Mesai bitti, mobbing bitmedi!
Mobbing ile Mücadele Derneği (MOBBİNGDER) Başkanı Hüseyin Gün, iş yerinde mobbing'e (psikolojik şiddet) uğrayanlar hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Mobbing (psikolojik şiddet) şikâyetlerinin yüzde 60’ı kadınlardan yüzde 40’ı erkeklerden geliyor.
En az şikâyette bulunanlar imalat sektöründe çalışan ilkokul
mezunları. Mağdurların çoğu yaşadığı sürecin mobbing olduğunu uzun
süre fark edemiyor.
MOBBİNGLE ile Mücadele Derneği (MOBBİNGDER) Başkanı Hüseyin
Gün, 2 yılda 32 binden fazla mobbing (psikolojik şiddet)
şikayeti aldıklarını belirterek, birçok şikayetin mobbingi aşıp
cinsel taciz boyutuna ulaştığını çarpıcı örnekleri ile anlattı.
Gün, “Mobbing işyerlerinde verimliliğin, motivasyonun, zamanın,
psikolojik ve fiziksel sağlığın, sağlıklı örgütsel işleyişin birer
erozyonudur” dedi. Hüseyin Gün şunları söyledi:
HER GÜN 40-110 ARASINDA ŞİKAYET
-Ankara merkez ve diğer illerdeki temsilcilerimize iki yılda 32
binden fazla kişi mobbing şikayetinde bulundu.
-Ortalama günlük başvuru sayısı 40 ile 110 arasında
değişmektedir.
-Mobbing şikayetlerinin yüzde 60’ı kadınlardan yüzde 40’ı
erkeklerden geliyor.
-İlkokul mezunlarından sadece 10 şikayet geldi. Bunlar imalat
sektöründe çalışıyor. Küfür ve fiziksel şiddete maruz
kalıyorlar.
-Ortaokul ve lise mezunlarında oran yüzde 20’ye yakın.
-Üniversite mezunlarında rakam yüzde 80’i buluyor.
MAĞDUR FARKINDA BİLE OLMUYOR!
İnsan zihninin nasıl sınırları yoksa psikolojik taciz yapan
insanların da taktikte sınırları olmadığını kaydeden Hüseyin Gün,
“Bu nasıl olur dediğimiz konular bile psikolojik taciz sürecinde
mağdura karşı uygulanmaktadır. Mağdurların çoğu kendilerine yapılan
olayları bir bütün olarak görememekte ve yaşadığı sürecin mobbing
olduğunun farkına bile varamamaktadırlar” dedi.
Özel bir şirkette çalışan genç bir kızın telefonda
ağlayarak kendisini aradığını kaydeden Gün şöyle
konuştu:
SUÇU 3 YILA KADAR HAPİS
“2 saat dinledim. Şirket patronu ve buna dahil olan 3’üncü bir
yöneticinin şiddetli psikolojik tacizine uğruyordu. Daha vahim
olanı ise yöneticisi yalnız olduklarında bilgisayardan bir şey
göstermek bahanesiyle genç kızın omzundan kolunu aşırarak ve adeta
kucağına alarak tacizde bulunmuştu. Elinden tutup kendine çektiği
gibi yanağını da okşamıştı. Evet öyle. Mobbingi aşan bir taciz
olayı bu. Ama malesef bu genç kızımız kendisine yapılanın cinsel
taciz olduğunu ve TCK’nın 105. maddesine göre 4 buçuk aydan 3 yıla
kadar ağır hapis cezası bulunduğunu bilmemekteydi. İspat
edemeyeceği korkusuyla aylardır bu cinsel tacizi yaşamaktadır.
“
ANTİDEPRESAN KULLANIMI ARTTI!
Hüseyin Gün, Türkiye’de antidepresan tüketiminın yıldan yıla
arttığını belirterek, “Kutu adeti olarak baktığımızda;
2009’da 53 milyon, 2010’da 57 milyon ve 2011’de 61 milyon kutu
kullanılmıştır. Bu veriler 2000 yılından itibaren
karşılaştırıldığında Türkiye’de insanların yoğun bir şekilde
anti-depresan ve anti-psikotik ilaçlara yöneldiğini gösteriyor. Bu
grup ilaçlardaki artış çalışanların rekabetçi ve katı hiyerarşik
ortamda ne denli mobbinge maruz kaldığının somut
göstergesidir” dedi.
MOBBİNG MAĞDURU NE TÜR DAVALAR AÇABİLİR?
MOBBİNGLE Mücadele Derneği avukatı Sevgi Güven Altıparmak,
mağdurların hukuki mücadelesiyle ilgili şunları anlattı:
“Manevi tazminat davası açılabildiği gibi mobbing
uygulandığı sırada mağdura karşı yapılan eylemler TCK’ya göre suç
oluşturabilmektedir. Örneğin görevini kötüye kullanma, işkence ve
eziyet gibi. Medeni Kanun 24 ve 25’inci maddeleri, Borçlar
Kanunu’nun 58’inci maddesi, Avrupa Sosyal Şartı’nın 26’ncı maddesi,
İş Kanunu’nun 5, 24 ve 77’nci maddeleri kapsamında ve yeni
yürürlüğe girmiş olan Borçlar Kanununun 417. maddesi kapsamında
mobbing eylem ve işlemler için mağdurlar adına manevi tazminat
davası açılabilmektedir. Mağdurun cesur olması
gerekmektedir. Yaşadıkları sorunu çözümsüz bir sorun
olarak görmemeleri gerekir. Her ne kadar iş güvencesinin olmaması
özel sektör çalışanları bakımından bir zafiyet gibi görünse de
kurumsallaşmış kuruluşlarda açılan mobbing davaları
kazanılmaktadır. İş hukukunda genelde işçiyi korumaya
yönelik hükümler yer almaktadır. Mahkemelerde bu konuda hassasiyet
göstermektedir.”