ÖGESEN’in yeni kurulacak Hükümetten talepleri
Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN) ve Öğretim Elemanları Derneği (ÖGEDER) Genel Başkanı Vahdet Özkoçak'ın yeni kurulacak Hükümetten taleplerini sıraladı.
Türk Akademisi, yıllar süren suskunluğundan öncülüğünü
yaptığımız akademikzam süreci ile uyanmış ve halının altına
süpürülmüş olan birçok sorun ile topal bir şekilde yoluna devam
etmeye çalıştığının artık farkına varmıştır. Bu sorunlar
yükseköğretim sistemimizin, eğitim – öğretim ve araştırma
faaliyetlerinin önünü ciddi manada kesmektedir. “Akademinin Yeniden
Doğuşu” için bu sorunlar en kısa zamanda “tamamen” çözülmeli,
halının altına süpürme mantığı artık devam ettirilmemelidir. Bu
bağlamda her sorun için ÖGESEN olarak çözümün paydaşı olmaya,
sorunları birebir yaşayan akademisyenler olarak çözüm üretmeye
hazırız. Yeni kurulacak hükümetimizden bu sorunların bir an önce
çözülmesi için adım atılmasını bekliyoruz.
- 50dsorunu “gerçek” manada çözüme kavuşturulmalı, yaşanacak mağduriyetler engellenmelidir.
- İyice sarpa saran ÖYP sistemi baştan dizayn edilmeli, içerisinde “senet” “atılma” “mobbing” “torpil” “ödenek yetersizliği” “araştırma görevlisine öyp’nin vaad ettiği sözler yerine getirilmezken, araştırma görevlisinden mutlak başarının beklenmesi” gibi sorunlar olmadan ve yedek atama sistemi ile faaliyete geçirilmelidir.
- Sözleşme yenileme problemi, artık adeta bir mobbing silahı olarak kullanılmaktadır. En ufak bir anlaşmazlıkta dahi amirler tarafından sözleşme yenilenmesi ortaya konmakta ve gizli bir tehdit oluşmaktadır. Bu problem akademisyenlerimizin verimini de ciddi oranda düşürmektedir. Sözleşme yenileme gibi cezalandırıcı önlemler yerine, taban maaşın üzerine performans getirilmesi gibi teşvik edici sistemlerin kurulması, daha akılcı ve daha çağdaş olacaktır. Sözleşmeli çalışma durumu, bütün akademisyenler için, en azından göreceli olarak daha uygun şartlar yerine getirilerek, acilen kaldırılmalıdır.
- Eş durumu tayinleri ve naklen atama sistemi getirilmelidir, aile birliği olmadan akademisyenlerin verimli çalışmalar yapmasını beklemek ne yazık ki çok mantıksızdır. Bir akademisyenin hafta sonlarını ailesi ile birlikte olabilmek için yollarda geçirmesi ne yazık ki artık çağ dışı bir sistemdir.
- akademikaskerlik ve akademikdilsınavı çalışmaları sonuçlandırılarak eğitim sisteminde akademisyenlere yapılan bu büyük haksızlıklar çözüm bulmalıdır.
- Geliştirme ödenekleri daimi hale getirilmeli ve herkese eşit haklar sağlanmalıdır.
- Bir birey, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bile rahatça oy kullanabilirken, idari ve akademik olarak kendisini yönetecek ve temsil edecek olan rektörünün seçiminde oy kullanamamaktadır. Artık rektörlük seçimlerinde öğretim üyesi hariç öğretim elemanlarının oy kullanamaması durumu son bulmalıdır.
- Doçentlikte yayına ve tarafsız ölçütlere bağlı bir sistem kurularak doçentlik jurisi kaldırılmalı konulan şartları sağlayanlar Doçent olabilmelidir. Doçentlik jürisi ülkemiz şartlarında efektif olarak işleyememekte, ikili ilişkiler olumlu veya olumsuz olarak adaya geri dönmektedir. Yine bir mobbing sebebi olan bu sistem de acilen düzenlenmelidir.
- Yeşil Pasaport, başkaca şartlar aranmadan tüm akademik kadrolara verilmeli ve akademisyenlerin kongre, sempozyum gibi organizasyonlara katılımları kolaylaştırılmalıdır.
