4/C'li personele döner sermaye ek ödeme kararı!
Samsun Bölge İdare Mahkemesi'nden 4/C'li personele döner sermaye ek ödeme kararı çıktı.
MEMURLAR- Samsun Bölge İdare Mahkemesi'nden 4/C'li
personele döner sermaye ek ödeme kararı çıktı.
T.C
SAMSUN
BÖLGE İDARE MAHKEMESİ
Esas No: 2014/1781
Karar No: 2014/1802
İTİRAZ EDEN (DAVACI):
VEKİLİ:
KARŞI TARAF (DAVALI): SAMSUN VALİLİĞİ
VEKİLİ: AV. SELİM KOCAMAN
Samsun İl Sağlık Müdürlüğü Avukatı İlkadım/SAMSUN
İSTEMİN ÖZETİ : Samsun, 19 Mayıs Devlet Hastanesi'nde 657 sayılı Kanun'un 4/C maddesi kapsamında geçici personel olarak görev yapan davacının, tarafına döner sermaye ek ödemesinin, -diğer çalışanlara ödendiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte-ödenmesi isteminin reddine ilişkin02.01.2014 tarih ve 33 sayılı davalı idare işleminin iptali ve hak edilen tutarın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; 657 sayılı Kanun'un 4/C maddesi kapsamında istihdam edilen personele ödenecek ücretlerin Bakanlar Kurulu tarafından belirleneceği, Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen ücretler dışında herhangi bir ad altında ödeme yapılamayacağı sonucuna varıldığı; öte yandan, döner sermaye ek ödemelerinden sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan memurların, sözleşmeli personelin ve açıktan vekil olarak atananların yararlanacağı belirtilmiş olup, geçici personelin döner sermaye ek ödemelerinden yararlandırılacağına ilişkin düzenleme bulunmadığı, bu durumda, 657 sayılı Kanun'un 4/C maddesi kapsamında geçici personel olarak görev yapan davacının, döner sermaye ek ödemesinden yararlanamayacağı açık olduğundan, davacının bu yönde yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık görülmediği; davacının döner sermaye alacaklarının başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemine gelince, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar veren Samsun 2. İdare Mahkemesi'nin 24.06.2014 gün ve E:2014/187, K:2014/1041 sayılı kararının; Anayasa hükümleri ile İnsan Haklarına ve Çalışan Haklarına dair taraf olduğumuz uluslarası sözleşme hükümleri dikkate alındığında; hukuk devleti ilkesi, eşitlik ilkesi, eşit iş için eşit ücret hakkı, adil ve elverişli bir ücrethakkı, adil çalışma koşullarına sahip olma hakkı, fazla mesai karşılığında zamlı ücret alma hakkı, eşit muamele görme hakkı, Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca kanun hükmünde olan evrensel hukuk normları ile İşHukukunun temel prensiplerinden biri olan eşit davranma ilkesigöz önüne alındığında; Sağlık Bakanlığı teşkilatında görev yapan hemen tüm çalışan grupları kendi çalışmaları ile elde edilen döner sermaye ek ödemesinden yararlandırılırken, geçici personelin katkı sağlayıp sağlamadığına yahut Bakanlık Merkez teşkilatında görev yaparak dolaylı olarak katkı sağlayıp sağlamadıklarına bakılmaksızınyararlandırılmamasında ülkemiz açısından bağlayıcılığı bulunan evrensel hukuk ilkelerine ve hukuka uyarlık bulunmadığı öne sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca itirazen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
SAVUNMANIN ÖZETİ____: Savunma verilmemiştir.
