Memur Sen sağduyu KESK grev dedi!
Memur sendikalarından Gezi Parkı eylemleri için çözüm çağrıları geliyor. KESK eylemcilere destek için iki günlük grev kararı alırken Memur Sen'den sağduyu çağrısı geldi...
Taksim Gezi Parkı eylemleri 7. gününe girerken gerilim tırmanmaya devam ediyor. Memur sendikaları da ülke çapına yayılan eylemler ve polis müdahaleleri için tavır almaya başladı. KESK iki günlük grev kararı alırken Memur Sen yaptığı açıklamada sağduyu çağrısı yaptı.
KESK'Lİ MEMURLAR GREVE GİDİYOR
KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, yarın saat 12.00'den itibaren bir buçuk günlük grev kararı aldıklarını söyledi. Tombul, KESK olarak ücret ve iş güvencesi talebiyle 5 Haziran tarihi için daha önceden alınmış bir grev kararları olduğunu, ancak yaşanan son gelişmelerle birlikte grev tarihini öne çekmeye karar verdiklerini söyledi. "Son bir haftada şartlar değişti" diyen Tombul, "İnsanların yaşam hakkı tehdit altıında" dedi.
Habertürk'ün haberine göre, İsmail Hakkı Tombul, greve DİSK, TMMOB ve TTB'nin de katılması için görüşmelerin sürdüğünü belirterek, "Bu örtüglerin de yaklaşımı olumlu. Büyük olasılıkla çağrımızı karşılıksız bırakmayacaklar" şeklinde konuştu. Tombul, üyelerine yönelik çağrıda yarın siyah kurdela takmalarını istediklerini de sözlerine ekledi.
MEMUR SEN'DEN SAĞDUYU ÇAĞRISI
Memur-Sen, kamuoyunu sağ duyuya davet eden açıklamada şunlara yer verildi;
Çevreye duyarlı kişi ve gurupların sivil itaatsizlik olarak
görülebilecek eylemi provokatörlerin devreye girmesiyle marjinal
gurupların ve Türkiye'nin huzuruna kastedenlerin baş rol oynadığı
bir senaryoya dönüşmüştür.
Bu noktada İstanbul yönetiminden ve güvenliğinden sorumlu olanların
zamanında açıklama yapmamak suretiyle bilgi kirliliğine ve
manipülasyona istemeden olsa da zemin hazırlamaları güvenlik
güçleri ile vatandaş arasında yaşanan gerilimlerin açıklamalarla
daha da derinleşmesi gibi hatalar provokasyonu meslek edinen
grupların ekmeğine yağ sürmüştür.
Bugün ulaştığı nokta itibariyle eylemler hak talebi olmaktan çıkıp
doğrudan hak gaspına dönüşmüştür. Özellikle büyük şehirler olmak
üzere esnafın işyerini açması engellenerek evine ekmek götürme
hakkı, ambulansların önü kesilerek tedavi hakkı, medya araçları
yakılarak basın hürriyeti ve haber alma özgürlüğü, öğrencilerin
okullara ve dershanelere gitmesi imkansız hale getirilerek eğitim
hakkı ve turistler dahil insanların seyahat etme özgürlüğü gasp
edilmiştir.
Küresel nitelikteki sorunlara ve bulunduğu bölgedeki çatışmalara
çözüm üreten Türkiye devletiyle ve milletiyle kendi sorunlarına ve
çekişmelerine diyalog ile çözüm üretecek kapasiteye fazlasıyla
sahiptir. Bu çerçevede hükümet güvenlik ve özgürlük dengesini
bozmadan eylemlerin sona ermesini sağlayacak tavrı ve dili
benimsemelidir.
Muhalefet partileri ve meclis dışındaki siyasi partiler ortaya
konan kaos çabasını kendilerine oy devşirme süreci olarak
görmemelidir. Aksine, demokrasilerde yönetimin ancak seçimlerle el
değiştireceği gerçeğini ortak bir iradeyle gerçekleştireceğini
seslendirmelidir. Eyleme katılanlara verdiği desteğin, katılmayan
büyük halk kitlesinin hukukunu ve haklarını çiğneyen bir süreci
desteklemek olduğunu da unutmamalıdır.
Diğer taraftan başta sosyal medya araçları olmak üzere çeşitli
yollarla topluma yalan-yanlış bilgi aktaran ve bu yöntemle eylemin
sivil itaatsizlik özelliğini kaybetmesine neden olan kişi ve
camialar milletin bunları not ettiğini hatırlarından çıkarmadan
tavırlarını değiştirmelidir.Eylemin toplumsal kaosa dönüşmesini
engellemek ve provokatörlere fırsat vermeme adına sağduyu çağrısı
yapan, kendi teşkilatları başta olmak üzere millete sükunet tavsiye
eden siyasi liderler ve kanaat önderlerine teşekkür ediyoruz.
Memur-Sen olarak; başta gençler olmak üzere milletimizin sivil
itaatsizlik hakkını başkalarının hukukuna zarar vermeden
kullanmalarının, bu sınırın her hangi bir şekilde aşılması
durumunda ise milletimizin eylemcilere doğrudan müdahale etmek gibi
kaosu artıracak ve derinleştirecek davranışlardan uzak durmasının
oynanmak istenen oyunu bozacağına inanıyoruz.
Şunu biliyoruz ki milletimiz siyasi görüşlerinin farklılığını büyük
Türkiye hayali içersinde diyalog ile seslendirecek ve sonucu sadece
uzlaşma olan feraseti aklı selim ile hakim kılacaktır. Provokasyon
çabaları da, huzuru bozma girişimleri de bu ferasetin karşısında
yenilmeye mahkûmdur.
Yaşananları sadece marjinal iç dinamiklerin tepkisi olarak görmek
yanılgısına düşmeden Türkiye'nin bölgesel lider küresel aktör olma
iradesini akamete uğratmak isteyen dış kaynaklarla da ilişkili
olduğunu gözden kaçırmamalıyız.
Başta terör olmak üzere tüm sorunlarımızı diyalog ve müzakere
yöntemiyle çözerek Büyük Türkiye idealini gerçekleştirmek için 76
milyon tek yürek, tek ses olmalı ve küresel aktör olma yolunda
birlikte ilerlemeliyiz. Bu anlamda ülkemizin ve milletimizin fırsat
ve imkanları vardır. Yeter ki bu fırsat ve imkanları heba etmek
isteyen provokatörlere fırsat verilmesin. Bu düşüncelerle
Milletimizin sağduyusunun provokatörlerin hesaplarını bozacağına
dair inancımız tamdır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.