Memur derece ilerlemesini durduran haller
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na göre memurların kademe ilerlemesini durduran hallaer nelerdir. Memurların hangi şartlarda kademe/derece ilerlemesi durur ve yaptırımları nelerdir?
KADEME İLERLEMESİNİN DURDURULMASI CEZASININ VERİLMESİNİ GEREKTİREN FİİL VE HALLER
a- Göreve sarhoş gelmek, görev yerinde alkollü içki içmek (md. 125 D/a)
Bu fıkrada da diğer bazı fıkralarda olduğu gibi iki suç bir arada düzenlenmiştir.
- Göreve sarhoş gelmek: İhtiyari sarhoşluk durumunda memura fiilin ağırlık derecesine göre1-3 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilir.Burada memurun sarhoş olduğunu bile bile göreve gelmesinde kastının olup olmadığı önem taşımaktadır.
- Görev yerinde alkollü içki içmek:Burada sarhoş olunsun yada olunmasın içki içilmiş olunması yeterlidir.Ayrıca içilen içki alkollü olmalıdır.
b- Özürsüz ve kesintisiz 3-9 gün göreve gelmemek(md125/D-b)
Bu suçun teşekkül edebilmesi için ;
- Özürsüz
- Kesintisiz olarak
- İki günden fazla , on günden az olarak
Göreve gelmeme şeklinde memurun eylemde bulunması gerekmektedir.Bu durumda memurun özrü olmamakla beraber devamsızlık ,birer ikişer gün şeklinde kesik kesik olmuşsa bu fıkrada belirtilen suç oluşmaz.
Devamsızlık süresi 3-9gündür.Dokuz günü geçen devamsızlık için memurun görevden çekilmiş sayılma işlemine tabi tutulması gerekir.
c- Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak (md.125/D-c)
ONAR bu hükümle ilgili şöyle bir beyanda bulunmuştur : “amme hizmetlerini gören memur, şahsi arzu ve menfaatleri için değil, umumi menfaatler için çalışacak ve amme hizmetlerinin devamlı ,inkıtasız ,halin icaplarını uygun surette görülmesini temin için hiçbir fedakarlıktan ve nefis feragatından kaçınmayacaktır.”117
DMK.’nun 9 maddesi adı geçen hükmün koruduğu yasağı şu şekilde ifade etmiştir. “Devlet memurlarının doğrudan doğruya veya aracı eliyle hediye istemeleri ve görevleri sırasında olmasa dahi menfaat sağlama amacı ile hediye kabul etmeleri veya işsahiplerinden borç para istemeleri ve almaları yasaktır”
Bu durumda suçun teşekkülü için;memurun
- görevle ilgili olarak
- her ne şekilde olursa olsun
- çıkar sağlamış bulunması gerekmektedir.
Örnek olarak şu kararı verebilir:
“657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 125. maddesinin D fıkrasında kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesini gerektiren fiil ve haller sayılmış anılan fıkranın C bendinde ; görevle ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak fiili de bu fıkra kapsamında yer almıştır.
Davacının kurum aracını izinsiz kullanma, resmi otoya ait garajı özel otosu için kullanıp bu konuda resmi otoya gerekli özeni göstermeme, kurum binasında yapılan tadilatla amaç dışı kullanım yapma ,fazla çalışma yapmadığı dönemi için fazla çalışma ücreti tahakkuk ettirme gibi fiillerin sübut bulunması karşısında verilen disiplin cezasında hukuka aykırılık görülmemiştir.”118
Görevden kast olunan şey , “memurun kanun ve nizamın gösterdiği, usul ve esaslara göre meşru surette yapmakla ödevli olduğu kamu görevleridir.”119
Hediye adı altında çıkar sağlama memurluk mesleğinin onurunu zedelediği memurun itibarına da gölge düşürmektedir.Verilen hediyelerin dedikoduları çevrede yapılarak vatandaşın memura olan güveni sarsılır.120
d- Amirine veya maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapmak(md.125/D-d)
Fıkrada astın üstüne ve üstünde astına karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapmak söz konusu edilmektedir.Bu durumda iki ayrı suç düzenlenmiştir.
-Amirin, maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapması: Amir disiplin veya sicil amiri durumda olan kimsedir.Maiyetinde sözü ile kast olunan mevzuat karşısında maiyetinde olma anlaşılmalıdır. Burada anlatılmak istenen fiilin, alt sınırını “sözle saygısızlık etmek” , üst sınırını da “fiili tecavüz” oluşturmaktadır.Çünkü her iki halinde cezası farklıdır.
-Astın amirine karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapması
e- Görev yeri sınırları içerisinde herhangi bir yeri toplantı tören ve benzeri
amaçlarla izinsiz kullanmak veya kullandırmak (md.125/D-e)
DMK.’nun md.125/C-f de bu suç “yardımcı olmak” şeklinde düzenlenmiş iken ; burada memurun durumu artık bizzat fiili icra eden veya icra ettiren şeklindedir.
f- Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek(md.125/D-f)
Fıkrada memurun
- gerçeğe aykırı olarak
- rapor ve belge düzenlemesinden söz edilmektedir.
Burada “rapor” denilerek herhangi bir sınırlama yapılmamıştır, böylece her türlü rapor fıkra kapsamına dahil edilmiştir.Ör: doktor raporu,sicil raporu, teftiş raporları vs.
Fıkrada sadece gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek belirtilmiştir;dolayısıyla böyle bir rapor ve belgeyi kullanmak fıkra kapsamı dışındadır.
