Mehmet Görmez'den G-20 liderlerine mektup!
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, G-20 Zirvesi'ne katılan liderlere çarpıcı bir mektup yazdı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, tüm dünyanın
kilitlendiği; Antalya'da gerçekleşen G-20 Zirvesi'na katılan
lidrlere çok konuşulacak bir mektupla seslendi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Görmez, "G20 Zirvesi" için
Türkiye'de bulunan ülke liderlerine açık mektup gönderdi.
"Bulunduğunuz otellerin pencerelerinden seyr-u-u temaşa
ettiğiniz Akdeniz, nice mülteciye mezar oldu. Nice bebek cesetleri
insanlığın vicdan ve merhametiyle beraber kıyıya vurdu." diyen
Görmez, geçtiğimiz aylarda ailesiyle birlikte Yunanistan'a kaçmak
üzere botla çıktığı deniz yolculuğunda hayatını kaybeden ve cansız
bedeni Bodrum sahiline vuran minik Aylan Kurdi'yi kastederek
"Akdeniz sahillerine vuran çocuk cesetlerinin, bombalardan kaçarken
dalgaların boğup sahile attığı bedenlerin, vicdanlarımızı harekete
geçireceğine ve yoğun gündeminizin ilk maddelerinden biri olacağına
yürekten inanmaktayım" ifadesini kullandı.
ANKARA'DAKİ TERÖR SALDIRISINI DA HATIRLATTI
Görmez, mektupta Ankara'da yaşanan terör saldırısını da
hatırlatarak, "Birkaç hafta önce Ankara'da yaşadığımız katliamın
acısı henüz dinmeden Fransa'dan gelen terör saldırısı ile bir kez
daha sarsıldık. İnancım odur ki, kimse bu acıyı bizim kadar
bilemez. Bu saldırı, sadece Fransa'ya, Avrupa'ya, Batıya karşı
yapılmış bir saldırı değildir; aslında bu saldırı bir dine inansın
ya da inanmasın, inanıyorsa dini ne olursa olsun, dünyanın barışa
değer veren bütün insanlarına karşı yapılmış bir saldırıdır"
değerlendirmesinde bulundu.
FRANSA PATLAMASINA DA DEĞİNDİ
Barışı asli değer olarak yücelten bir dinin mensubu ve
Türkiye'de din hizmetlerinden sorumlu Diyanet İşleri Başkanı olarak
derin bir üzüntü içinde olduğunu vurgulayan Görmez, "Her şeyden
önce bu saldırıyı şiddetle kınıyor, başta Fransız halkı olmak üzere
tüm insanlık ailesinin acısını paylaşıyorum. Bu insanlık dışı
saldırıyı gerçekleştirenlerin, onları yönlendirenlerin ve herkesin
göreceği kadar açık bir biçimde maşa olarak kullananların ne
Allah'a saygısı, ne herhangi bir topluluğa bağlılığı ve ne de
herhangi bir dine mensubiyeti olabilir. Bugün süfli emelleri ancak
tedhişle ve vahşetle gerçekleştirmeye terör şebekelerini ikna etmiş
bütün paradigmalar üzerinde bütün insanlığın yeniden durması
gerekmektedir" görüşene yer verdi.
İşte Görmez'in o mektubundan çarpıcı satırlar:
"Saygıdeğer liderler, bu topraklar insanlığın, bu gezegende hayat
bulmaya başladığı zamanlardan beri inançla, bilgiyle, felsefe ve
hikmetle neşv ü nema (geliştiği) bulduğu topraklardır. Yüce
Allah'ın, Hz. Âdem'den beri tüm insanlığa ulaştırdığı mesajlar bu
topraklarda hayat bulmuştur. Kadim medeniyet ve kültür inşalarının
da merkezi bu coğrafyadır. Sizler temsil ettiğiniz değerler, kültür
ve ufuk arayışı açısından bütün bir dünyaya yön veren sayılı
düzeydeki gelişmiş ülkelerin liderlerisiniz. Sahip olduğunuz
nitelikler, kullandığınız güç, kontrol ettiğiniz ekonomi ve
yönlendirdiğiniz siyasal sorunlar her birimizin kaderi üzerindeki
payınızı ve dolayısıyla sorumluluğunuzu artırmaktadır. İnsanlık
bugün onca bilimsel ve teknolojik ilerlemeye rağmen son birkaç
yüzyıl içinde gerçekleşen müessif uygulamalarla ortak ahlaki
değerleri, birlikte sahiplendiğimiz barış inisiyatifini hepten göz
ardı eden bir dizi siyasi müdahale ve operasyonla karşı karşıyadır.
Bugün bütün insanlığı derinden sarsacak bir dünya tasarımıyla yüz
yüze olduğumuzu itiraf etmek zorundayız. Sömürü, zulüm, üstencilik,
ötekine yönelik acımasız ve küçültücü algı operasyonları, insanı
insana yakın kılması gereken kadim yasaları yerle bir etmiştir.