- Görev tanımları net olarak yapılmalı ve mobbingin önüne geçilmelidir.
- Dil tazminatları yeniden düzenlenmelidir.
En acil ve hayati olduğunu düşündüğümüz bu sorunlar artık çözülmeli ve Türk Akademisi mevcut sorunlu düzeninden sıyrılarak modern bir yapıya kavuşmalıdır. Yeni hükümetimizin bu sorunları bizleri de paydaş kabul ederek çözecek adımları atacağını umuyoruz. Saygılarımızla
- 50dsorunu “gerçek” manada çözüme kavuşturulmalı, yaşanacak mağduriyetler engellenmelidir.
- İyice sarpa saran ÖYP sistemi baştan dizayn edilmeli, içerisinde “senet” “atılma” “mobbing” “torpil” “ödenek yetersizliği” “araştırma görevlisine öyp’nin vaad ettiği sözler yerine getirilmezken, araştırma görevlisinden mutlak başarının beklenmesi” gibi sorunlar olmadan ve yedek atama sistemi ile faaliyete geçirilmelidir.
- Sözleşme yenileme problemi, artık adeta bir mobbing silahı olarak kullanılmaktadır. En ufak bir anlaşmazlıkta dahi amirler tarafından sözleşme yenilenmesi ortaya konmakta ve gizli bir tehdit oluşmaktadır. Bu problem akademisyenlerimizin verimini de ciddi oranda düşürmektedir. Sözleşme yenileme gibi cezalandırıcı önlemler yerine, taban maaşın üzerine performans getirilmesi gibi teşvik edici sistemlerin kurulması, daha akılcı ve daha çağdaş olacaktır. Sözleşmeli çalışma durumu, bütün akademisyenler için, en azından göreceli olarak daha uygun şartlar yerine getirilerek, acilen kaldırılmalıdır.
- Eş durumu tayinleri ve naklen atama sistemi getirilmelidir, aile birliği olmadan akademisyenlerin verimli çalışmalar yapmasını beklemek ne yazık ki çok mantıksızdır. Bir akademisyenin hafta sonlarını ailesi ile birlikte olabilmek için yollarda geçirmesi ne yazık ki artık çağ dışı bir sistemdir.
- akademikaskerlik ve akademikdilsınavı çalışmaları sonuçlandırılarak eğitim sisteminde akademisyenlere yapılan bu büyük haksızlıklar çözüm bulmalıdır.
- Geliştirme ödenekleri daimi hale getirilmeli ve herkese eşit haklar sağlanmalıdır.
- Bir birey, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bile rahatça oy kullanabilirken, idari ve akademik olarak kendisini yönetecek ve temsil edecek olan rektörünün seçiminde oy kullanamamaktadır. Artık rektörlük seçimlerinde öğretim üyesi hariç öğretim elemanlarının oy kullanamaması durumu son bulmalıdır.
- Doçentlikte yayına ve tarafsız ölçütlere bağlı bir sistem kurularak doçentlik jurisi kaldırılmalı konulan şartları sağlayanlar Doçent olabilmelidir. Doçentlik jürisi ülkemiz şartlarında efektif olarak işleyememekte, ikili ilişkiler olumlu veya olumsuz olarak adaya geri dönmektedir. Yine bir mobbing sebebi olan bu sistem de acilen düzenlenmelidir.
- Yeşil Pasaport, başkaca şartlar aranmadan tüm akademik kadrolara verilmeli ve akademisyenlerin kongre, sempozyum gibi organizasyonlara katılımları kolaylaştırılmalıdır.
- Görev tanımları net olarak yapılmalı ve mobbingin önüne geçilmelidir.
- Dil tazminatları yeniden düzenlenmelidir.
En acil ve hayati olduğunu düşündüğümüz bu sorunlar artık çözülmeli ve Türk Akademisi mevcut sorunlu düzeninden sıyrılarak modern bir yapıya kavuşmalıdır. Yeni hükümetimizin bu sorunları bizleri de paydaş kabul ederek çözecek adımları atacağını umuyoruz. Saygılarımızla