Fen ve matematikte sınıfta kaldık!

Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nda (YGS) fen ve matematik başarısı her sene düşüyor. Başarısızlığın nedenleri ise: Öğretmen niteliği, müfredat ve uygulamadan uzak eğitim.

Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nda (YGS) 1 milyon 986 bin 995 adaydan, 207 bini iki yıllık üniversitelere girebilmek için gerekli olan 140 puan barajını aşamadı. 4 yıllık lisans programlarında okumak ve ikinci sınava girebilmek için gerekli olan 180 puan barajını da tam 618 bin aday geçemedi. Testlerdeki en düşük doğru ortalamalarında ise tablo değişmedi. Yine fen ve matematik en düşük doğru cevap verilen dersler oldu.

Matematik ve fendeki bu tablo uluslararası ölçektekinin yansımasına paralel. Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2012 sonuçlarına göre, 65 ülke arasında Türkiye'deki öğrenciler,matematikte 44, fende ise 43. sırada.

15 yaşındaki öğrencilerin katıldığı PISA'da, Türkiye, matematik ve fen puanlarını bir miktar yükseltse de, 2003 yılından bu yana bir üst ya da alt sıra dışında konumu değişmedi.


Bu tablonun pek çok nedeni var. Al Jazeera Türk eğitim uzmanlarına fen ve matematikteki başarısızlığın nedenlerini sordu.

Eğitim Reformu Girişimi Politika Analisti Işıl Oral, tablonun eğitimdeki nitelik sorununu ortaya çıkardığı görüşünde. Oral, sadece fen ve matematik değil diğer testlerdeki sonuçların da parlak olmadığını söylüyor:

Sebep: Öğretmen, müfredat, sınav baskısı

"Okullarda çocuklara gerekli becerileri kazandıramıyorsak performans gösterememeleri de normal. Pek çok sebebi var. Öğretmen yetiştiren eğitim fakültelerindeki eğitimde nitelik sorunu var. Bu öğretmenin niteliğine de yansıyor. Çok kalabalık sınıflarda okuyanlar yeterince iyi öğrenemiyor. Müfredatta diğer bir sebep. Sorgulatarak öğretemiyoruz. Çocukların matematik ve fen konusunda meraklarını uyandıracak bir eğitim genel olarak verilemiyor. Formül ezberliyor çocuklar. Soru tahtaya yazılıyor. Öğrencilerden çözen çözüyor, çözemeyen için konu geçmiş oluyor. Didaktik bir model uygulanıyor genelde. Fen dersinin uygulamalı öğretilmesi gerekiyor. Bunu ne derece yapabiliyoruz ? Anadolu liselerinde bile uygulamalı gösterilmiyor. Bir de öğrencinin sınav stresi var. Öğrenci zevk alarak yapmıyor, görev olarak görüyor bu dersleri."

Oral, Türkiye'nin hedeflerine ulaşmasının yolunun da eğitimden geçtiğini vurguluyor. Oral "Ekonomik güç olmayı, yüksek teknolojiyi hedefleyen Türkiye'de bir gece yatacağız ertesi gün yüksek teknolojimizi olacak diye bir şey yok. Bunun yolu eğitimden geçiyor. Güney Kore eğitimi akılcı yöntemlerle değiştirerek atağa kalktı" diyor.

"Motivasyonda birinci başarıda gerideyiz "

New York ve Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Selçuk Şirin, uzun zamandır uluslararası öğrenci değerlendirme programlarının sonuçları ve Türkiye'deki durumla ilgili çalışmalar yapıyor. Şirin, Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması'na göre (TIMSS) Türkiye'deki öğrenciler matematik öğrenme motivasyonunda 44 ülke arasında birinci.



Katma değeri yüksek ekonominin yolu fen ve matematik

Öğrencilerin üniversiteye gitme konusunda da beklentilerinin yüksek olduğunu vurgulayan Şirin şöyle konuşuyor:

"Sıkıntı; matematiği ve fen dersini öğrenmeyi ulusal davaya dönüştürememiş olmamız. Dünyanın her yerinde bu dersleri öğretme sorunu var. Obama bunun için kampanya başlattı mesela. Finlandiya, Vietnam, Güney Kore'nin başarısının altında da eğitim var. Türkiye'de en son 'Matematik ve feni nasıl öğretmeliyiz?' diye bir tartışma oldu. Türkiye'de 40 soruyu doğru yapan öğrenciler de var. Çocuklara iyi matematik öğreten okullar, öğretmenler var. Ama yeterli seviyede değil. Katma değeri yüksek ekonominin alt yapısı matematik ve fen becerisi. YGS gerçek anlamda becerileri ölçmüyor ama onda bile başarı düşük. Türkiye'deki öğrencilerin sadece yüzde 2'si yaratıcı beceriye sahip. Böyle giderse orta gelir tuzağını aşamayacağız. Eğer irade varsa bir yol bulunur."

Umay Aktaş Salman / Al Jazeera