Memur kınama cezaları nelerdir-657'li DKM ne diyor?
657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre memurların uyarı ve kınama cezsı almasına neden olacak haller nelerdir? Memurlar 657'ye göre hangi şartlarda uyarı cezası alır ve yükümlülükleri nelerdir?
2- UYARMA CEZASINI GEREKTİREN FİİLVE HALLER
a- Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında
yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve
esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç
ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kayıtsızlık
göstermek veya düzensiz davranmak (md. 125/A-a).
Bu fıkrada üç ayrı fiil birlikte düzenlenmiştir:
1-Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında
kayıtsızlık göstermek veya düzensiz davranmak,
2-Görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine
getirilmesinde kayıtsızlık göstermek veya düzensiz davranmak
3-Görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması,
kullanılması ve bakımında kayıtsızlık göstermek veya düzensiz
davranmak
2670 sayılı Kanunla getirilen değişiklikten önce fiil "göreve karşı
kayıtsızlık ve görevde düzensizlik göstermek" şeklinde iken
yukarıdaki düzenlemeye gidilmiş olarak kapsam genişletilmiştir
Her üç durumda da maddi unsur "kayıtsızlık göstermek veya düzensiz
davranmaktır.
Danıştay tarafından verilmiş bir kararda konuya şu şekilde temas
edilmiştir;
"Uyarma cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali için açılan
davanın; başmüfettiş tarafından saptanarak teftiş defterine yazılan
noksanlardan (müstehlik eşya defterinin tutulması) hususu yerine
getirilmediği halde defter tutulmuş gibi bakanlığa yazı yazıldığı
ve teftiş defterlerinin yerine getirilip getirilmediğini kontrol
etmemek suretiyle görevinde kayıtsızlık gösterdiği anlaşılan
davacıya, 788 sayılı yasanın 28. maddesine göre uyarma cezası
verilmesinde yasaya aykırılık görülmediği .."84
b- Özürsüz veya izinsiz olarak göreve geç gelmek, erken
ayrılmak, görev mahallini terk etmek (md. 125/A-b)
Bu fıkrada da üç ayrı fiil birlikte düzenlenmiştir:
- İzinsiz veya özürsüz olarak göreve geç gelmek.
- İzinsiz veya özürsüz olarak görevden erken ayrılmak
- İzinsiz veya özürsüz olarak görev mahallini terk etmek. ;
Suçun maddi unsuru, göreve geç gelmek, görevden erken ayrılmak ve
görev mahallini terk etmektir.
Bu fiil, 2670 sayılı Kanun ile değişmeden önceki 125. maddede yine
mevcuttu.Ancak 2670 sayılı Kanun ile "özürsüz" kelimesinin yanına
"izinsiz" kelimesi de ilave edilmiştir. Ayrıca görev mahallini terk
etmek de suç sayılmıştır.
Konu ile ilgili olarak aşağıya aldığımız bir kararda şöyle
denilmektedir:
"... 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinin C
fıkrası (a) ve (ı) bentleri uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme
cezasıyla cezalandırıldığı görülmekte ise de , davacının yaklaşık
iki yıl önce bir öğrenci velisi ile okulda uygunsuz vaziyette
yakalandığı yolundaki iddia yönünden , soruşturma sırasında
ifadesine başvurulan tanıklardan bir bölümü böyle bir olayı
duymadığını ve bilmediğini beyan ederken, bir bölümünün duyduğunu
ancak görmediğini beyan ettiği, dolayısıyla söylenti şeklinde
cereyan etmiş olan ve sübuta erdirilemeyen bu eylemin iddiadan
ibaret bir nitelik taşıması n edeniyle cezalandırılmasının mümkün
bulunmaması , diğer taraftan kimi zaman göreve geç geldiği şeklinde
sübuta erdirilen eylemin ise anılan yasanın 125 maddesinin A
fıkrası (b) bendi kapsamında değerlendirilebilecek ve uyarma
cezasını gerektirecek nitelikte bulunması nedeniyle aylıktan kesme
cezasıyla cezalandırılmasına hukuken olanak bulunmamaktadır "85
c- Kurumca belirlenen tasarruf tedbirlerine riayet
etmemek (md. 125/A-c)
Bu fiilin suç olarak kabul edilmesi de 2670 sayılı Kanun ile
olmuştur. Yakın zamanda yaşanan ekonomik bunalım nedeniyle milletçe
uyulması gereken tasarruf tedbirlerine kamu yönetimi de kendi
bünyesinde uymak zaruretini hissetmiştir ; ve bu hüküm ile de
alınan tedbirlere yaptırım gücü kazandırılmak istenilmiştir.
