Memurlar için seçim vaatlerinde neler olmalıydı?-2
Yeni Şafak gazetesi yazarı Ahmet Ünlü, yaklaşan genel seçimler öncesinde "Memurlar için seçim vaatlerinde neler olmalıydı?" yazısının ikinci bölümünü yazdı.
Dünkü yazımızda “Seçim vaatlerinde memurlar için neler
olmalıydı?(1)” başlığı altında 6 madde halinde acaba biz bir seçim
bildirgesi açıklamış olsaydık bütçeye yük getirmeden nelere yer
verirdik diyerek seçim vaatlerinde olması gerekenlerden bahsederek
konuya kaldığımız yerden devam edeceğimizi ifade etmiştik. İşte
kaldığımız yerden devam ediyoruz.
1- Makam odaları, temsil harcaması ve makam araçlarına çeki
düzen verilecektir
Daha önce bu köşeden bürokratların makam araçları, temsil harcaması
ve makam odalarıyla çok kötü imtihana tabi tutulduğunu ifade etmiş
ve çoğunlukla sınıfta kaldıklarını belirtmiştik. İşte imtihan
neticesinde sınavı geçenler ve geçmeyenler ile sınıfta kalma
sebepleri açıklanacaktır. Bundan sonraki dönemde ise sınıfta
kalanlara ikmal hakkı verilmeyecektir.
Yine 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun temsil giderleri ve
yönetmeliği başlıklı 179'uncu maddesi gereğince Devlet Personel
Başkanlığı ile Maliye Bakanlığı'nın yaklaşık 49 yıldır çıkarması
gereken yönetmeliği bir an önce çıkararak konunun vicdanlara
bırakılmasının sakıncası önlenecektir. Bu konudaki imtihanın ne
kadar çetin olduğu dikkate alınarak sınıfta kalanlar hesap edilerek
bu konuda bir daha imtihan yapılmayacaktır. İşte bu konulara ciddi
bir şekilde çeki düzen verilmelidir.
2- Kamuya ait sosyal tesislerdeki ayrımcılık sona
erdirilecektir
Kamu Sosyal Tesislerine İlişkin Tebliğ'deki (Sayı: 2015-2) kurum
personeli ile kurum dışı personel ve sade vatandaş ayrımını
meşrulaştıran hükümler kaldırılacaktır.
Hatırlanacağı üzere, bu tebliğde; “Bir kurum veya kuruluşun eğitim
ve dinlenme tesisleri, misafirhane, kreş ve çocuk bakımevlerinden
yararlanan diğer kurum ve kuruluşların personeli ve emeklileri ile
bunların eşleri, üstsoy ve altsoylarına, kurum personeli için
belirlenen tarifenin % 25 fazlası uygulanır” hükmü yer
almaktaydı.
Konunun daha da vahimi ise eğitim ve dinlenme tesisleri ile
misafirhanelerden kamu personeli dışında yararlandırılanlara yani
vatandaşlara kurum personeli için belirlenen tarifenin % 50
fazlasının uygulanacağını, ayrıca, tesislerden yararlanmada
önceliğin o kurum personeli ve emeklisi ile bunların eşleri, üstsoy
ve altsoylarına verileceği ifadesine yer verildiğini görüyoruz. Bir
kamu kurumunun uhdesinde bulunan sosyal tesis, o kurumun
çalışanlarının değildir. Ancak, sosyal tesisin ilgili kurumun
personelinin malı gibi bir algı oluşturularak mevzuat düzenlenmesi
yapılarak başka kurum personeline ikinci sınıf memur muamelesi,
sade vatandaşlara ise üçüncü sınıf muamelesi yapılması doğru
değildir ve bu durum mevzuatla meşrulaştırılamaz. Bir an önce bu
sorun kökten çözülmelidir.
3- İşportacı yönetici dönemi sona
erdirilecektir
Her işi yaparım mantığına sahip yönetici dönemine son verilmelidir.
Malum olduğu üzere, bunlar, işlerinde son derece mahirdirler ve
astlarını sürekli sıkıştırırlar, ama amirlerine karşı da sürekli el
pençe divan dururlar, hatta her daim kemerbeste-i ubudiyetle
hareket ederler.
