Memurlara yeni iş kapısı!
Yeni Şafak gazetesi yazarı Ahmet Ünlü memurlara dernekler yoluyla yeni iş kapısı açılmasını köşesine taşıdı.
Birçok kamu kurumunda görev yapan personel kurdukları dernekler vasıtasıyla yeni bir kazanç kapısını araladı. Bazı kamu kurumlarının eğitim ihtiyacı, memurların kurdukları dernekler vasıtasıyla giderilmeye çalışılmaktadır. Özellikle kritik kurumlarda çalışan memurlar, edinmiş oldukları bilgileri, bazen de nüfuzu kullanarak derneklerin eğitim faaliyetlerine katılarak ciddi tutarlarda para kazanmaya başladılar. Bu konuda Devlet Personel Başkanlığı'nın vermiş olduğu görüş de kapıyı sonuna kadar aralamış durumdadır.
Derneklerin organize ettiği eğitimlerden para alınabilir mi?
Unvanları farklı devlet memurlarından bazılarının hafta sonlarında, hafta içi mesai saatlerinde veya mesai saatleri dışında, resmi tatil günlerinde, izinli olunan veya ücretsiz izinli oldukları günlerde; şirket, vakıf ve dernekler tarafından organize edilen veya dernek veya vakıfların iktisadi işletmeleri aracılığı ile düzenledikleri eğitim, seminer, çalıştay, proje, danışmanlık gibi faaliyetlerde eğitici sunucu, danışman gibi sıfatlar ile bedelli veya bedelsiz-gönüllü olarak görev alabilirler mi?
Öncelikle, devlet memurlarının bulundukları kurumların nüfuzlarını kullanarak eğitim vb. adlar altında çıkar sağlamalarının etik olmadığını ifade etmek isteriz. Bu açıklamadan sonra, yukarıdaki soruya DPB'nin vermiş olduğu görüşle birlikte, memurların eğitim alanında faaliyet göstermelerinin önünü ciddi bir şekilde aralanmıştır. Bu görüş çerçevesinde konuyu izah etmek gerekirse;
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 28'inci maddesinde memurların ticari kazanç getirici faaliyetlerde bulunmalarının sınırları açıkça belirlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunu'nun 16'ncı maddesinin birinci fıkrasında; "Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar" hükmü ile anılan maddenin ikinci fıkrasında ise; "devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar" hükmüne yer verilmiştir.
5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun "Dernek kurma hakkı" başlıklı 3'üncü maddesinde; "Fiil ehliyetine sahip gerçek veya tüzel kişiler, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. Ancak, Türk Silahlı Kuvvetleri ve kolluk kuvvetleri mensupları ile kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri hakkında özel kanunlarında getirilen kısıtlamalar saklıdır. Onbeş yaşını bitiren ayırt etme gücüne sahip küçükler; toplumsal, ruhsal, ahlaki, bedensel ve zihinsel yetenekleri ile spor, eğitim ve öğretim haklarını, sosyal ve kültürel varlıklarını, aile yapısını ve özel yaşantılarını korumak ve geliştirmek amacıyla yasal temsilcilerinin yazılı izni ile çocuk dernekleri kurabilir veya kurulmuş çocuk derneklerine üye olabilirler. Oniki yaşını bitiren küçükler yasal temsilcilerinin izni ile çocuk derneklerine üye olabilirler ancak yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar. Çocuk derneklerine onsekiz yaşından büyükler kurucu veya üye olamazlar" hükmü bulunmaktadır.