Memur-Sen söylentilerden rahatsız

Ahmet Gündoğdu, memurların iş güvencesini tartışmaya açacak bazı sözler işittiklerini ifade ederek; buna tepki gösterdi. Memur-Sen'in 4. Olağan Genel Kurulu'nda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan 196 bin sözleşmelinin kadro sözünü aldıklarını ve bunun gerçekleştiğini söyleyen Gündoğdu, kalan 18 bin sözleşmelinin müjdesini ise geçtiğimiz günlerde aldıklarını kaydetti. Sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi sözünü veren Başbakan'a karşın; part-time, esnek çalışma gibi modelleri dillendiren bakanların da var olduğunu ifade eden Gündoğdu, şunları kaydetti:

"Memurların, iş güvencesini kaldırmaya niyetlenmiş yanlış yaklaşımlar bizi son derece rahatsız ediyor. Medeniyet değerlerimizle siyaset yapanlara sesleniyorum: Şüpheli şeylerden kaçının. Memurun iş güvencesine göz dikilerek gidilecek bir yol yoktur. Bu yolun ucu karanlıktır. Çıkmaz sokaktır. Buradan uyarıyorum; memurun iş güvencesine el atacak yaklaşımlarda bulunmayın. Hiç mi çalışmayan memur yok, diyorlar. Biz de soruyoruz; hiç mi çalışmayan siyasetçi yok? Demek ki var. O zaman çalıştıracağız."
Belediyelerdeki sözleşmelilerin kadroya geçirilmesinin sözünü aldıklarını, kadrolu olamayan diğer sözleşmelilerin kadro sorunu üzerine görüşmelerin yapıldığı bir dönemde, kamu çalışanlarının iş güvencesiyle ilgili söylentileri anlamalarının mümkün olmadığını deli getiren Gündoğdu, "Böyle bir şeyi aklının ucundan geçirenlere sesleniyorum; İnancımız şüpheli şeylerden kaçının, diyor. Size de tavsiyemiz tehlikeli sularda kulaç atmayın." ifadelerini kullandı.

"TOPLU SÖZLEŞME, YASASININ GECİKMESİ VE EK ÖDEME GERGİNLİĞİ İLE BAŞLADI"

Toplu sözleşme sürecine yasanın gecikmesi, yasanın çıkış sürecinde yaşadıkları gerginlik, 6 aylık gecikmiş zamlar, 2006 yılından itibaren ek ödeme alan öğretmen ve öğretim görevlilerine eşit işe eşit ücret genelgesiyle bu ek ödemenin verilmemesinin sıkıntısıyla girdiklerini söyleyen Gündoğdu, bütün bu olumsuzlukların süreci de etkilediğini belirtti.

Gündoğdu, genelgenin oluşturduğu mağduriyeti toplu sözleşme masasında gidermeyi istemelerine karşın, öğretmeni çalışmayan, idarecileri de para götürmeye meyilli olarak gösteren anlayışın siyasette de 'çalışmıyorlarsa ek ödemeye ne gerek var' bakışını ortaya çıkardığını bildirdi