Örnek olarak elektrik kullanımında israf gösteren memura uyarma
cezası verilebilecektir.
Bunun gibi yazışmalarda , yarım sayfaya yazılacak yazının tam
sayfaya yazılması. . tasarruf tedbirlerine uymamaktır.
d- Usulsüz müracaat ve şikayette bulunmak (md.
125/A-d).
Bu hüküm de yenidir. Devlet memurları hiyerarşik düzen gereği
şikayet ve müracaatlarını belirli kurallara uyarak yapmak
zorundadırlar. Bu kurallar Devlet Memurlarının Şikayet ve
Müracaatları Hakkında Yönetmelik86 hükümleri ile tespit edilmiştir
Devlet memurlarının yönetmelik hükümlerine uygun olmayan müracaat
ve şikayette bulunmaları durumunda kendilerine uyarma cezası
verilebilecektir.
DMK'nun 21. maddesine göre. Devlet memurları resmi ve şahsi
işlerinden dolayı müracaat ; amirleri veya kurumları tarafından
kendilerine uygulanan idari eylem ve işlemlerden dolayı şikayet ve
dava açma hakkına sahiptir. Bu hüküm, Anayasa ve 3071 sayılı
Kanunun vatandaşlara tanıdığı hakkın değişik bir ifadesidir. Fakat
zaman zaman ast-üst ilişkisini zedeleyen ve karışıklığa yol açan
müracaatlara rastlanılmaktadır. Bunun için böyle bir düzenlemeye
gidilmeye ihtiyaç duyulmuştur.87(78)
Ancak memurların dilekçe vermelerinin "isyankar" veya "yuvasını
kirleten" yahut tedirgin edici nitelendirmeye hak verdirir bir
özellikte olması da hoş görülemez. Bu husus memurların statüleri
gereğidir. Memur dilekçesinde cevap vermek veya şikayet etmek için
olsun amirine hakaret edici, suçlayıcı ifadeler kullanamaz Memur,
bir hakkını kullanırken başkasının kişilik haklarına saldıramaz.
Memur amirini şikayet ederken objektif bir şekilde , duygularını
işe katmadan meramını (maksadını) anlatmalıdır . "Amirim hırsızdır,
sahtekardır" gibi ifadeler kullanılmamalıdır. Memur, savunma
hakkını kullanıyorsa dahi yine saygılı bir dil kullanmalı ve
mütecaviz bir ifadeden kaçınmalıdır.
e- Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta
bulunmak (md. 125/A-e).
2670 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmadan önce bu hüküm “vakara
uymayan durum ve davranışları görülmek” şeklindeydi . Bu hükümde
önemli olan nokta , tek bir fiil eğer Devlet memuru vakarına
yakışmayan davranış oluşturuyorsa, suçun oluşması için bu durum
yeterlidir.
Suçun maddi unsuru, memurluk vakarına yakışmayan tutum ve
davranışta bulunmaktır.
“Tutum", olaylar karşısında takınılan tavırdır. Hiçbir harekette
bulunmamak, pasif kalmak ile de memurluk vakarına yakışmayacak bir
“tutum” takınılmış olunabilir. Takınılan tutum memurluk ciddiyeti
ile bağdaştırılamıyorsa bu suç oluşmuş demektir.