TÜRKMİLLETİADINA
Karar veren Samsun Bölge İdare Mahkemesi'nce dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
Dava; Samsun, 19 Mayıs Devlet Hastanesi'nde 657 sayılı Kanun'un 4/C maddesi kapsamında geçici personel olarak görev yapan davacının, tarafına döner sermaye ek ödemesinin, -diğer çalışanlara ödendiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte-ödenmesi isteminin reddine ilişkin 02.01.2014 tarih ve 33 sayılı davalı idare işleminin iptali ve hak edilen tutarın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; 19 Mayıs Devlet Hastanesi'nde 657 sayılı Kanun'un 4/C maddesi kapsamında geçici personel olarak görev yapan davacının, , tarafına döner sermaye ek ödemesinin, -diğer çalışanlara ödendiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte-ödenmesi istemiyledavalı idareye yaptığı başvurunun 02.01.2014 tarih ve 33 sayılı dava konusu işlemle reddi üzerine, anılan işlemin iptali ile hak edilen tutarın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı, Samsun 2. İdare Mahkemesi'nin 24.06.2014 gün ve E:2014/187, K:2014/1041 sayılı davanın reddi yolundaki karara 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca davacı tarafından itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Anayasa'nın başlangıç bölümünde; "Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak milli kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu belirtilmiş, 2. maddesinde; "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir. "; 5. maddesinde; "Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır."; 10. maddesinin 1. fıkrasında; "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce,felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir." hükmüne, 5. fıkrasında ise; "Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar." hükümlerine yer verilmiştir.
Yine Anayasa'nın 17/1. maddesinde; "Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. "; 49. maddesinde; "Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır."; 55. maddesinde; "Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır. Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da gözönünde bulundurulur."; 65. maddesinde; "Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir."; 90/5. maddesinde; "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.";128. maddesinde; " Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür. Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Ancak, mali ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır." hükümleriyer almaktadır.
06.4.1949 gün ve 9119 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 27.5.1949 gün ve 7217 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin: 22. maddesinde;"Herkesin, toplumun bir üyesi olarak, sosyal güvenliğe hakkı vardır. Ulusal çabalarla ve uluslararası işbirliği yoluyla ve her devletin örgütlenmesine ve kaynaklarına göre, herkes onur ve kişiliğinin serbestçe gelişim için gerekli olan ekonomik, sosyal ve kültürel haklarının gerçekleştirilmesi hakkına sahiptir."; 23. maddesinde; " 1. Herkesin çalışma, işini serbestçe seçme, adaletli ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma hakkı vardır. 2. Herkesin, herhangi bir ayrım gözetmeksizin, eşit iş için eşit ücrete hakkı vardır. 3. Herkesin kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır ve gerekirse her türlü sosyal koruma önlemleriyle desteklenmiş bir yaşam sağlayacak adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır. 4. Herkesin çıkarını korumak için sendika kurma veya sendikaya üye olma hakkı vardır." hükmü,yer almaktadır.
