Yargıtay'dan çalışanlara kötü haber!

Yargıtay çalışanları yakından ilgilendiren bir karara daha imza attı.

Malatya'da bir işletmede gece sorumlu müdürü olarak çalışan kişinin, işe bir gün mazeretsiz gelmediği gerekçesiyle iş akdi feshedildi. Mahkemeye feshin geçersiz sayılması ve işe iade davası açan sorumlu müdür, davayı kazandı. Davalı işverenin temyizini değerlendiren Yargıtay, geçerli bir sebebe dayanmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine hükmeden mahkeme kararını bozdu. Kararda, "Davacının 24-25 Temmuz gecesi nöbetine gelmediği ve işe bir gün devamsızlık yaptığı da sabittir. İşe bir gün mazeretsiz olarak devamsızlık yapmak ise olsa olsa geçerli fesih sebebi yapılabilir. Davacının bir gün işe devamsızlığı sebebi ile iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayandığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekir."denildi.

Gece sorumlusu olarak çalıştığı işe iki gün mazeretsiz gelmediği iddiasıyla işten çıkarılan kişi, Malatya 1. İş Mahkemesi'ne dava açarak, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli bir sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürüp, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini talep etti. Mahkemede savunma yapan davalı işveren avukatı da davacının iş sözleşmesinin üst üste iki gün mazeretsiz olarak işe devam etmediği için haklı sebeple feshedildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istedi. Feshin geçersizliğine karar veren Malatya 1. İş Mahkemesi, davacı işçinin işe iadesine, işe başlatma tazminatının 4 aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine hükmetti. Kararı davalı işveren avukatı temyiz etti.

MAZERETSİZ İŞE GELMEMEK, FESİH SEBEBİDİR

Dava dosyasını değerlendiren Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, davalı işveren işyerinde gece sorumlu müdürü olarak çalışmakta olan davacının iş sözleşmesinin, 26 Temmuz 2012'de fesih bildirimi ile üst üste iki gün mazeretsiz olarak işe gitmediği gerekçesi ile tazminatsız ve bildirimsiz olarak feshedildiğine dikkat çekti. Davacının devamsızlığına ilişkin 24 Temmuz 2012 ve 25 Temmuz 2012 tarihlerinde devamsızlık tutanağı düzenlendiğinin vurgulandığı Yargıtay kararında, "Davalı taraf yargılama sırasında, 25 Temmuz 2012 günü saat 17:00 itibari ile davacının işine son verildiğini açıklamıştır. Dosyaya sunulan gece vukuat defterinin incelenmesinden; davacının 23-24 Temmuz 2012 gecesi nöbetine geldiği ve defteri imzaladığı, 24-25 Temmuz 2012 gecesi ile 25-26 Temmuz 2012 gecesi nöbetlerine ise gelmediği anlaşılmasına rağmen; zaten davacının iş sözleşmesi 25 Temmuz günü saat 17:00’de feshedildiğine ve davacı da gece nöbeti tuttuğuna göre, henüz nöbetine gelip gelmeyeceği belli değilken davacının işine son verildiği sonucuna ulaşılmaktadır. Fakat fesih anı itibari ile davacının 24-25 Temmuz gecesi nöbetine gelmediği ve işe bir gün devamsızlık yaptığı da sabittir. İşe bir gün mazeretsiz olarak devamsızlık yapmak ise olsa olsa geçerli fesih sebebi yapılabilir. Davacının bir gün işe devamsızlığı sebebi ile iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayandığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir." denildi.

HER DEVAMSIZLIK FESHİ GEREKTİRMEZ

Öte yandan Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin verdiği bir kararda ise devamsızlığın her durumda haklı fesih yapılamayacağına hükmetti. Tokat 1. İş Mahkemesi'nde görülen tazminat davasındaki kararın temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, "İşçinin işe devamsızlığı, her durumda işverene haklı fesih imkanı vermez. Devamsızlığın haklı bir nedene dayanması halinde, işverenin derhal ve haklı nedenle fesih imkanı bulunmamaktadır. İşçinin hastalığı, aile fertlerinden birinin ya da yakınlarının ölümü veya hastalığı, işçinin tanıklık ve bilirkişilik yapması gibi haller, işe devamsızlığı haklı kılan nedenlerdir. Mazeretin ispatı noktasında, sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadığı sürece özel sağlık kuruluşlarından alınan raporlara da değer verilmelidir." ifadelerine yer verildi.