Taşeron işçilerin gözü kulağı kadroda!

Milliyet gazetesi yazarı Cem Kılıç taşeron işçileri bugünkü köşe yazısına taşıdı.

Türkiye'de yaklaşık 1.5 milyon taşeron çalışanı var. Bunların yarısından fazlası kamu işyerlerinde. Son çıkan yasayla kamuda çalışan taşeron işçilerin kıdem tazminatı, yıllık izin hakkı gibi konularda önemli kazanımlar oldu. Artık kamuda taşeron işçisi olarak çalışıp, kıdemini, iznini almayan işçi kalmayacak. Diğer yandan, yardımcı iş yapması gerekirken asıl işte çalıştırılan kamu işçilerine de kadro yolu açıldı. Bir kısım kamu taşeron işçisi kadrosunu daha yeni elde etti. Ancak kadroya kavuşanlar toplam kamu çalışanlarının en fazla yüzde 1'i kadar. Şu sıralar bütün kamu taşeron işçileri "bize de bu kadrolar verilecek mi ?" diye endişeyle beklemekte.

Çıkan yasaya göre, Bakanlar Kurulu kamudaki asıl iş-yardımcı işlerin listesini belirleyecek. Yasa sonrasında çıkan yönetmeliğe göre yardımcı işlerin listesi hazırlanacak. Kamu kurumları bu listede yer almayan işlerde artık taşeron işçisi çalıştıramayacaklar. Eğer çalıştırırlarsa ilgili kamu yöneticisi hakkında hem idari işlem yapılacak hem de o kuruma idari para cezası kesilecek. Yeni dönemde Maliye Bakanlığı kamu kurumlarına vize vermediği takdirde taşeron işçi kullanımı da olmayacak.

ÇALIŞMALAR BAŞLADI

Maliye Bakanlığı kamuda hangi taşeron işçilerinin kadroya geçeceğiyle ilgili olarak çalışmalarına başladı. Bu konuyla ilgili kanun tasarısının da hazırlandığı biliniyor. Taslak tasarıda kamuda kadroya geçirilecek işçilerin asıl işi yapıyor olmalarının yanı sıra bir takım kıdeme bağlı koşulların da olması bekleniyor. Kamu sektöründe kadroya geçirilecek taşeron işçileri için hem asıl işi yapıp hem de iki yıldır kamuda çalışıyor olma koşullarının gelmesi bekleniyor.

Kamuda kadrolara atanabilmek için belirli bir süre (2 yıl) çalışmış olma koşulu birtakım adaletsizliklere neden olabilir, iki yılını tamamlamayanlar asıl işte olsalar bile kadro hakkını alamayabilirler ve yine yargı yoluna başvurmak zorunda kalabilirler. Ayrıca sürekli giriş çıkış yaptırılarak, bir işyerinde 12 ayını tamamlamadan ayrılanlar da ayrı bir adaletsizliğe kurban olabilirler.

ÖZEL SEKTÖR...

Özel sektörde çalışan taşeron işçileri İş Kanunundaki "muvazaa koruması" dışında neredeyse çaresizler. Son çıkarılan yasalarda özel sektör çalışanını taşeron bakımından ilgilendiren bir düzenleme de yok.

Muvazaa tespiti, bir işyerinde o işyerinin asıl işleri kapsamında taşeron işçi kullanılıyor olmasının tespit edilmesi anlamına geliyor. Örneğin bir inşaat yapımında duvar ören işçiler taşeron işçisiyse orada muvazaa vardır, bir fabrikada montaj yapan çalışan taşeron çalışanıysa muvazaa vardır. Böyle bir durumda işyerine gelen iş müfettişi asıl işte çalışan taşeron işçilerini tespit ederse, işveren ağır yaptırımlarla karşılaşır.

Bir işyerinde iş müfettişi muvazaa bulunduğunu anlar ve bunu raporuna yansıtırsa, alt işveren üzerinde görünen işçinin, asıl işverenin işinde çalışmaya başlamasından itibaren, asıl işverenin işçisi sayılması ve tüm işçilik alacaklarının emsal işçiye ödenecek işçilik hakları üzerinden geriye dönük olarak faizi ile beraber ve aradaki farkların da eklenmesiyle ödenmesi gerekir. Yargıtay yerleşik içtihadıyla bu durumdaki işçileri başından itibaren asıl işverenin işçisi saymakta ve fark alacaklara hükmetmektedir. Müfettiş ayrıca idari para cezası da uygular. Ne var ki, bu ceza diğerinin yanında oldukça hafif kalır.

Özel sektörde taşeron işçilerini koruyabilmenin tek yolu Bakanlık müfettişlerinin yaptıkları denetimler. Bu denetimler olmasa, muvazaa tespitleri yapılmasa neredeyse bütün işler taşeron çalışanlarına yaptırılır. Bu nedenle denetimlerin önemi oldukça büyük.

Ancak denetim elemanı sayınız neredeyse 1000 kişi civarındaysa yapacak çok fazla bir şey kalmıyor.