi riskler taşıyor.
Mesela işten çıkmak isteyen bir kişi ‘kıdem tazminatımı
alamayacağım’ diye çıkmıyor. İşveren de ‘kıdem tazminatı yükünü
nasıl karşılayacağım’ diye işten çıkarmıyor. Çalışma ahengi, uyum
ve çalışma barışı ortadan kalkıyor.
"ÇALIŞANLAR VE İŞVERENLER İÇİN SÜRPRİZLERİ ORTADAN
KALDIRMAK İSTİYORUZ"
O işyeri statik bir yer haline geliyor. 20 yıl işyerinde çalışan
bir işçi işyerine gittiğinde, işyerinin iflas ettiğini ve
kıdeminin ellerinden uçup gittiğini söylüyor. Çalışanlar ve
işverenler için sürprizleri ortadan kaldırmak istiyoruz.
Çalışanımızın emeğinin bu katılık altında boğulmasını istemiyoruz. Aynı şekilde, işverenimizin de kıdem tazminatı yüzünden kabuslar görmesini istemeyiz. Bizim bir denge mekanizması olmamız, şeffaf ve sürdürülebilir bir sistem kurmamız gerekiyor.
"HAYALİMİZ HAFTA SONUNDA AİLENİN BİR ARAYA
GELEREK..."
Hayalimiz, hafta sonunda ailenin bir araya gelerek kıdem tazminatı
fonunun kendilerine ait bireysel hesabında ne kadar para
biriktirdiklerine bakması.
Bireysel Emeklilik gibi...
"İŞSİZLİK SİGORTASNA BENZER BİR FON..."
İşsizlik sigortasına benzer bir fon olabilir. Fonun bir yönetimi
muhakkak olacak. Fondaki birikimleri özel şirketler yönetebilir ama
yönetimin üzerinde sosyal taraflar olmalı.
BİR GÜN ÇALIŞANA BİLE KIDEM...
Onlar tarafından şeffaf bir şekilde görülebilecek. Tamamen gelir
endeksli bir fon olmalı. İşsizlik sigortası ile farkı bu olabilir.
Kişi 1 gün çalışıyorsa, 1 günlük kıdemi
ödenecek.
"GÜVENCELİ BİR ÇALIŞMA HAYATI..."
( "Kişiler bireysel emeklilik (BES) gibi bir sisteme mi geçecek?" sorusuna cevaben) Alternatifler arasında var ama farklı olabilir. Çalışmalar devam ediyor. Bir bütün olarak çalışanlarımız açısından güvenceli bir sosyal güvenlik sistemi ve güvenceli bir çalışma hayatı getiriyoruz. Bu güvenceden yararlanmak için çalışanımızın sadece emeğini sunması yeterli olacak.
"SİSTEME GİRMEK İSTEYEN FONA GEÇECEK"
Farklı tercihler getiren bir sistem olacak. İşçi ve işverenin bu
konuda bir mutabakat ortaya koyması önemli. Yeni sisteme girmek
isteyen, uyum sağlamak isteyen kişi fona geçecek, istemeyen
geçmeyecek. Bütün sistem, bu şekilde güvence altına alınacak.
İŞVEREN PARA KOYACAK MI?
İşveren, bu güne kadarki kıdemlerin karşılığını fona koyabilir de, koymayıp zamanı geldiğinde de ödeyebilir.
Önümüzdeki günlerde bu detaylar belli olacak. Ancak şu konuda hiçbir endişe olmasın: Ortaya koyacağımız sistem, işçi açısından da işveren açısından da açıktır. Sendikalı işçiler, ‘kıdem tazminatında yeni bir sisteme geçerseniz bizim için iş güvencesi ortadan kalkar’ diyor. Ancak onlar zaten sendikalı, yani daha güvenceli. Ayrıca, iş güvencesi de zaten İş Kanunumuz’da var. İş Kanunu’nu ortadan kaldırmıyoruz ki, iş güvencesi kalksın. Bir de ‘bu fonlarla ilgili devletin geçmişte sabıkası var’ deniyor. Ama Ak Parti’nin yok. Geçmişteki ödemeleri de biz gerçekleştirdik, bu sicili temizledik.
İŞSİZLİK SİGORTASI
İşsizlik sigortası ortada. Çalışanlar emeğinin karşılığının güvencesi kıdem tazminatı ile alabilecekler. İşveren kıdem tazminatının ani yükleri ile karşılaşmayacak. İşsizlik sigortası, faiz baskısını azaltıyor, enflasyon baskısını azaltıyor.
Bu fon, Türkiye’nin bağımsızlığına bağımsızlık katıyor. Fondaki birikim ortada. Kıdem tazminatı fonu ile tasarruflar konusunda önemli adım atacağız. Çalışanlar için bir birikim aracı olacak. Enflasyon ve faiz baskısı azalacak. Çalışma barışını sağlayacağız. Bir işçi ve işvereni iki farklı taraf olarak değil, aynı tarafta görüyoruz.
30 GÜNLÜK KIDEM Mİ ESAS ALINACAK?
( "Sayın Bakanım, kıdem tazminatı fonu kapsamında son olarak kıdem
tazminatının hesaplanmasında 30 günlük kıdem mi esas alınacak?"
sorusuna cevaben) Önümüzdeki günlerde Türkiye’yle bu hesabı
paylaşacağız. 30 gün göreceli bir süredir. Esas itibarıyla
burada önemli olan işçinin bu kıdem tazminatından kazanacağıdır. Bu
sistemde, işçi çalıştığının tam karşılığını alacak. Ak Parti,
çalışanın hakkını asla geriye götürmez. 30 günde geriye
gitmeyeceğiz.
