657 sayılı Devlet Memuru Kanunu ne zaman değişecek?
657 sayılı memur yasası ne zaman değişecek' sorusu 51 yıldır değişim bekleyen devlet memurlarının en çok merak ettiği soru... Peki 657'de neler değişecek? İşte cevabı...
657 sayılı Devlet Memuru Kanunu değişecek mi? Memurların
yıllardır değişmesini beklediği bu yasa Çalışma Bakanlığı'nın da
gündemde... Peki 657'nin değişimine ilişkin bugüne kadar nasıl bir
yol katedildi? İşte 657 dosyası...
Yeni Şafak'tan Ahmet Ünlü, bugünkü yazısında 657 sayılı Devlet
Memuru Kanunu'na ilişkin kritik noktalara değindi. Ünlü, daha önce
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun birçok maddesinin
mülga olmasına rağmen hala varlığını
sürdürdüğünü ve yazılan çizilen eleştirilerin hiçbir işe
yaramadığını belirterek eleştiride bulundu.
İşte Ünlü'nün örneklerle izah etmeye çalışarak yer verdiği
o yazısından '657' notları:
DÖRT İSTİHDAM ŞEKLİ DIŞINDA PERSONEL ÇALIŞTIRILABİLİR
Mİ?
657 sayılı Kanun'un 5'inci maddesinde; bu kanuna tabi kurumların,
dördüncü maddede yazılı dört istihdam şekli dışında personel
çalıştıramayacakları ifade edilmiştir. Bu maddenin şu an itibarıyla
hiçbir anlamı yoktur. Çünkü, teşkilat kanunlarında birçok istihdam
biçimine yer verilmiştir ve halen de uygulanmaktadır. Örneğin 5502
sayılı Kanun'un 28'inci maddesinde göre istihdam edilen bilişim
uzmanları.
KADROLARIN TESPİTİNİ DÜZENLEYEN MADDE YÜRÜRLÜKTE
Mİ?
657 sayılı Kanun'un kadroların tespitini düzenleyen 33'üncü
maddesinin hiçbir anlamı kalmamıştır. Yani maddenin varlığı ile
yokluğu arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Madde metninde
geçen;
“İl özel idareleri ve belediyeler ile bunların kurdukları
birliklerin kadroları yetkili organlarınca hazırlanarak İçişleri
Bakanlığı'nın onayı ile tamamlanır” ifadesi 190 sayılı KHK ile
anlamsızlaşmıştı. Ancak, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 49'uncu
maddesinde yer alan; “Norm kadro ilke ve standartları İçişleri
Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı tarafından müştereken
belirlenir. Belediyenin ve bağlı kuruluşlarının norm kadroları, bu
ilke ve standartlar çerçevesinde belediye meclisi kararıyla
belirlenir” ifadesi ile daha da anlamsız hale gelmiştir.
KADROLARIN HAZIRLANMASINI DÜZENLEYEN MADDE YÜRÜRLÜKTE
Mİ?
657 sayılı Kanun'un kadroların hazırlanmasını düzenleyen 34'üncü
maddesi 190 sayılı KHK ile anlamsız hale gelmiş olmasına rağmen
yani zımnen mülga olmasına rağmen hala yerli yerinde durmakta ve
vitrin süsü görevi yapmaktadır.
KADRO CETVELLERİNİ DÜZENLEYEN MADDE YÜRÜRLÜKTE
Mİ?
657 sayılı Kanun'un kadro cetvellerini düzenleyen 35'inci maddesi
190 sayılı KHK ile anlamsız hale gelmiş olmasına rağmen yani zımnen
mülga olmasına rağmen hala yerli yerinde durmaktadır.
657 sayılı Kanun'un atama yapılacak boş kadroların bildirilmesini
düzenleyen 46'ncı maddesi 190 sayılı KHK ile anlamsız hale gelmiş
olmasına rağmen yani zımnen mülga olmasına rağmen hala yerli
yerinde durmaktadır.
DUYURMAYI DÜZENLEYEN MADDE YÜRÜRLÜKTE Mİ?
657 sayılı Kanun'un duyurmayı düzenleyen 47'nci maddesi anlamsız
hale gelmiştir. Hatta madde metninde geçen; “Sınavsız atama
yapılacak yerlere kadro adedinden fazla istekli bulunduğu takdirde
açılacak sınavın gün ve yeri yukarıdaki şartlara uygun olarak
ayrıca duyurulur” ifadesi anlamsızlığın ötesinde komik bir hale
dönmüştür.
SINAVLARA KATILMAYI DÜZENLEYEN MADDE YÜRÜRLÜKTE
Mİ?
657 sayılı Kanun'un bazı maddeleri vardır ki bu maddelerin varlığı
ile yokluğu arasında bir fark oluşmamaktadır. İşte 49'uncu maddesi
de bu kapsamdadır.
SINAV SONUÇLARINI DÜZENLEYEN MADDE YÜRÜRLÜKTE
Mİ?
657 sayılı Kanun'un sınav sonuçlarını düzenleyen 51'inci maddesi
anlamsız hale gelmiştir.
KURUMLARIN MEMUR İHTİYACINI KARŞILAMA ŞEKLİNİ DÜZENLEYEN
MADDE YÜRÜRLÜKTE Mİ?
657 sayılı Kanun'un kurumların memur ihtiyaçlarını karşılama
şeklini düzenleyen 52'nci maddesi anlamsız hale gelmiştir ama hala
varlığı devam ettirilmektedir.
EMEKLİLERİN YENİDEN HİZMETE ALINMASINI DÜZENLEYEN MADDE
YÜRÜRLÜKTE Mİ?
657 sayılı Kanun'un emeklilerin yeniden hizmete alınmasını
düzenleyen 93'üncü maddesi 5335 sayılı Kanun'un 30'uncu maddesi ile
anlamsız hale gelmiştir.
HASTALIK VE ANALIK SİGORTASI
657 sayılı Kanun'un Hastalık ve analık sigortasını düzenleyen
188'inci maddesi yıllardır uygulama alanı bulmamış ve kadük
kalmıştır ama hala varlığını devam ettirmektedir.
Sonuç olarak 657 sayılı Kanun'un birçok maddesi ya zımnen mülga
olmuş ya uygulama alanı bulamamış ya da varlığı ile yokluğu
arasında fark kalmamıştır. Sizce kanunun yeni bir mantıkla ele
alınması gerekir mi?