27.9.2006 gün ve 5547 sayılı Yasa ile onaylanması uygun bulunan ve 9.4.2007 gün ve 26488 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve Türkiye Cumhuriyeti'nin, 1 inci madde, 2 nci maddenin 1., 2., 4., 5., 6. ve 7. fıkraları, 3 üncü madde, 4 üncü maddenin 2., 3., 4. ve 5. fıkraları, 7 ila 31 inci maddelerinikabul ettiğini beyan ettiğiAvrupa Sosyal Şartı'nın: 1. bölümünün 2. maddesinde; " Tüm çalışanların adil çalışma koşullarına sahip olma hakkı vardır."; 4. maddesinde; "Tüm çalışanların, kendileri ve ailelerine iyi bir yaşam düzeyi sağlamak için yeterli adil bir ücret alma hakkı vardır." hükmüne, 2. bölümünün 4. maddesinde; "Akit Taraflar, adil bir ücret hakkının etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak amacıyla; 1- Çalışanların kendilerine ve ailelerine iyi bir yaşam düzeyi sağlayacak ücret hakkına sahip olduklarını tanımayı; (*Devletimiz bu fıkrayı kabul etmemiştir.) 2- Özel durumlara ilişkin istisnalar dışında, çalışanların fazla mesai karşılığında zamlı ücret alma hakkına sahip olduklarını tanımayı; 3- Çalışan erkekler ile kadınların eşit işe eşit ücret hakkına sahip olduklarını tanımayı; 4- Tüm çalışanların, işlerine son verilmeden önce makul bir bildirim süresi verilmesi hakkını tanımayı; 5- Ücretlerden ancak, ulusal yasalar veya yönetmeliklerle belirlenmiş ya da toplu sözleşmeler veya hakem kararıyla saptanmış koşullar ve ölçüler içinde kesinti yapılmasına izin vermeyi; taahhüt ederler. Bu hakların kullanılması, özgürce yapılmış toplu sözleşmeler, yasal ücret saptama usulleri veya ulusal koşullara uygun başka yollarla sağlanır."; 16. maddesinde; "Akit Taraflar, toplumun temel birimi olan ailenin tam gelişmesi için gerekli koşulları sağlamak amacıyla; sosyal yardımlar ve aile yardımları, mali düzenlemeler, konut sağlama, yeni evlilere yardım ve diğer uygun araçlarla aile yaşamının ekonomik, yasal ve sosyal bakımdan korunmasını teşvik etmeyi taahhüt ederler."; 20. maddesinde; "Akit Taraflar, istihdam ve meslek konularında cinsiyete dayalı ayrım yapılmaksızın fırsat eşitliği ve eşit muamele görme hakkının etkili bir biçimde kullanımını sağlamak amacıyla, bu hakkı tanımayı ve bunun aşağıdaki alanlarda uygulanmasını sağlamak ve teşvik etmek için uygun önlemler almayı taahhüt ederler; a- İşe giriş, işten çıkarılmaya karşı korunma ve yeniden işe yerleştirilme; b- Mesleki yönlendirme, eğitim, yeniden eğitim ve rehabilitasyon; c -İstihdam koşulları ve ücreti de kapsayan çalışma koşulları; Yükselmeyi de kapsayan meslekte ilerleme." hükümlerine yer verilmiştir.
29.7.1971 gün ve 1451 sayılı Yasa ile onaylanması uygun bulunan Sosyal Güvenliğin Asgari Normları Hakkında İLOSözleşmesi'yle, bu Sözleşme ile korunanişçi ve hizmetlilerin veya mukimlerin çeşitli sosyal yardımlardan yararlandırılmasının sağlanmasıböylece sosyal güvenliğin asgari standartlarının oluşturulması amaçlanmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun "Eşit davranma ilkesi" başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında; "İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz."; 2. fıkrasında; "İşveren, esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmi süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem yapamaz."; 4. fıkrasında; "Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz."; 5. fıkrasında; "İşçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması, daha düşük bir ücretin uygulanmasını haklı kılmaz."; 7. fıkrasında; "20 nci madde hükümleri saklı kalmak üzere işverenin yukarıdaki fıkra hükümlerine aykırı davrandığını işçi ispat etmekle yükümlüdür. Ancak, işçi bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren böyle bir ihlalin mevcut olmadığını ispat etmekle yükümlü olur." hükümlerine yer verilmiştir. Uyuşmazlıkta, davalı idarenin savunmasında bireysel işleme gerekçe olarak; davacının 657 sayılı Yasanın 4/C maddesi kapsamında geçici personel statüsünde olmasının gösterildiği ve 1.1.20014 gün ve 28869 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2013/5762 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının "ücretler" başlıklı 7. maddesindeki"Geçici personele, bu Kararda belirtilen ücretler dışında herhangi bir ad altında ücret ödenemez ve sözleşmelerine bu yolda hüküm konulamaz" hükmünün geçici personelin sözleşmesinde yazılı ücret dışında hiçbir parasal hak alamayacağı şeklinde yorumlandığı görülmektedir.
657 sayılı Yasa'nın 4/C maddesinde; "Geçici Personel", bir yıldan az süreli veya mevsimlik hizmet olduğuna Devlet Personel Dairesinin ve Maliye Bakanlığının görüşlerine dayanılarak Bakanlar Kurulunca karar verilen görevlerde ve belirtilen ücret ve adet sınırlan içinde sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan kimselerdir, şeklinde tanımlanmıştır.
