TGSD'den asgari ücret için şok çıkış!

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Şeref Fayat, asgari ücretin 1300 liraya yükseltilmesi konusunda açıklama yaptı.

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Şeref Fayat, "Bin 300 TL'lik asgari ücret milletin sırtına yeni bir Demirel kamburu bindirir. Asgari ücrete yapılacak yüzde 30 zammın enflasyon dışında kalan kısmının yükünü devletin üstlenmesi gerekir" ifadelerini kullandı.

TGSD'den yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Fayat, hükümetin asgari ücreti yıl başından itibaren bin 300 TL'ye çıkarma hazırlığının, başta hazır giyim olmak üzere emek yoğun çalışan sektörlerde kaygı oluşturduğunu dile getirdi. Fayat, şunları kaydetti:

"Seçim öncesi partilerin asgari ücreti artırma yarışına girmeleri bir zamanların erken emeklilik vaatlerini hatırlattı. Bin 300 TL'lik asgari ücret milletin sırtına yeni bir 'Demirel kamburu' bindirir. Asgari ücrete yapılacak yüzde 30 zammın enflasyon dışında kalan kısmının yükünü devletin üstlenmesi gerekir. Bu katkı hükümetin belirleyeceği bir fondan firmalara en az 3 yıllık destek olarak sağlanmalı. Böylece kayıt dışı çalışan işletmeler de kayıt içine girmek zorunda kalır. Bu yapılmadığı takdirde kaçınılmaz olarak iş huzurumuz bozulur, rekabet gücümüz azalır, işsizlik ve cari açık artar. Özetle ihracatımız baltalanmış olur."

Asgari ücretin verimlilik tarafı göz ardı edilerek, dünyadaki konjonktüre bakılmaksızın seçim vaadi olarak ortaya konmasının erken emeklilikle aynı etkiyi doğuracağını ifade eden Fayat, şu açıklamalarda bulundu:

"Yüzde 30 artan iş gücü maliyeti hem firmaların yurt dışı rekabet güçlerini azaltır hem de iç pazardaki ürün fiyatlarının yükselmesine neden olur. Sonuç olarak enflasyon çalışanların gelirini hızla azaltırken Türk sanayicisi rekabet gücünü kaybeder. Avrupa'da yüzde 65-70 düzeyinde bulunan iş gücüne katılım oranı Türkiye'de yüzde 45'lerde. Avrupa'nın düzeyine ulaşabilmek için halen 25,5 milyon olan çalışan sayısının 39 milyona çıkarılması gerekiyor.

10 milyonun üzerinde nüfus için yeni iş imkanları hazırlanması gerekirken popülist politikalar yüzünden istihdam sağlanamaz hale gelindi. Yıllık 1,1 milyon nüfus artışını göz önünde bulundurduğumuzda yukarıdaki rakama ilaveten her yıl 500-600 bin kişiye yeni iş oluşturulması gerçeği de ortada."

"ASGARİ ÜCRETTE FARKLILAŞMAYA GİDİLMELİ"

Fayat, Türkiye'de halen 5,5 milyon kişi olan sanayide çalışanların oranının her geçen yıl düştüğünü dile getirdi. Asgari ücretteki yüzde 30 artışın fondan karşılanmaması durumunda, asgari ücret üzerindeki gelir vergisi, SSK primi ve işsizlik fonu oranlarının düşürülmesi ya da tamamen kaldırılması gerektiğine işaret eden Fayat, şu ifadeleri kullandı:

"Eğer bu yapılamayacaksa, asgari ücrete farklılaşmaya gidilmeli. Örneğin, emek yoğun sektörlerde asgari ücret üzerindeki kamu yükü daha düşük uygulanabilir. Çalışan sayısı arttıkça firmalarda asgari ücret üzerindeki kamu yükleri kademeli olarak azaltılabilir. Firmaların verdiği ulaşım ve yemek hizmetleri asgari ücret ödemesi içinde sayılabilir. Asgari ücret üzerindeki kamu yükü firmanın ihracatı arttıkça kademeli olarak düşürülebilir. Türkiye gibi orta gelir tuzağını aşmaya çalışan ülkelerin tarım, inşaat ve hizmet sektöründen daha çok güçlü bir sanayiye ihtiyacı var."