Süleyman Soylu'dan kritik başkanlık sistemi açıklaması

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, başkanlık sisteminin önemini vurgulamak üzere, "Tarifinde bile zorlandığımız bir hükümet sistemiyle karşı karşıyayız" dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü'nün (TODAİE) düzenlediği Yerel Yönetimlerde Hizmet Sunum Yöntem Arayışı Çalıştayı'nın açılış konuşmasını yaptı.

Bakan Soylu, "Bu millet bilmenizi isterim ki bugün 21. asrın başından itibaren büyük devrimleri gerçekleştirmiştir. Buna devam etmek zorundadır. Kamu personel reformu bizim en temel ihtiyaçlarımızdan bir tanesidir. Bunu karşılıklı diyalog içerisinde, müşavere içerisinde, avantajlarımızı, dezavantajlarımızı iyi bir şekilde konuşarak ve tartışarak çözmek zorundayız. Bunu halının altına süpüremeyiz. Bugün bir hükümet sistemi problemi çektiğimiz apaçık ortadadır. Bu çok nettir. Ne parlamenter sistemdeyiz, ne yarı başkanlık sistemdeyiz ne başkanlık sistemindeyiz. Tarifinde bile zorlandığımız bir hükümet sistemiyle karşı karşıyayız. Bugün hepimizin üzerinde tartıştığı kamu personel rejimiyle karşı karşıyayız. Bugün büyük reformlar gerçekleştirdiğimiz ama yine gerçekleştirmek zorunda olduğumuz bir sosyal güvenlik sistemiyle karşı karşıyayız. Bunlar bizim mecburiyetimizdir. Bu toplumun bütün fertleri hep birlikte bu mecburiyetlerimizi büyük değişimlerle ve reformlarla gerçekleştirerek geleceğin Türkiye'sini hep birlikte inşa eder bir pozisyonu almalıyız" diye konuştu.

"HÜKÜMET SİSTEMLERİ KONUSUNDA BİR ÇALIŞMANIN BAŞLAMASI LAZIM""

Bugün sosyal güvenlik sistemi içerisinde hep birlikte acaba daha iyi nasıl yapabilirizi düşünüyoruz" diyen Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Ama bu statükoyla olmaz. Bu bürokratik direnişle de olmaz. 1960 darbesi bir bürokratik direniştir. 1980'de Sayın Demirel'in 'Ben MİT'ten bilgi alamıyorum' demesi bir bürokratik direnişin adıdır. Bununla yüzleşelim. Gezi olayları bir bürokratik direniştir. 17-25 Aralık darbesi paralel yapı yaptı, o yaptı, şu yaptı ama aslı bir bürokratik direniştir. Bunu dönüştürmek zorundayız. Kamu bürokrasinin elde ettiği bütün bilgiyi, bütün tecrübeyi dönüşümlere, reformlara tahvil etmeli bunun üzerinden 2023, 2053, 2071 ve daha ötesi hedeflere hep birlikte ulaşma konusunda bir iddiayı ortaya koymalıyız."

TODAİE'nin Genel Müdürü ile biraraya geldiklerini anlatan Bakan Soylu, görüşmede enstitünün birçok meseleye daha el atması gerektiğini paylaştıklarını anlatarak, "En önemli meselelerden bir tanesi belki de ülkemizin önümüzdeki dönemdeki en temel tartışmalarından ve en temel karar vermek gerekli olduğu alanlardan bir tanesi olan hükümet sistemleri konusunda bir çalışmanın başlaması lazım geldiği konusunda ortak bir karara vardık. Sonuca yönelik çalışmaları ortaya koymalıyız" dedi.

"6360 BÜYÜKŞEHİR YASASI"

Büyükşehir Yasası'nın önemine de değinen Soylu, "Türkiye'nin en temel devrimlerinden bir tanesi, en temel dönüşümlerinden bir tanesi merkeziyetçiliği bertaraf eden devrimlerinden değişimlerinden bir tanesi de 6360 dediğimiz Büyükşehir Yasası'dır. Bu düşünülemez bir şeydir. Burada sadece kaynaklarımızı etkin ve verimli kullanmak anlamında bir şey söz konusudur dersek meselenin bazı noktalarını eksik bırakmış oluruz. Denetim sadece bürokratik bir denetim değildir, bir kamu denetimi de değildir. Asli denetim milletin denetimidir. Burada özellikle bu denetimi millete havale eden bir anlayış gerçekleştirmektedir" ifadelerini kullandı.

 

"6360 SAYILI YASA İLE YAPTIĞIMIZ REFORMLARLA..."

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ise, "6360 sayılı Yasa'nın teorisi ortaya çıkıyorken son dönemde 12-13 senede yapılan devrim niteliğindeki reformların çok zor yasalaştığı hepimizin malumudur. Ama ortaya konulan inanç bu yasaların çok verimli bir şekilde uygulanmasına vesile olmuştur" diye konuştu.

Türel, 2004 senesine kadar belediyeciliğin vesayetin gölgesinde kaldığını anlatarak, Büyükşehir Yasası'nın da uygulamaya girmesiyle başlangıçta bir takım sıkıntılar söz konusu olduğunu ifade etti. Türel, "Büyükşehir Yasası içerisinde en önemlilerinden bir tanesi Türkiye'deki belediye sayılarının düşürülmesiydi. En son 6360 sayılı Yasa ile yaptığımız reformlarla artık Avrupa Konseyi'nde imza altına aldığımız yerel yönetim özerklik şartı hükümleri çerçevesinde Türkiye'nin yerine getirmesi gereken en ufak bir eksiklik kalmadı. Yerel yönetim özerklik şartının içerisinde en önemli husus yerel yönetimlerin güçlendirilmesidir. Bu ihtiyaçlardan yerel yönetimlerde 6360 sayılı Yasa'ya büyük bir ihtiyaç olduğu ortaya çıktı" diye konuştu.

Konuşmasında Türel, Büyükşehir Yasası'yla birlikte plan ve hizmet bütünlüğünün sağlanması konusunda Antalya'dan da örnekler verdi.

TODAİE Genel Müdürü Prof. Dr. Ender Aslan, geçen yıl ve bu yıl TODAİE'nin bütçesinin yüzde 20'sinin araştırmaya ayrıldığını belirterek, "TODAİE'de inşallah 2016-2017 yıllarında bu bütçe araştırma bütçesinin çok daha artacağını ben düşünüyorum. Çünkü akademik kurumun en önemli bütçesini araştırma bütçesi oluşturmaktadır" dedi.

Çalıştayda 6360 sayılı Kanun sonrasında yol, içme suyu, kanalizasyon, ulaşım, imar, çevre, sosyal ve kültürel hizmetler gibi farklı hizmet alanlarında sunum yöntemleri tartışılacak.