Yüzbinlerce anneye doğum parası!
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşen Gürcan, 'Ailenin ve Dinamik Nüfusun Yapısının Korunması Programı' kapsamında yapılan doğum yardımlarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Geçmişte yapılan dinamik nüfus projeksiyonlarında, nüfusun yaşlanmaya başladığını, doğurganlık oranın da düştüğünü fark ettiklerini belirten Gürcan, bunun bir çarpıklık olduğuna, nüfusun düştüğüne, artışı için teşviklerin olması gerektiğine dikkati çekti.
Doğum yardımı uygulamasının çok kabul gördüğünü dile getiren Gürcan, "Temmuz ayında 77 bin 254 çocuk için 33 milyon, ağustos ayında 89 bin 680 çocuk için 38 milyon, eylül ayında da 96 bin 911 çocuk için 41 milyon ödeme yapıldı. Uygulama 15 Mayıs'ta başladı, o tarihten itibaren doğan 263 bin 845 çocuk için anneler, birinci çocuk için 300, ikinci çocuk için 400, üçüncü çocuk için 600 tutarında doğum yardımı aldı. Ödeme dönemi öncesinde kendilerine SMS ile bilgi veriliyor, TC kimlik numaralarıyla PTT şubelerinden alabiliyorlar" diye konuştu.
Gürcan, yurt dışındaki vatandaşlar için de bu uygulamayı getirdiklerini, ödemenin Türkiye'den bir şube aracılığıyla yapıldığını, mavi kartı olanlara da bu yardımı getirdiklerini söyledi.
"Biz buna 'efendilik programı' diyoruz"
Diyanet İşleri Başkanlığı ile yürütülen projeyle devlet koruması altındaki çocuklara "Değerler Eğitimi" verileceğini bildiren Gürcan, "Değer dediğimiz şey aslında bizim hayata bakarken taktığımız gözlüğümüzün çerçevesidir. Sevgi, saygı, merhamet, sorumluluk bilinci, çevre bilinci, bu aynı zamanda aslında tüm kültürlerde olan şeylerdir. Devlet bakımında olan çocukların daha kaliteli yetişmesi gerektiğini düşünüyorum. Bizdeki uzmanlık başka hiç bir yerde yok" dedi.
"Artık çocuğun korunmasıyla ilgili bir kanunumuz var"
Çocuğa Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı Taslağı ile ilgili bir soru üzerine de Bakan Gürcan, çocuğa yönelik şiddetle mücadele sürecinin 2006 yılında yayımlanan Başbakanlık Genelgesi ile başlayan önemli bir süreç olduğunu anımsattı.
Gürcan, "Her çocuğun, devlet koruması altında, hakları olan bir birey olduğunun kabul edilmesi gerekiyor. Bu da önemli bir paradigma değişimidir. Tüm dünya ülkelerinde kabul edilen, Avrupa'da bizden önce kabul edilmişti. Biz 2004'te başladık, 2006'daki uygulamalarla, genelgeyle devam ettik. Şu an bu konuyla ilgili, çocuğun korunmasıyla ilgili kanunumuz da var" ifadelerine yer verdi.
Gürcan, konuyla ilgili hukuki zeminin kuvvetlendirilmesi, kanunun uygulamada zenginleştirilmesi gerektiğinin altını çizerek, "Eksiklikleri varsa tamamlanması gerekiyor. Bu anlamda raporları gündeme getiriyoruz. Ulusal Eylem Planı yenilenebilen bir çalışmadır. Şu an eylem planında son aşamaya gelindi. Uluslararası platformda da biz bunu paylaşıyoruz" bilgisini verdi.