Serbest kıyafet eylemine çok sert tepki!
Birleşik Kamu İş Konfederasyonu, Eğitim-Bir-Sen'in başlattığı "kamuda serbest kıyafet eylemi"ni çok sert şekilde eleştirdi...
Eğitim-Bir-Sen'in başlattığı "kamuda serbest kıyafet eylemi" sendikalar arası esaslı bir tartışmanın da fitini ateşledi. Eğitim-Sen ve Eğitim-İş'ten sonra Birleşik Kamu İş Konfederasyonu da sert bir açıklama yaparak eylemi eleştirdi.
Genel Başkan İsmail Tutoğlu imzasıyla yapılan açıklamada sert ifadeler dikkat çekerken "Kamu kurumlarında takunya sesi duymak istemiyoruz!" denildi.
İşte Birleşik Kamu İş Konfederasyonu tarafından yapılan açıklama:
Kamu kurumlarında takunya sesi duymak istemiyoruz! Eğitim Bir Sen'in ve Memur-Sen'in, 16/7/1982 tarihli Bakanlar Kurulu Kararıyla çıkarılan ve Resmî Gazete'nin 25.10.1982 tarihli 17849 sayılı nüshasında yayınlanan, kamuda “kılık-kıyafet” yönetmeliğinin kaldırılması amacıyla başlattığı imza kampanyası ve 18 Mart'dan itibaren bu kurala uymayacağını açıklaması özgürlüğü değil ortaçağ karanlığını çağıran bir oldu bittidir.
Özellikle “yeni anayasa” yapılması dayatmasının sona yaklaştığı,
657 sayılı devlet memurları yasasında yapılması gündemde (İş
güvencesinin ortadan kaldırılması da dahil) olan değişikliklerin
ayyuka çıktığı bu günlerde bu eylem/ler hükümetin memurlar
üzerindeki gizli niyetlerini ve Türkiye'nin ilerici kazanımlarından
olan “kamu çalışanı” kavramına vurulacak olası “darbe”leri gizleme
amaçlıdır.
Öne sürülen gerekçeler 2011 referandumunda sunulan “darbe hukukunu
kaldırıyoruz” yalanının bir başka biçimidir.
Çünkü özgürlük kavramı tarih boyunca insanlığın ilerici
mücadelesiyle anılan bir kavramdır. 12 Eylül askeri yönetimince
“Türk İslam Sentezi” adı altında palazlandırılmış ve keskinliği
konusunda Dünyaya nam salmış Türkiye gericiliğinin, bu güzel
“özgürlük” kavramını, ortaçağ zihniyetlerinin egemenliğine alet
etmelerine izin vermeyeceğiz.
Kaldı ki kamuda “kılık-kıyafet”i düzenleyen yönetmelik değişik
kereler, -tıpkı 1982 Anayasasında olduğu gibi!- 7/8/1991 ve
10/12/2001'de yine Bakanlar Kurulu Kararıyla tadil edilmiştir.
İlgili yönetmeliğin, 3.1.2002 tarihli değişikliğinde, “a) Kadınlar,
elbise, pantolon etek temiz, düzgün, ütülü ve sade, ayakkabılar
ve/veya çizmeler sade ve normal topuklu, boyalı, görev mahallinde
baş daima açık, saçlar düzgün taranmış veya toplanmış, tırnaklar
normal kesilmiş olur. Ancak bazı hizmetler için özel iş kıyafeti
varsa görev sırasında kurum amirinin izni ile bu kıyafet
kullanılır. Kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise ile
strech, kot ve benzeri pantolonlar giyilmez. Etek boyu dizden
yukarı ve yırtmaçlı olamaz. Terlik tipi (sandalet) ayakkabı
giyilmez.” denmektedir.
07/08/1991 tarihli birinci tadilat değişikliğinde “(Değişik :
91/2048 B.K.K.) Bina içinde gömleksiz, kravatsız ve çorapsız
dolaşılmaz.” diye yazmaktaydı!
Ne zaman “türban” dayatmasıyla karşılaşsak büyük bir felaketin
gizlenmeye çalışıldığını anlamada artık deney sahibiyiz!
Türkiye çözülürken, eyaletlere ayrılıp paramparça edilmesi
gündemdeyken, devlet aygıtının en önemli unsurları ve güvencesi
olan kamu çalışanlarının “türbanlı/türbansız ayırımına yol açacak
iç savaşına izin vermeyeceğiz.
Devlet dairelerinde, kamu kurumlarında takunya sesi
istemiyoruz!
İsmail TUTOĞLU
Birleşik Kamu İş Konfederasyonu
Genel Başkanı