Sahte belge düzenlemede ise memur ,evrakı düzenlemesi sırasında cereyan etmiş olayları,söylenen sözleri gerçeğe aykırı bir şekilde yazmaktadır.Belgeden kast olunan şey resmi evraktır.Müellifler arasında çoğunlukta olan görüşe göre, resmi evrak, bir memur tarafından kamu görevi dolayısıyla ve görevi gereğince düzenlenmiş bulunan belgelerdir.121
g- Yetkili olmadığı halde basına,haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç vermek (md.125/D-g)
DMK.’nun 15. maddesine göre “Devlet memurları, kamu görevleri hakkında basına haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç veremezler.Bu konudaki gerekli bilgi ancak bakanın yetkili kılacağı görevli , illerde valiler veya yetkili kılacağı görevli tarafından verilebilir.” Bu maddede zikredilen kurala aykırılığın var oldu hallerde md125/D-g bendi uyarınca disiplin cezası verilmelidir.
Bazı müellifler tarafından basın,haber ajansı,radyo ve televizyon kurumları geniş yorumlanmalı hatta bilgisayar ve video gibi vasıtalarla suçun işlenmesi madde kapsamında sayılmalıdır.122
Adı geçen fıkra uyarınca bilgi ve demeç sayılmayan beyanlar suçun oluşmasına engel teşkil etmektedirler.
Fıkrayla ilgili bir yargı kararı şu şekildedir:
“Lisesi müdürü olan davacının okuldaki odasında gazeteciye öğretmenlik mesleği ile ilgili konulardaki görüş ve düşüncelerini açıkladığı ve anılan görüşlerinin gazetede yayımlandığı anlaşılmış olup basına bilgi ve demeç verdiği açık olan davacının fiiline uyan 657 sayılı Yasanın 125. maddesinin (D) bendi (g) fıkrası uyarınca l yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziye edilmesinde... hukuka aykırılık görülmemiştir.”123
Verilen bu karar davacı tarafından Danıştay nezdinde yürütmenin durdurulması talepli olarak temyiz edilmiş olup Danıştay şu nedenlerle yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir: "Uyuşmazlık Lise müdürü olan davacıya verilen disiplin cezasından doğmuştur 657 sayılı Yasanın değişik 15. maddesinde, Devlet Memurlarının, Kamu görevleri hakkında basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç veremeyecekleri, bu konuda gerekli bilginin ancak bakanın yetkili kıldığı görevli, illerde valiler veya yetkili kılacağı görevliler tarafından verilebileceği kuralı getirilmiş, aynı Yasanın 125, maddesinin (D) bendinin (g) fıkrasında ise, bu yasağa uymayanların kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılacakları öngörülmüştür.
Olayda.davacı bir gazeteci ile yaptığı konuşmanın gazetede yayımlanması üzerine, yetkili olmadığı halde basına bilgi ve demeç verdiği gerekçesiyle bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılmıştır.
Ancak;dosyadan davacının, bir gazeteciyle yaptığı konuşmanın, mesleğin sorunlarını ve meslek mensuplarının sıkıntılarını dile getiren genel bir sohbet niteliğinde okluğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar; Devlet memuru olan davacının söz konusu davranışı daha dikkatli olması için uyarılmayı gerektirir ise de.bu davranış basına bilgi ve demeç verme niteliğinde olmadığından aksi düşünüşle verilen disiplin cezasına ilişkin işleme karşı açılan davayı reddeden mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 31.3.1995 gün ve 406 sayılı kararının yürütmesinin durdurulmasına 6. 7. 1995 oyçokluğuyla karar yerildi.”124
h- Ticaret yapmak veya Devlet memurlarına yasaklanan diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunmak (md. 125/D-h)
Ticaret yapmak veya diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağı DMK’nun 28 inci maddesinde "yasaklar" bölümünde düzenlenerek yasağa aykırılığın yaptırımı bu fıkrada gösterilmiştir.
Devlet memurları ticaret yaparken,genellikle çocuklarının veya eşlerinin adını kullanmakta ve soruşturma aşamasında da bunların isimlerini vermekte ve vergi kayıtlarını, sicil kayıtlarını göstermektedirler. Ancak bu durumda memurun beyanına itibar etmekten başka yapacak bir şey yoktur. Konuyu kapsamlı olarak açıklayan bir Danıştay karanın örnek olarak aşağıya alıyoruz:
“657 sayılı Devlet Memulları Kanununun 28 maddesinin 1. fıkrasında da Devlet Memurlarının Türk Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek faaliyette bulunmaları yasaklanmıştır. Türk Ticaret Kanununun 16. maddesinde ise, iktisadi faaliyeti bedeni çalışmasından ziyade nakdi sermayesine dayanan ve bu suretle bir ticari işletmeyi işleten kimsenin tacir, 17 maddesinde de , ister gezici olsunlar ister bir dükkanda veya bir sokağın muayyen yerinde sabit bulunsunlar, iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancını ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahiplerinin esnaf olduğu hükme bağlanmıştır
Temyiz, dava ve soruşturma dosyasındaki belgelerin incelenmesinden, davacının babasının atlına kayıtlı ticari otoyu Nimet isimli bir şoförün çalıştırdığı ve hasılatı davacıya teslim ettiği, davacının ise boş zamanlarında bu otoyu kullandığı anlaşılmakla ise de . bu hallerin, Türk Ticaret Kanununun yukarıda açıklanan 16. ve 17. maddelerinde belirlenen tacir ve esnaf tanımı kapsamında bulunmadığı açıktır
Hal böyle olunca, davacının, Türk Ticaret Kanununda tanımlanan esnaf kapsamında bir ticari faaliyette bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine ilişkin idare Mahkemesi kararı yerinde değildir " 125