Vergi adı altında her şeye zam yapıldı!

Belini doğrutlatamayan memurlar, işçiler, emekliler yeni yıla bir kez daha vergi ve tabii ki beraberinde gelen zamların altında inleyecekler. Neden mi?

Kamu-Sen Başkanı İsmail Koncuk'un deyişiyle, "Deli Dumrul vergileri dar ve sabit gelirlileri eziyor" da ondan...

Aslında şaşırmamak lazım. Alışık olduklarımızın tekrarıdır bu yapılan. Her yeni yılda aklınıza gelen her şeye vergi bindiriliyor ve o vergilerle, belini doğrultamayan memurun, işçinin, emeklinin aldığı üç kuruş, yeni zam paketleriyle elinden alınıyor.

İşte yeni bir yıla daha doğru hızlı adımlarla ilerliyoruz. İktidar da yeni yıl hazırlıklarını tamamlıyor ve yeni paketlerle benzine, düşük silindirli otomobile, tabu harcına bütçe dengesini korumak adına zam yaparak tamamladı bile. 

22 Eylül 2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren tedbir paketiyle benzin, mazot ve LPG’den alınan vergiler litre başına 30 kuruş, 1600 cc’nin altındaki otomobillerden alınan vergi oranı 3 puan ve tapu harçları ise binde 4 oranında artırıldı.

Vergi artışları benzine %6,7; mazota %7,5; LPG’ye %11,7 zam demek

Akaryakıttan alınan vergilerin artırılması benzinde %6,7; mazotta %7,5 ve LPG’de %11,7 zam anlamı taşıyor. Ayrıca bankadan kredi çeken ve kıt kanaat parasıyla başını sokacak bir ev almak isteyen bir vatandaşın, 100 bin liralık bir konut için ödeyeceği tapu harcı da 400 lira arttı.

Lüks tüketime zam yok

Tedbir paketinin dikkat çekici taraflarından bir tanesi de küçük silindirli yani fiyatı daha düşük, orta sınıfın kullandığı otomobillerden alınan vergilerin 3 puan artırılması oldu. Buna göre 30 bin TL bedelle bir araç alan vatandaşın ödeyeceği vergi de 11 bin 100 liradan 12 bin liraya çıkacak. Böylece ekonomik ve çevre dostu olarak bilinen ve dünyanın her yerinde vergi indirimleriyle desteklenen, ağırlıklı olarak dar gelirli vatandaşların tercih ettiği 1600 cc’den küçük motorlu araçların fiyatı %3 zamlanmış oldu. Lüks otomobillerden alınan vergilerin artırılmaması ise dikkat çekti.

Son 10 yılda akaryakıt fiyatları 3’e katladı

AKP hükümeti iktidara geldiğinde 1,6 TL olan benzinin litre fiyatı, bu vergi artışıyla birlikte 4,76 TL’ye yükseldi. Böylece son 10 yılda benzinin fiyatı 3’e katladı. 2002 yılında 0,6 TL olan LPG ise yapılan zamlar ve vergi artışları sonrasında bugün itibarı ile 2,87 TL’ye yükseldi ve son 10 yılda %570 artmış oldu. 2002’de litresi 1,4 liradan satılan mazot ise %410’luk artışla 4,32 liraya yükseldi.

Hem akaryakıta hem de araba vergilerine yapılan bu artışlardan sonra zaten dünyanın en pahalı benzinini kullanan vatandaşlarımızın, yeni bir araç alabilmesi de sahip oldukları araçları kullanması da hayal oldu.

Bütçe açıkları dolaylı vergilerle vatandaşın sırtına yükleniyor

Vatandaşların gelirleriyle orantılı vergi toplamayı beceremediği için, dünyadaki en adaletsiz vergi toplama yolu olan harcamalardan peşin kesilen dolaylı vergi, bu süre içerisinde AKP iktidarının sıkıştığında başvurduğu tek araç oldu. Dünyanın birçok ülkesinde %30-35 arasında olan dolaylı vergilerin toplanan tüm vergiler içerisindeki payı, Türkiye’de %65 oldu ve adaletsiz vergi tahsilatında dünyanın sayılı ülkelerinden biri haline gelindi. Vatandaşların tamamından eşit miktarda vergi alınması anlamına gelen dolaylı vergi, zenginden de fakirden de aynı miktarda vergi alınmasına ve büyük bir adaletsizliğin doğmasına neden oluyor.

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk: “Devlet bütçesini yönetmekten aciz olanlar Deli Dumrul vergileriyle vatandaşı ezmekte mahir davranıyorlar”

Konu ile ilgili tepkisini yaptığı basın açıklaması ile dile getiren Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, vergi artışlarının vatandaşın belini büktüğünü belirterek “Memurlara %4+4 zammı reva gören yetkililer, bir kalemde vergileri %11,7 artırarak adeta dar ve sabit gelirlilerin idam fermanını imzalamıştır. Herkesten geliri oranında vergi toplamak zorunda olanlar; dar gelirlilerin kredi kartına borçlanarak yaptığı zorunlu alışverişten yani olmayan paradan vergi alıyor. Böyle bir adalet anlayışı dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Yapılan artışlar tamamen dar gelirli vatandaşlar üzerindeki vergi yükünü artırmak üzere kurgulanmıştır.

Kamunun kaynakları har vurulup harman savrulurken devlet bütçesini yönetmekten aciz kalanlar, memuru, işçiyi, çiftçiyi, esnafı, emekli, dul ve yetimi ezerken son derece mahir davranıyorlar. Devleti ve bütçeyi yönetmek, her sıkıntılı dönemde yeni vergi getirmekle olmaz. Böyle bir anlayış zulümdür.

Akaryakıta yapılan zam, iğneden ipliğe her şeyin fiyatının artması anlamına gelir ki; önümüzdeki aylarda bunun etkilerini de göreceğiz. Giderek artan fiyatlar nedeniyle vatandaşlarımızın alım gücü de düşecek.

Nitekim uygulanan program, bütçede oluşan olumsuzlukların yükünü vergisini peşin ödeyen, vergi kaçırma imkânı olmayan ücretlilere yıkmakta, alım gücünü düşürmekte, sefaleti artırmaktadır. Bu tür vergi uygulamaları bir tek Deli Dumrul hikayesinde bir de bu iktidarın adalet anlayışında vardır. Türkiye Kamu-Sen olarak, bu adalet yoksunu anlayışı protesto ediyoruz.” dedi.