Memurluk vakarından anlaşılması gereken ; memurda , toplum toplum
tarafından görülmesi istenen ağır başlılık ,ciddiyet ve aynı
zamanda Devlet memurluğunun statüsü gereği kendisinden istenen
standart davranış normlarıdır.
Konu ile ilgili olarak Danıştay tarafından verilmiş bir kararda
şöyle denilmektedir :
"... davacının ilçesinden ayrıldığı sırada yerel bir gazetede
yayınlanan şiirinde ve dairelere gönderdiği veda mesajında
kullandığı amirlerini eleştirici nitelikteki ifadelerin kaymakamlık
görevinin gerektirdiği ciddiyete uygun olmadığı anlaşılmakla, bu
davranışı dolayısıyla görevinde daha dikkatli davranması
gerektiğinin bildirilmesi amacıyla kendisine uyarma cezası
verilmesinde 657 sayılı yasanın 2 sayılı Kanun Hükmünde Kararname
ile değişik 125 maddesinin (A) fıkrasına aykırılık bulunmadığı
"88
f- Görevine veya iş sahiplerine karşı kayıtsızlık göstermek
veya ilgisiz kalmak (md. 125/A-f).
Bu fıkrada şu hususlar düzenlenmiş bulunmaktadır:
- Memurun görevine karşı kayıtsızlık göstermesi;
- Veya iş sahiplerine karşı ilgisiz kalması.
Kayıtsızlık gösterme önceden de mevcut iken 2670 sayılı Kanun ile
iş sahiplerine karşı ilgisiz kalma ilave edilmiştir. Böylece "bugün
git, yarın gel" şeklinde ifade edilen ve Devletin yıpranmasına
neden olan zihniyete engel olunmak istenilmiştir.89
788 sayılı Kanunda da "görevde kayıtsızlık" yer almıştı.
g- Belirlenen kılık ve kıyafet hükümlerine aykırı
davranmak (md. 125/A-g).
Bu hüküm de yenidir. 2670 sayılı Kanunun ek 1. maddesi ile
memurlara kıyafet mecburiyeti getirilmiştir. Buna göre "Devlet
memurları , kanun , tüzük ve yönetmeliklerin öngördüğü kılık ve
kıyafet kurallarına uymak mecburiyetindedirler".
Bu hüküm olmasaydı ve memurun kılık ve kıyafeti , memurluk
statüsüne yakışan ciddiyet ve ağır başlılığa uygun değilse ,
kişi(memur) hakkında DMK. 125/A-e uyarınca disiplin cezası
verilmesi gerekecekti.
Giyimde ana ilke, sadelik, temizlik ve hizmete uygunluktur. Örneğin
kadın memurun görev başında normalden uzun tırnaklı, sadelikten
uzak elbiseli olması, erkek memurların kulak ortasından aşağı
favori bırakması, kulağı kapatacak şekilde ve gömlek yakasını
kapatacak uzunlukta saç uzatması Kamu Kurum ve Kuruluşlarında
Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik tarafından
getirilen normlara uygun düşmemektedir
h- Görevin işbirliği içinde yapılması ilkesine aykırı
davranışlarda bulunmak (md. 125/A-h).
Bu fıkrada yapılan düzenleme, içe dönük, idarenin kendi iç
düzenindeki çalışmasında verimliliği sağlamaya yönelik bir
düzenlemedir Memurlar kendi aralarındaki, ilişkilerinde ve ast-üst
ilişkilerinde işbirliği ilkesine uymak zorundadırlar. Ast, üst ile,
üst, ast ile ve memur, memur ile uyumlu bir işbirliğine gidemiyorsa
kamu hizmetinin rasyonel, disiplinli ve hızlı yürümesinden
bahsetmek mümkün olamaz.
Görevin işbirliği içerisinde yapılması ilkesine aykırılık teşkil
eden fiil ve haller çok çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Duruma
ve oluşa göre yapılan hareket işbirliği ilkesine uygun düşmüyor
denilebiliyor ise memura uyarma cezası verilebilecektir.90