Taşeron işçilere performansa göre ücret önerisi

Taşeron işçilerin kamuda istihdamı ile ilgili soru işaretleri yanıt bekliyor. İşte Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi ile ilgili önerileri.

Taşeron işçiler ne zaman kadroya geçecek? Taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi sırasında nasıl bir yöntem izlenecek? Taşeron işçilerin kafasındaki soru işaretleri yanıt bekliyor.

Yeni Şafak gazetesi yazarı Ahmet Ünlü, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ile taşeron işçilerin kamuda istihdamıyla ilgili sorunları ve çözüm önerilerini görüştü ve köşesinde değerlendirdi.Arslan, taşeron işçiler için esnek çalışmayı ve performansa ücreti öneriyor. İşte o yazı:

KAMU İSTİHDAMINDA HİZMET KALİTESİ VE VERİMLİLİĞİ ESAS ALINMALI

Hak-İş, kamu istihdamında hizmet kalitesini ve verimliliğini merkeze alacak kanun çalışması yapılmasını öneriyor. Bu bağlamda bir işçi sendikasından “Kamu İstihdamında Hizmet Kalitesinin ve Verimliliğinin Artırılması Hakkında Kanun Çalışması” önerisinde bulunulması takdire şayandır. 

Bu çerçevede, kısa vadede taşeron işçilerin 4857 sayılı İş Kanunu'na göre kamuda istihdam edilerek hizmet kalitesinin arttırılması ve performansa göre ücret ve esnek çalışma sistemlerinin ön plana çıkarılarak kamuda işçi kadrolarına alınmasının sağlamasını öneriyor. 

İŞÇİ KADROLARININ KAMUDA YAYGINLAŞMASI SAĞLANMALI

Yine Hak-İş, kamu istihdamında Cumhurbaşkanı'nın önerisi doğrultusunda kamu çalışanı kavramını esas alarak orta vadeli istihdam önerisinde bulunuyor. Buna göre, orta vadede, ilk planda kısa vadede gerçekleştirilecek olan kamuya işçi kadrosuna alınan taşeron işçileri gibi 4/c çalışanlarını da aynı istihdam alanı içinde birleştirmeyi öneriyor.

İkinci aşamada ise devletin asli ve sürekli görevleri dışında istihdam edilen 4/b'li sözleşmeli personellerin 4857 sayılı Kanun anlamında işçi olarak istihdam edilmesine yönelik kanun çalışmasını öneriyor.
Yukarıdaki planlamalara ilişkin ilgili reform düzenlemelerinin yürürlüğünden sonra da kamuda hizmet alımı ile yeni bir taşeron işçisi ile 657 sayılı Kanun'un 4/b' ya da 4/c maddesine göre personel istihdamı yapılmamasını öneriyor. Bir anlamda asli ve sürekli kamu hizmeti tanımını yapın ve memur kime denilecekse o memur statüsünde olsun diyor.

ÇÖZÜM KAMU PERSONEL REFORMUNA KATKIDA BULUNMALI

Yapılacak uzun vadeli bir planlama ile Kamu Personel Reformu'nun genel prensiplerine uygun olarak idareyi temsil ve yetki kullanarak çalışan memurlar ile özel personel yasası bulunan memurlar dışındaki kamuda çalışanlara yönelik olmak üzere bir "kamu çalışanı" modeli oluşturulmasını öneriyor.

Daha önceki yazılarımızda da belirtmiş olduğumuz üzere, Kamu Personel Reformu'nun temeli asli ve sürekli hizmet tanımının net bir şekilde yapılması ile asli ve sürekli hizmet ifa etmeyecek personelin memur olmasının önüne geçilmesinden geçmektedir.

Zaman içerisinde devletin asli ve sürekli görevlerini ifa eden devlet memurları ile bu kanuna tabi olarak istihdam edilen ve 4857 sayılı İş Kanunu sisteminin geçerli olacağı işçilerden oluşan iki tür «kamu çalışanı» öneriyor ki bu öneriyi benimsememek mümkün değildir.
Bu yolla kamu çalışanlarının istihdam modelleri sadeleştirilecek ve benzer işi yapanlar arasındaki farklı çalışma şartları ortadan kaldırılarak, kamu çalışanlarının çalışma şartları bakımından birbirine yaklaştırılmasını öneriyor.

 BİR SENDİKADAN PERFORMANS VE HİZMET KALİTESİ ÖNERİSİ 

Hak-İş, hazırlanacak kanun kapsamında kamuda hizmet kalitesinin artırılmasına yönelik olarak ülke çapında ve yapılan hizmetlere göre performans kriterleri belirlenmesini ve hizmet kalitesinin devamlılığının sağlanmasını öneriyor.

Yine, 4857 sayılı Kanun'a bir takım sınırlamalar getirilerek kamu hizmetlerinin kalitesinin artırılması ve sürekliliğinin sağlanması yönünde çalışma yapılması öneriliyor. Yanlış anlaşılmasın bu öneriyi işveren sendikası önermiyor, işçi sendikası öneriyor.

Somut performans kriterleri getirilmek suretiyle, kamu ve özel sektör çalışanları benzer performans gereklerine kavuşturularak aradaki farklılıkların ortadan kaldırılması öneriliyor. Taşeron işçilerin kadroya geçirilmesinde en fazla korkulan şeyin hizmet kalitesi ve performans düşüklüğünün olduğu unutulmamalıdır.

Alışılagelmiş rehavet ve katı güvenceler nedeniyle kamu hizmetlerinin kalitesinin ve veriminin düşmemesi için, İş Kanunu'ndaki katı sınırlamalara bir takım istisnalar getirilmesini, yani belirli süreli iş akitlerinin kolaylaştırılması vb. tedbirlerin alınmasını bu suretle de 657 sayılı Kanun'un katı uygulamalarına da son verilmesi gerektiğini öneriyor. Bu öneri memur sendikalarını kızdırsa da gerçeği görmezden gelmek doğru değildir.

TAŞERON İŞÇİLERİN KADROYA ALINMASINDA BENİMSENECEK İLKELER

Başlangıç olarak taşeron işçiler şu anki çalışma şartları ile istihdam edilmesini, bu şekliyle de kamuda istihdamın özel sektöre oranla daha cazip olmasının engelleneceğini düşünüyor.

Yine, aynı gerekçe ile 6772 sayılı Kanun'da değişiklik yapılarak ödenecek ikramiyelerin performansa ve kıdeme bağlanarak özel sektör ve kamu çalışanları arasında dengesizliklerin en aza indirilmesi öneriliyor ki, bize göre önceki hizmet kalitesi ve performans önerisiyle bire bir örtüşüyor.

 Taşeron işçilerin kamuda 4857 sayılı Kanun kapsamında istihdam edilmesi gerektiği ve bunun her kesim için en makul yöntem olduğu belirtiliyor.

Bundan böyle kamu kurumları hizmet alım ihaleleri yerine doğrudan istihdam (İŞ-KUR üzerinden) suretiyle hizmetlerini yürüteceklerdir.
Kanunun yürürlüğünden sonra memurlar ve özel personel kanunları bulunan kamu çalışanları hariç, kamuda 4/b, 4/c ve 4/d kapsamında çalışan istihdam edilmeyecek, mevcut çalışanlar zaman içerisinde gönüllülük esasına göre bu kanun kapsamına alınacaklardır. Yarın kaldığımız yerden konuyu izaha devam edeceğiz.