İnsanlığın varlık ve bekasını tehdit eden kibir, tamah ve zulüm,
ötekinin yaşam alanlarını talan etmeyi meşru kılan açgözlülük,
ortak ideallerin gerçekleşme çabasını engelleme gibi hususiyetler
bugün hangi pozisyonda olursa olsun hepimizin ortak sorunu
olmuştur. Medeniyetler havzasında başta terör olmak üzere her
türden iç ve dış müdahale, insanlığımıza fasılasız suikastler
düzenlemektedir. Bu iç içe geçmiş ve karmaşık bir şekilde
yapılanmış kaotik düzenin ortaya çıkardığı hasıla (sonuç) , barış
ve esenlik içinde düşlediğimiz bir gelecek tasavvurunu her geçen
gün daha da şiddetle talan etmektedir, hayatı zehirleyip ifsat
(düzeni bozmak) etmektedir."
G20 ülkeleri liderlerinin dünyanın her yerinde açlık ve yoksullukla
kıvranan milyonlarca insanın kaderinden habersiz olamayacaklarına
dikkati çeken Görmez, "Akdeniz'i bir vicdan ve merhamet mezarlığına
çeviren bölgesel iç savaş ve gerilimlerin bilançolarından beslenen
kayıpları duymamış olamazlar. Dini, ekstrem amaçlar için kullanan
sözüm ona 'kutsanmış militanlar'ın bugün bu hale nasıl geldikleri
sadece bizim üzerinde düşündüğümüz bir sorun olamaz" ifadesini
kullandı.
"SINIR TANIMAZ RADDEYE ULAŞTI"
Bugün insanlığın kaderine hükmedenlerin aynı zamanda onların hem
mutluluğuna hem de hezimetlerine aracılık hatta öncülük ettiklerini
unutmamaları gerektiğine değinen Görmez, mevcut durumda insanlığın
dünyaya bağlanma düzeylerinin arttığını, onları birer tüketim
canavarına dönüştüren tazyiklerin sınır tanımaz bir raddeye
ulaştığını belirtti.
Görmez, "Ötekini yok sayan bir egoizmin insanlık değerlerini,
kitaplarda kalan bir müktesebata çevirdiğini" vurgulayarak, şu
değerlendirmede bulundu:
"Ortak evimiz ve yurdumuz olan tabiat bizi taşıyamamaya
başlamıştır. Saygıdeğer Liderler, bu dünya hepimizindir. Biz
Müslümanlar, günde beş kez Rabbimize yönelerek bizi doğru yola
iletmesini, kendilerine hidayet verdiklerinin yolunda bizleri
müstakim (doğruluktan şaşmayan) kılması için dua etmekteyiz.
İyilikle maruf bir talepkarlık bütün Müslümanların ortak
yönelimidir. Zulmetmeyen, adaletten ayrılmayan, insanlar arasında
ne etnik ne de kültürel kodlar üzerinden ayrımcılık yapmayan,
bunlara hiçbir şekilde tevessül etmeyen bir dinin müntesipleri
olarak insanlığın bugün getirilmeye çalışıldığı yerden kaygı
duyduğumuzu belirtmek isteriz. Kendi ülkelerinizin yüksek çıkarları
için kılı kırk yaran bir dikkatle çalışmalar yapmanız anlaşılır,
hatta takdir edilir bir şeydir. Ancak bugün insanlık dünyasının
sorunları tek tek her birimizi ilgilendirdiği ölçüde ülkeler
bazında hepimizi ilgilendirmektedir. Silahlanma yarışının yarın
hangi bebeği kundağında ölüme taşıyacağını sadece biz fark ediyor
olamayız. Açlığı bir yaşam biçimi, yoksulluğu bir kültür olarak
kabullenmeye zorlanmış milletlerin sizin azıcık gayretinizle bile
toparlanabileceğine inanıyoruz. Saygıdeğer liderler. Bildiğiniz
gibi ülkem iki milyonu aşkın mülteciyi barındırıyor. Bulunduğunuz
otellerin pencerelerinden seyr-u temaşa ettiğiniz Akdeniz, nice
mülteciye mezar oldu. Nicebebek cesetleri insanlığın vicdan ve
merhametiyle beraber kıyıya vurdu. Akdeniz sahillerine vuran çocuk
cesetlerinin, bombalardan kaçarken dalgaların boğup sahile attığı
bedenlerin vicdanlarımızı harekete geçireceğine ve yoğun
gündeminizin ilk maddelerinden biri olacağına yürekten
inanmaktayım. Bu duygular içinde Yüce Allah'ın bütün bir insanlık
alemine felah vermesini dilerim. Dikkat ve sorumluluklarınızla
cümle mevcudatın makus kaderini iyileştirme konusunda sadece
aklınızla değil kalbinizle de duruma müdahil olmanız gerektiğini
vurgulamak isterim."