Malum olduğu üzere, bunlar işten anlamadıkları için emrinde çalışan
memurlardan her konuda sürekli bilgi notu isterler. Yine amirlerine
karşı yağcılıktan zaman bulup da kendilerini yetiştirme zahmetinde
bulunmadıkları için yaptıkları işlerden de anlamazlar. Yazı yazma
kabiliyetleri de olmadığı için memurlardan basit veya zor olan her
konuyla ilgili sürekli bilgi notu isterler. Bu durum artık
memurları illallah dedirtir ve memurlar işten ziyade bilgi notu
hazırlamakla akşam ederler. Birde bunlar sürekli iş takibi
yaparlar. Dolayısıyla sürekli iş takibi ve temsille zaman geçiren
yönetici tiplemesi sona erdirilmelidir.
4- Yedek subaylardan yapılan OYAK kesintileri iade
edilecektir
205 sayılı Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanunu ile kurulan Ordu
Yardımlaşma Kurumu'nun başlıca gelirleri üyelerinden yapmış olduğu
kesintilerdir. Bu çerçevede kurumun iki tür üyesi bulunmaktadır.
Bunlar; 1- Daimi üyeler 2- Geçici üyelerdir. Muvazzaflık hizmetini
yapmakta olan yedek subaylar kurumun geçici üyeleridir. Daimi
üyelerden bazılarına isteğe bağlı üyelik mümkünken geçici üyelere
getirilen zorunluluğu anlamak mümkün değildir.
Yani daimi üyeliğin, uzman erbaşlar ile Milli Savunma Bakanlığı,
Jandarma Genel Kumandanlığı teşkilatında, Ordu Yardımlaşma Kurumu
ve bu kurumun sermayesinin % 50'sinden fazlasına sahip olacağı veya
iştirak edeceği şirketlerde çalışan bilumum maaşlı ve ücretli memur
ve müstahdemler için isteğe bağlı olmasına rağmen geçici üye olan
yedek subaylar için üyelik zorunludur. Bunu izah etmek mümkün
değildir.
205 sayılı Kanun'un 18'inci maddesine göre; Aylık (ek gösterge
dâhil), taban aylığı ve kıdem aylığı toplam tutarına, 657 sayılı
Kanun'a tâbi En Yüksek Devlet Memuru Aylığı (ek gösterge dâhil)
brüt tutarının % 40'ının toplamının % 5'i tutarında yedek
subaylardan OYAK kesintisi yapılmaktadır.
Bu kesintilerin karşılığında ise yedek subaylara veya ölümleri
halinde mirasçılarına yapılacak yardımlar şunlardır: Yedek
subaylara: (Aidat kesildiği müddetçe) 1-Maluliyet yardımı, 2- Ölüm
yardımı yapılmaktadır. Yedek subayın kuruma aidat ödediği müddet
içinde ölmesi halinde, almakta olduğu son aylık tutarının 12 misli
ölüm yardımı olarak ödenmektedir.
Yedek subayların ölümü veya maluliyet hali gerçekleşmezse geçici
üyeliğin sona ermesi halinde hiçbir aidat iadesi yapılmamaktadır ve
yapılan kesintiler OYAK'a kalmaktadır. Yani yedek subayların hiçbir
hak talebinde bulunmaları mümkün değildir. Bu durumun adil olduğunu
hiçbir kişi iddia edemez. Ya üyelik isteğe bağlı hale getirilmeli
ya da yedek subaylık süresince kullanılan aidatlar iade
edilmelidir. Binlerce yedek subayın ödemiş olduğu aidatlarla ilgili
haksızlık bir an önce sona erdirilmelidir.
5- Farklı kurumlarda çalışanlara becayiş imkânı
getirilmelidir
Mevcut uygulamada becayiş aynı kurumda çalışan personel için
geçerli bir uygulamadır. Yani aynı kurumun başka başka yerlerde
bulunan aynı sınıftaki memurları, karşılıklı olarak yer değiştirme
suretiyle atanmalarını isteyebilmekte ve bu isteğin yerine
getirilmesi atamaya yetkili amirlerince uygun bulunmasına bağlıdır.
Aynı uygulamanın farklı kurumlarda çalışan personeller arasında
yapılarak önemli bir sorun çözüme kavuşturulacaktır.