209 sayılı Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurumları İle Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanun'un 5. maddesinde;"... Personelin katkısıyla elde edilen döner sermaye gelirlerinden, döner sermayeli sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli olan memurlar ile bu kurum ve kuruluşlarda 10/7/2003 tarihli ve 4924 sayılı Kanun uyarınca sözleşmeli olarak istihdam edilen sağlık personeline ve 13/12/1983 tarihli ve 181 sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 3 üncü maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli personele mesai içi veya mesai dışı ayrımı yapılmaksızın ek ödeme yapılabilir. Sağlık kurum ve kuruluşlarında Bakanlıkça belirlenen hizmet sunum şartları ve kriterleri de dikkate alınmak suretiyle, bu ödemenin oran ile esas ve usülleri; personelin unvanı, görevi, çalışma şartları ve süresi, hizmete katkısı, performansı, serbest çalışıp çalışmaması ile muayene, ameliyat, anestezi, girişimsel işlemler ve özellik arz eden riskli bölümlerde çalışma gibi unsurlar esas alınarak Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." hükmü yer alınıştır.
Anılan Yasa hükmü uyarınca 12/05/2006 tarihli ve 26166 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulan Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurum Ve Kuruluşlarında Görevli Personele Döner Sermaye Gelirlerinden Ek Ödeme Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 25.07.2008 tarihli ve 26624 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5. maddesinin (a) fıkrasında, bu Yönetmelik kapsamındaki sağlık kurum ve kuruluşlarının, sağlık hizmetlerinden elde edilen gelirlerinin tamamının döner sermayeye gelir kaydedileceği, ilgili kurum ve kuruluşun o dönemde elde ettiği gayrisafı hasılattan öncelikle Hazine payı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu payı ve Bakanlık merkez payı ayrıldıktan sonra kalan miktarın kurumlarda asgari %50'si, kuruluşlarda ise %35'i, 02/09/1961 tarihli ve 10896 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkındaki 209 Sayılı Kanun Gereğince İşletme, İdare ve Muhasebe İşlerine Dair Yönetmelik hükümleri doğrultusunda kurum ve kuruluşların ihtiyaçlarının karşılanması ve vadesi gelen borçların ödenmesi için ayrılacağı, kalan kısmın personele ek ödeme olarak dağıtılabileceği, (b) fıkrasında ek ödemenin, personelin kurum ve kuruluşa fiilen katkı sağladığı sürece verilebileceği, personelin katkısıyla elde edilen döner sermaye gelirlerinden, o kurumda görevli personele yapılabilecek ek ödeme toplamının (ilgili kurum veya kuruluşun o dönemdeki) döner sermaye gelirinden, Hazine payı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu payı ve Bakanlık merkez payı ayrıldıktan sonra kalan miktarın kurumlarda %50'sini, kuruluşlarda ise %65'ini aşamayacağı belirtilmiştir.
Sağlık Bakanlığı Döner Sermaye Ek Ödemesinin, 04.01.1961 tarihli ve 209 sayılı Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kuramları ile Esenlendirme (rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanun'un 5. maddesinde ve 12.05.2006 tarihli ve 26166 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurum Ve Kuruluşlarında Görevli Personele Döner Sermaye Gelirlerinden Ek Ödeme Yapılmasına Dair Yönetmelikte düzenlendiği, bu ödemenin prensip olarak döner sermaye gelirinin elde edilmesine katkı sağlayanlara yapılması esasının kabul edilmesine karşılık, Kanun maddesinde bu ödemeden yararlanacaklar arasında657 sayılı Yasa'nın 4/C maddesi kapsamında istihdam edilen geçici personelin sayılmadığı görülmektedir.
