Ücretli çalışanlardan alınan vergiler artıyor!
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) 8 Mayıs’ta yayınlayacağı ‘Ücretlerin Vergilendirilmesi - (Taxing Wages)’ Raporu’ndan ilk veriler elimize ulaştı.
MEMURLAR- Raporda Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 34 ülke
için istihdam üzerindeki yükler, ücretlilerden alınan gelir vergisi
ile sosyal sigorta primi katkı payları (işçi ve işveren hisseleri)
ele alınıyor. Bu göstergeler, iş arayanların istihdam kararlarını
ve seçeneklerini, diğer yandan firmaların işe alım kararlarını,
yani kaç kişiyi istihdam edeceklerini etkiliyor.
Türkiye'de yıllardır yüksek işçilik maliyetleri nedeniyle
işverenlerin yeterince istihdam yaratamadıkları ya da kayıtdışı
istihdama yöneldikleri tartışılır. Yani istihdam yaratamama
sorununun arkasında işçi çalıştırmanın çok maliyetli olması olduğu
söylenir.
Vergi takozu sorunu
OECD Raporu'nda ücretlerden kesilen vergi ve prim yükleri, başka
bir ifadeyle "vergi takozu" (tax wedge) toplam
işgücü maliyetinin yüzdesi olarak hesaplanıyor. Vergi ve benzeri
yükümlülüklerin işverene getirdiği mali yükler olan vergi takozunun
yüksek olması durumunda, kayıtdışı istihdam artıyor. Yani kanuni
yollardan işçi çalıştırmak maliyetli olunca, işverenler kayıtdışı
istihdama yöneliyor.
Raporda ilk göze çarpan husus, istihdam üzerindeki yüklerin OECD
ülkelerinde genel olarak yükseliyor oluşu. İstihdam üzerindeki
vergi ve prim yüklerinde, 2011'deki önemli düzeydeki artışı 2012'de
nispeten daha küçük bir yükselişin izlediği ve artış eğiliminin
2013 yılında da devam ettiği görülüyor.
2013 yılı itibariyle OECD ülkelerinde istihdam üzerindeki yükler
ortalama olarak 0.2 puan yükselmiş ve yüzde 35.9 olarak
gerçekleşmiş. İstihdam üzerindeki vergi ve prim yükleri, 34 OECD
ülkesi içinde 21 ülkede yükselirken, 12 ülkede düşmüş ve 1 ülkede
(Şili) de aynı kalmış.
İstihdam üzerindeki vergi yükünde en fazla artışın olduğu ülkeler
Portekiz ve Slovakya. Bunun nedenleri her ülke için farklı. Örneğin
Portekiz'in ilk sırada yer almasının arka planında yasal
vergilendirme oranının yüksek olması var. Buna karşılık,
Slovakya'nın durumu sosyal güvenlik primi işveren payının yüksek
olmasından kaynaklanıyor.
Gelir vergisi son 3 yılda 25 ülkede tırmanışa
geçti
OECD tarafından yayınlanan istihdam üzerindeki yüklere ilişkin
kapsamlı veriler ışığında, ücret gelirlerinden kaynakta kesilen,
başka bir ifadeyle "doğrudan vergi" niteliğindeki
gelir vergisinin son üç yılda 34 OECD ülkesinin 25'inde yükselmiş
olduğu görülüyor.
OECD Raporu'ndan öne çıkan bazı sonuçlar
şöyle:
- Ortalama ücret düzeyinde çocuksuz ve bekar çalışanlar için en
yüksek vergi yükünün söz konusu olduğu ülkeler Belçika (yüzde
55.8), Almanya (yüzde 49.3) ve Avusturya (yüzde 49.1). Çocuksuz
bekar çalışanlarda en düşük vergi yükü Şili (yüzde 7), Yeni Zelanda
(yüzde 16.9) ve Meksika'da (yüzde 19.2).
- Aile tipine göre vergi yükleri karşılaştırıldığında, Meksika ve
Şili hariç tüm OECD ülkelerinde, çocuklu aileler için ücretler
üzerindeki vergi ve prim yükünün, çocuk sahibi olmayan bekar
çalışanların vergi ve prim yükünden daha düşük olduğu görülüyor.
Eşlerden birinin çalıştığı 2 çocuklu aileler üzerindeki vergi yükü,
çocuksuz ve bekar çalışana göre 9.5 puan daha düşük.
- Ortalama ücret seviyesinde eşi çalışmayan ve 2 çocuk sahibi bir
çalışanın ücreti üzerindeki vergi yükü açısından OECD ortalaması
2013 yılı itibariyle yüzde 26.4. Bu göstergenin en yüksek olduğu
ülkeler Yunanistan (yüzde 44.5), Fransa (yüzde 41.6), Belçika
(yüzde 41) ve Avusturya (yüzde 38.4) iken; en düşük olduğu ülkeler
Yeni Zelanda (yüzde 2.4), İrlanda (yüzde 6.8) ve Şili (yüzde
7).
OECD ülkeleri arasında Türkiye 8'inci
sırada...
OECD'nin verilerine göre Türkiye'nin genel profilini büyük ölçüde
yansıtan, eşi çalışmayan ve 2 çocuk sahibi bir çalışanın ücreti
üzerindeki vergi yükü, ortalama ücret düzeyinde 2000 yılında yüzde
40.4 iken 2013 yılında yüzde 37.4'e gerilemiş. Bu anlamda, istihdam
üzerindeki vergi yükünde son 13 yılda 3 puanlık bir azalış var.
Buna karşılık, 2009'dan 2013'e kadar dönemde, istihdam üzerindeki
yüklerde 1.4 puanlık artış görülüyor. OECD ortalamalarıyla mukayese
edersek, hem 2000 2013 (1.3 puan) hem de 2009 2013 (1.4 puan)
dönemleri için vergi yüklerinde artış eğilimi söz konusu.
Türkiye küresel krizi diğer ülkelere oranla daha hafif
atlattığından, krizden çıkış için vergi ve sosyal güvenlik
primlerini artırma yolunu seçmedi. Bu nedenle sosyal güvenlik prim
yükleri artmadığı gibi, kısa vadeli sigorta kolları için ödenen
prim oranının bütün işyerleri için yüzde 2 olarak sabitlenmesi, 5
puanlık prim teşviki gibi uygulamalarla işverenlere istihdam
yaratmak konusunda destek olundu.
Bu durum Türkiye'yi OECD'de sosyal güvenlik primleri anlamında iyi
bir yere koyuyor. Fakat vergilendirme için aynı şeyi
söylemek zor. Bu yıl asgari ücretliler için gerçekleşen vergi
artışı, ücretlilerden alınan vergilerin düşmediğini aksine
arttığını ortaya koyuyor. Ne yazık ki, Türkiye'de vergide adalet
sağlanmış değil. Ücretliler en yüksek vergiyi ödeyen
kesim. Ayrıca dolaylı vergilerin payı yüksek olduğu için zenginden
çok, fakirden az vergi alınıyor.