Yargıtay'dan izin paralarıyla ilgili flaş karar!

İşçi, kullanmadığı iznin parasını işten ayrılırken alabilir. Bir davada ise işveren işten ayrılan işçiden fazla kullandığı iznin parasını talep etti. Mahkeme işvereni haklı buldu ancak karar Yargıtay’dan döndü. Yargıtay, işverenin işçiye fazladan kullandırdığı izni parasını istemesinin yasal dayanağı olmadığına hükmetti.

İş Kanunu’na göre, yıllık ücretli izin süresi, iş yerinde 1 yıldan 5 yıla kadar çalışanlarda 14 gün; 5 yıldan fazla 15 yıldan az çalışanlarda 20 gün; 15 yıl ve daha fazla çalışanlarda ise 26 gün olarak uygulanıyor. Yaşı 18 ve altında olanlar ile 50 ve üstünde olanlara ise çalışma süresine bakılmaksızın en az 20 gün yıllık ücretli izin verilmesi zorunlu.

İş sözleşmesinin feshinden önce durumu karşı tarafa bildirmek için işçi ve işverenin uymak zorunda olduğu ihbar süresi ise şöyle: İşi 6 aydan az süren işçi için 2 hafta, işi 6 aydan 1.5 yıla kadar süren işçi için 4 hafta, işi 1.5 yıldan 3 yıla kadar süren işçi için 6 hafta, 3 yıldan fazla süren işçi için ise 8 hafta olarak uygulanıyor.

Gerek yıllık ücretli izin süreleri, gerek ihbar süreleri bireysel veya toplu iş sözleşmesi ile artırılabilir. Ancak, kanunda belirtilen sürelerin altında olamaz.

İşçi, kullanmadığı yıllık izinlerin parasını çalışırken alamaz, işten ayrıldığında alabilir. Kimi durumlarda işçi ile işveren kullanılmayan yıllık izin süreleri konusunda anlaşamıyor. Bu durumda işçi, kullanmadığı iznin parasını dava yoluyla alabilir. Yıllık izin parası için genellikle işçiler dava açar. Ancak, bu kez işveren işçinin fazladan kullandığı iznin parasını almak için dava açtı.

İŞVEREN FAZLA KULLANILAN YILLIK İZNİN PARASINI İSTEDİ

Yargıtay’ın (9. H.D. Esas No: 2016 / 26145, Karar No: 2020 / 11957) kararına konu olan dosyaya göre, işveren, işçinin doktora sınavlarına hazırlanmak üzere haftada bir gün izin istediğini, yıllık izin hakkı bulunmadığından talebini reddettiği için işe gelmediğini, iş akdini bildirimsiz feshetmiş olduğu için ihbar tazminatı ve fazla kullandırılan 7 günlük izin ücretinin yasal faiziyle tahsil edilmesini mahkemeden talep etti.

İşçi ise açtığı karşı davada, iş yerinde çalışmaya 18 Haziran 2012 tarihinde başlamasına karşın işverenin sigorta girişini 1 Ağustos 2012 tarihinde yaptığını, talebine rağmen durumun düzeltilmediğini, ayda 10 – 15 gün fazla çalışma yaptığı halde karşılığının ödenmediğini, iş akdini haklı nedenle feshettiğini belirterek kıdem tazminatı, ikramiye, fazla mesai ücretlerinin ödenmesini istedi.

MAHKEME İŞVERENİ HAKLI BULDU

Yerel mahkeme, iş sözleşmesini işçinin feshettiği konusunda ihtilaf bulunmadığını, işçinin ihbar sürelerine uymadığını, bu nedenle işverene 6 haftalık ihbar tazminatı ödemesi gerektiğini bildirdi. Yerel mahkeme ayrıca, işçinin 2 yıl kıdemi karşılığında toplam yıllık izin hakkının 28 gün olduğunu, ancak 34 gün izin kullandığını, hak ettiği yıllık izin süresini aştığı için işverene 6 günlük izin parasını ödemesini kararlaştırdı.

Diğer taraftan, yerel mahkeme işçinin açtığı karşı davada ise iş akdinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiğini ispat yükünün işverene ait olduğunu, işverenin bunu ispatlayamadığını, işçinin sigorta girişinin geç yapıldığını, bu durumda davalı işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle fesih hakkının doğduğunu, bu nedenle işçiye kıdem tazminatı ödenmesi gerektiğini bildirdi.

MAHKEMENİN İZİN PARASI KARARI YARGITAY’DAN DÖNDÜ

Dosyayı inceleyen Yargıtay, yerel mahkemenin, iş sözleşmesinin işçinin haklı feshi ile sona erdiğini kabul etmesine rağmen işverene ihbar tazminatı ödemesi yönünde verdiği kararın hatalı olduğunu vurguladı.

Yargıtay kararında, işverenin işçiye kullandırdığı yıllık ücretli iznin hak edilenden fazla olduğu öne sürülerek karşılığında parasal iade talep etmesinin yasal bir dayanağı olmadığı, bu nedenle yerel mahkemenin işverenin fazladan kullanılan izin paralarına ilişkin talebini reddetmesi gerekirken kabulünün de hatalı olduğu belirtildi.