Taşeron işçinin kıdem tazminatı rafta
1 Mayıs'ı kutlamalarıyla ilgili olarak açıklama yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, taşeron işçilerin kıdem tazminatı ile ilgili olarak da önemlı açıklamalar yaptı.
MEMURLAR- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 1
Mayıs'ı kutlamalarıyla ilgili olarak, "görüşmenin neticesinde
Taksim'de ısrarı olan sendikalara buradan sesleniyorum.
'Sizin bir adım atma imkanınız yok mu kamu güvenliği
açısından, siz söyleyin, siz bir çözüm getirin" dedi.
Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) tarafından hazırlanan
"Çalışma hayatında 10 yıl (2003-2013)" raporunun
açıklandığı programda konuşan Çelik, geleceğin Türkiye'sini
şekillendirme yolunda Stratejik Düşünce Enstitüsünün ortak aklı,
bilimsel çalışmayı esas aldığını ve birçok alanda ortaya koyduğu
ufuk açıcı çalışmalarıyla ülkenin yarınlarına ışık tuttuğunu
söyledi.
Çelik, hazırlanan "Çalışma Hayatında 10 yıl
(2003-2013)" raporunun çalışma ve sosyal güvenlik
alanındaki çalışmaları özetleyen ilk rapor olarak ortaya çıktığını
ve son derece önemli bir rapor olduğunu belirtti.
Türkiye'nin son 10 yılda aldığı mesafeyi görmek için dünyanın ve
Türkiye'nin geçirdiği evrelerinin iyi bilinmesi gerektiğini
kaydeden Çelik, 1 Mayıs 1977 yılında Taksim meydanında yaşanan
üzücü hadiseler nedeniyle 1980 ihtilali ile kutlamaların
yasaklandığını anımsattı.
Çelik, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve konfederasyon başkanlarıyla
bir araya geldiklerini ve 2009 yılında 1 Mayıs'ın tatil edilmesini
sağladıklarına dikkati çekti.
"Taksim, artık şehrin merkezi"
Türkiye'nin gelişmesi, kalkınması, toplumsal taleplere duyarlılığı
konusunda artık hiçbir kimsenin endişesinin olmadığı kanaatinde
olduğuna işaret eden Çelik, şunları söyledi:
"Emeğin hakkının konuşulacağı, emek kesiminin sorunlarının gündeme
geleceği ve dayanışma sağlayacakları bir gün ne eksiğimiz var ne
fazlamız var. Bunları meydanlarda, piknik alanlarında Türkiye'nin
dört bir tarafında konuşma imkanını veren bir tatil günü. Ama ne
yazık ki belli çevreler aslında bütün sendikaları bu işin içine
katmak doğru değil. Kamunun tahsis etmiş olduğu, kamu güvenliği
açısından sorun teşkil etmeyen yerlerde ve 81 ilde 1 Mayıs'ı
kutlama imkanı varken ısrarla Taksim konusunda inat edenleri
doğrusu anlamakta zorlandığımızı ifade etmek istiyorum.
'Taksim'de 1 Mayıs'ı kutlamayın' demiyoruz. '1977 acı
olaylarını gündeme getirmeyelim' demiyoruz. 'Kazancı yokuşunda o
günün anısına yapılması gereken etkinlikler yapılsın' diyoruz ama
Taksim, artık şehrin merkezi. Burada geçmiş yıllarda art niyetli
bazı kesimlerin ara sokaklarda ne gibi illegal faaliyetlere
başvurduklarını, toplumu nasıl rahatsız ettiklerini, kamu
güvenliğini zedelediklerini hep berber görmüş
bulunuyoruz."
"Tek taraflı diyalog olur mu, tek taraflı adım atmak olur
mu?"
"Şimdi eğer bu diyalog ise eğer bu 1 Mayıs'ın gerçekten Emek ve
Dayanışma Günü olarak kutlanması ise oturuyoruz, görüşüyoruz" diyen
Çelik, şöyle devam etti:
"Bu görüşmenin neticesinde Taksim'de ısrarı olan sendikalara
buradan sesleniyorum. 'Sizin bir adım atma imkanınız yok mu
kamu güvenliği açısından siz söyleyin, siz bir çözüm getirin'.
Evet, bu yıl madem kamu, elde ettiği bilgiler çerçevesinde burada
değil de Yenikapı'da veya başka alanlarda Taksim'in ve 1 Mayıs'ın
kutlanmasıyla ilgili bir tavır ortaya koyuyorsa 'siz bir adım atın'
diyelim. Tek taraflı diyalog olur mu, tek taraflı adım
atmak olur mu. Biz bu konuda 1 Mayıs'ın tatil edilmesinden alınız,
1 Mayıs'ın her yerde kutlanmasıyla ilgili her defasında sosyal
taraflarla diyalog içerisinde çözüm bulmuşken, bugün en büyük
konfederasyonlar farklı alanlarda bu kutlamayı yaparken bu ısrar
neden?