Buna karşılık madde metnini dava konusu işlemin tesis edildiği tarihteki haline getiren, 07.03.2006 gün ve 5471 sayılı Yasa'nın (2006 yılı değişikliği) genel gerekçesinde, madde gerekçesinde, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu ile TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunda ve 02.03.2006 tarihli TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmelerde; döner sermaye gelirinin elde edilmesine katkı sağlayan tüm personelin bu ek ödemeden yararlandırılacağı, personele döner sermaye gelirlerinden pay verilerek kamu hizmetinin daha iyi işlemesinin sağlanması ve çalışanların teşvik edilmesi esasının kabul edildiği, geçici personel yönünden de döner sermaye gelirlerinin elde edilmesine katkı yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın hiçbir şekilde ödeme yapılmayacağına ve bu kesimin bu ödemeden mahrum bırakılacağına dair herhangi bir ifadenin yer almadığı gibi bu konuda herhangi bir tartışma da yaşanmadığı, dolayısıyla yasa koyucunun geçici personeli bu ödemeden mahrum bırakma yönünde açık bir irade ortaya koymadığı anlaşılmaktadır.
Konuya ilişkin Anayasa hükümleri ile yukarıda hükmüne yer verilen İnsan Haklarına ve Çalışan Haklarına dair taraf olduğumuz uluslarası sözleşme hükümleri birlikte dikkate alındığında; "hukuk devleti ilkesi", "eşitlik ilkesi", "eşit iş için eşit ücret hakkı", "adil ve (yeterli) elverişli bir ücrethakkı", "adil çalışma koşullarına sahip olma hakkı", "fazla mesai karşılığında zamlı ücret alma hakkı", "eşit muamele görme hakkı" gibi Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca kanun hükmünde olan evrensel hukuk normları ile İşHukukunun temel prensiplerinden biri olan "Eşit davranma ilkesi"göz önüne alındığında; Sağlık Bakanlığı teşkilatında görev yapan hemen tüm çalışan grupları kendi çalışmaları ile elde edilen döner sermaye ek ödemesinden yararlandırılırken, geçici personelin katkı sağlayıp sağlamadığına yahut Bakanlık Merkez teşkilatında görev yaparak dolaylı olarak katkı sağlayıp sağlamadıklarına bakılmaksızın yararlandırılmamasında ülkemiz açısından bağlayıcılığı bulunan evrensel hukuk ilkelerine ve hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalar sonucunda, geçici personelin Sağlık Bakanlığı döner sermaye ek ödemesinden yararlandırılmasına "statü" bağlamında hukuki bir engel bulunmadığı, bu kişilerin döner sermaye ek ödemesinden yararlandırılmaması bakımından dafiilen yaptıkları görevin esas alınması ve 209 sayılı Kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılan Yönetmelikte belirtilen "statü" dışındaki koşulları taşıyıp taşımadıkları araştırılarak, bu koşulları taşımaları halinde (ek ödemenin elde edilmesine katkı sağlama veya Bakanlık Merkez Teşkilatında çalışarak dolaylı katkı sağlama vs.) bu ödemeden yararlandırılmaları gerektiği anlaşıldığından, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemektedir. Öte yandan, davalı idarece davacının davalı idareye yaptığı başvuru tarihinden sonraki döneme ilişkin olmak üzere döner sermaye ek ödemesinin elde edilmesine katkı sağlaması dikkate alınarak hak ettiği döner sermaye ek ödemesinin hesaplanarak ödeneceği tabiidir.
Açıklanan nedenlerle itirazın KABULÜNE, Samsun 2. İdare Mahkemesi Hakimliği'nin 24.06.2014 gün ve E:2014/187, K:2014/1041 sayılı kararının BOZULMASINA, dava konusu işlemin İPTALİNE, dava ve itiraz aşamasında yapılan toplam 212,00 TL yargılama giderinin davacıya iadesine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 750,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta avansının karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 15 gün içinde Samsun Bölge İdare Mahkemesi'ne karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.11.2014gününde oyçokluğuyla karar verildi.