ESNEK ÇALIŞMA SİSTEMİ NASIL KURULACAK?
Tüm dünyada bu sistem özel istihdam büroları aracılığıyla kuruluyor. Bizde 450’yi aşkın özel istihdam bürosu faaliyette. Bu yapılar, denetime tabi. Esnek çalışma çerçevesinde de bir kurallar dizini getirilecek.
GEÇİCİ İŞ İLİŞKİSİ Mİ KURULACAK?
Doğum izninde, doğum sonrası yarı zamanlı çalışmada, mevsimlik
çalışanlarda, askere gidenlerde veya iş hacmi arttığında ortaya
çıkan işgücü açığında geçici iş ilişkisi kurulacak. Bunlar da özel
istihdam bürolarıyla gerçekleşecek.
Geçici iş ilişkisi ile bir sınırlama olacak mı? Yani,
bir işyerinde çalışan sayısına göre bir kota düşünüyor
musunuz?
Evet, bir oran düşünüyoruz. Çalışan sayısı gibi parametrelere göre belirlenecek bir oran söz konusu olacak. Tüm bunlarla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Avrupa’nın tüm ülkelerinde esnek çalışma önemseniyor. Biz de çalışanımızın güvencesini sağlamak, işi ile güvencesini kuvvetlendirmek için güvenceli esneklik sistemi içinde hareket edeceğiz. Mesela, işbaşı eğitim programları da aslına bakarsanız bir anlamda esnek çalışmadır.
GEÇİCİ ÇALIŞMA İSTİHDAMI
İşbaşı eğitim ile alınanların önemli ölçüde istihdama
katıldıklarını görüyoruz. Geçici iş ilişkisi için de benzer bir
yaklaşımımız var. Geçici çalışma istihdam için çok önemli bir
süreçtir.
2023 için ortaya koymuş olduğumuz hedeflerimiz var. Genel istihdam oranında yüzde 55, kadın istihdamında yüzde 41 ve kayıt dışı istihdam için de yüzde 15. Bu hedeflere ulaşabilmek için altyapıyı kurmak zorundayız. Bunun için de güvenceli esnekliğe ihtiyacımız var.
EVDEN PRİMLİ ÇALIŞMA
Çok sayıda reform gerçekleştirildi. SSK, Bağ - kur ve Emekli Sandığı, bir çatı altında toplandı. Türkiye’de sistem, insanlarımızın sağlıkla ilgili bir endişesi olmayan bir noktaya getirildi.
Türkiye nüfusunun yüzde 98.6’sı sosyal güvenlik şemsiyesi
altında. Gerek genel sağlık sigortası, gerek Sendikalar Kanunu,
gerek İş Kanunu, gerek iş sağlığı ve güvenliği ve gerekse mesleki
yeterlilikler alanında büyük bir reform başarısı var.
KIRILGAN GRUPLARA ÖZEL ÖNLEM
Şimdi esnek çalışma, evden çalışma ve tele çalışmayı kapsayan uzaktan çalışma, kıdem tazminatı ve kamu personel reformu açısından da önemli bir kararlılık söz konusu. Çalışma hayatında istihdamın dayanıklılığının artması ve ekonomik krizlere karşı direnç gösterebilmesi bizim için çok önemli. Özellikle kriz dönemlerinde işten ilk çıkarılan kırılgan gruplara yönelik reformlar yapılması gerekiyor.
Bugüne kadar SGK’nın açıkları azaltılmış, kayıt dışı istihdam oranı düşürülmüş ve istihdam artırılmıştır. Demek ki, temel parametreleri düzelttik. Doğum sonrası yarı zamanlı çalışmalar ya da çocuklarıyla ilgilenmeleri için hem anne hem de baba tarafından kullanılabilecek olan ebeveyn izni gibi yeni reformlar yolda. Ortaya çıkacak ve halen var olan işgücü açığını nasıl kapatacağız sorusuna da esnek çalışma ile cevap veriyoruz.
TARIM İŞÇİLERİNİN DURUMU
Diğer bir konu da tarım işçileri. Bir arabanın üzerine 30 kişi
doluyor ve sonra iş kazası oluyor. Zaten güvencesiz çalışıyorlar.
Kölelik arayan, burada arasın. Biz sosyal hukuk devletiyiz. Ben
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak ekmek parasını kazanmak
için o aracın üzerinde giden adamdan ve bu durumun düzeltilmesinden
sorumluyum. Tıpkı madenler için olduğu gibi. Madenlerde alınmayan
her tedbirden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak kendimi
sorumlu hissederim.
EVDEN ÇALIŞMA
Çalışma hayatındaki reformlar açısından diğer bir konu evden
çalışma. Evden çalışanlar primli sisteme dahil edilecekler.
İşveren, evden çalışanı için sigorta primini ödeyecek. Herkes
çalışmak için işyerine gitmek zorunda değil. Evden çalışma tele -
çalışma, bunu da kayıt altına almamız lazım. Bu tür çalışmalarda,
işçi ve işveren arasındaki ilişki hukuki değilse, bundan da
sorumluyuz.