En büyük işçi konfederasyonu Kadıköy'de, en büyük memur
konfederasyonu Diyarbakır'da bu kutlamaları yapıyor ama ısrarla
belli kesimler orada anma programını yapma imkanları varken ve
diğer alanlara İstanbul Valiliği 300 otobüs tahsis etmiş bulunuyor.
Taksim konusunda ısrarlarını doğrusu anlamakta
zorlandığımızı buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Birlikte eğer yönetimden bahsediliyorsa evet, birlikte kararlar
alabilmeliyiz, birlikte toplumun huzurunu, kamu güvenliğini dikkate
alarak çözümler de üretebilmeliyiz. Maalesef bazı sendikalarla bu
noktada henüz aynı noktaya gelemediğimizi de vurgulamak
istiyorum."
"Taraflarla uzlaşamadığımız için rafta
bekletiyoruz"
Çelik, çalışma hayatının en önemli konularından birisinin kıdem
tazminatı olduğunu vurgulayarak, "Taraflarla uzlaşamadığımız için
rafta bekletiyoruz ama bu konu çözülmeli. Bu konu istihdam
açısından, işçinin kazanımları ve sendikalar açısından da son
derece önemli. Kıdem tazminatı mevcut sistemi sürdürülebilir
olmaktan çıkmıştır. 100 işçinin 10 tanesinin yararlandığı bir
tazminata, 'tazminat' diyemeyiz" diye konuştu.
Konfederasyon başkanlarının tabanlarıyla kıdem tazminatı konusunu
görüşmesi gerektiğine dikkati çeken Çelik, "Burada popülizmden
çıkmamız gerekiyor, popülistliğin yapılmaması gereken bir noktadır
kıdem tazminatı meselesi ve sürdürülebilirliği yoktur bunu açıkça
söylüyorum. Teklifimiz de tazminattan yüzde 100, 12 milyon şu an
çalışan işçimiz var, 12 milyon işçi yararlansın. Bu işçilerin
yararlanma imkanı varken aylık çalışan işçimizin, aylık tazminatı
bireysel hesabına yatacakken biz neden 1 yıl çalışma süresini
getirip, 11 ay dolunca işten giriş, çıkış yaptırıp, 12 ay
çalışmasına rağmen bu işçinin tazminattan yoksun bırakılmasına
seyirci kalalım. Bu doğru bir şey değil, burada cesaretle sanki bir
hak kayboluyormuş gibi işçi kesimine bunu yansıtıp, burada
işçilerinin ciddi bir hak kaybına uğramasına seyirci kalmamamız
gerekir inancı ve düşüncesi içerisindeyim" değerlendirmesinde
bulundu.
"Tabii ki hizmet alımı olacak, alt işveren işçisi
olacak"
Taşeronlarla ilgili çalışmayı bakanlık olarak tamamladıklarına
dikkati çeken Çelik, 2002 yılında yaklaşık 400 bin civarındaki
işçisiyle görülen kamu hizmetlerinin bugün 200 bin kamu işçisi, 700
bini de taşeron işçisiyle görüldüğünü söyledi.
Çelik, hesapsızlıkların ve emeğin istismarının olduğuna işaret
ederek, "2 yıldır bunun üzerinde duruyoruz. Tarafları çok
keskin dolayısıyla bir noktaya geldik, tabii ki hizmet alımı
olacak, alt işveren işçisi olacak. Bunu kaldıralım anlayışı
içerisinde değiliz, bu doğru da değil. Ama buradaki yanlışlıkları,
emeğin istismarını veya israfı ortadan kaldıracak bir yaklaşımı
mutlaka sergilememiz gerekiyor. Onun için ciddi bir hat çekilecek,
hangi alanlar hizmet alımı alanlarıdır, hangi alanlar asıl iş
verenin alanıdır bu ayrımı netleştirip, muvazaayı defterden
silmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Sosyal güvenlik destek primiyle ilgili de konuşan Çelik, esnafların
bu konu hakkında rahatsızlıkları olduğunu dile getirdi.
Esnafın, "Ben emekli oldum, bir iş yeri açtım, benden yüzde 15
destek primi alıyorsunuz" dediğini belirten Çelik, "Biz de
kendisine 'sen 45 yaşında emekli oldun, genç emekli oldun onun için
senin katkı sağlaman gerekiyor sosyal güvenlik sisteminin
sürdürülebilirliği açısından'. Doğru mu, değil. Peki 45 yaşında
emeklilik doğru mu? Şu anda 50 yaşında emeklilik var Türkiye'de.
1991'deki alınan yanlış kararın faturası 2028'e kadar devam
edecek" dedi.
Programa, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı (SGK) Başkanı Yadigar
Gökalp İlhan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil
Etyemez, İŞKUR Genel Müdürü Nusret Yazıcı, Memur-Sen Genel Başkanı
Ahmet Gündoğdu, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Hak-İş Genel
Sekreteri Osman Yıldız, SDE Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, Türk
Ağır Sanayii ve Hizmet Sektöürü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS)
Genel Sekreteri Adnan Çiçek de katıldı.