666 KHK SGK personelini mağdur etti!

Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul, büyük bir özveri ile görevlerini yapan SGK çalışanlarının hak ettikleri mali ve sosyal hakları alamadıklarını söyledi. SGK Yüksek Danışma Kurulu Toplantısı’na katılan ve burada bir konuşma yapan Hacı Bayram Tonbul, sosyal güvenlik faaliyetleriyle, kurum çalışanlarının sorunlarına dikkat çekti.

Sosyal güvenlik hizmetinin etkin bir şekilde vatandaşa ulaştırılmasının kurum çalışanları tarafından sağlandığını ifade eden Tonbul, “Emekli aylığı bağlamaktan yetim aylığına, Bağ-Kur işlemlerinden, sigorta işlemlerine kadar kurumlar arasında en fazla hizmet çeşitliliği bulunan Sosyal Güvenlik Kurumu’nda çalışan personel, mesai mefhumu gözetmemesine karşın hak ettiği ücreti alamamaktadır. Fazla mesaisi kaldırılan personelin gelir gider dengesi bozulduğundan, ileriye dönük borçlanma planı yapanları zor durumda bırakmıştır.” Şeklinde konuştu

666 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararname’den en fazla etkilenen kurumların başında SGK’nın geldiğini de ifade eden Hacı Bayram Tonbul, kararname ile ek ödemelerin eşitlenmesi ve ikramiyelerin kaldırılmasının SGK çalışanlarını mağdur ettiğine dikkat çekti. Sosyal güvenlik dengesinin bozulmaması için öncelikle kurum çalışanlarının düşünülmesi gerektiğini ifade eden Tonbul, “Sürücüsü olmayan bir araç ilerleyemez. Bunun için SGK çalışanlarının ücretlerinde yaşanan hak kayıpları yapılacak çalışmalarla yeniden düzenlemelidir” dedi.Konuşmasında, memurların emekli olurken aldıkları emeklilik ikramiyesi miktarının artırılması ve emekli ikramiyesinde uygulanan 30 yıllık sınırın kaldırılması talepleri olduğunu söyleyen Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul, fiilen çalışmakta iken alınan maaş ve ücret ile emekli olunduğunda alınan maaş ve ücret arasındaki farkın arttığını ifade etti. Tonbul, bu durumun düzeltilmesi için, kamu görevlilerinin fiilen çalışma döneminde en son almış oldukları maaş ile emekli olunduklarında aldıkları ilk maaş arasındaki farkın %10’dan daha fazla olmamasına dönük bir maaş hesaplama sisteminin geliştirilmesini istedi.

Ara rejim dönemlerinde ve darbe süreçlerinde konjonktürel siyasi varsayımlarla görevlerine son verilen kamu görevlilerinin açıkta geçen sürelerine ilişkin sosyal güvenlik primlerinin kurumlarınca ödenmesine yönelik yapılan düzenlemeyi takdirle karışladıklarını da dile getiren Hacı Bayram Tonbul, “Ancak, düzenlemenin içeriğinde, kurumlar tarafından ödenmesi öngörülen primleri ödeyenlere yönelik geri ödeme yapılmaması ve bu haktan sadece 2005 yılından sonra görevine son verilenlerin yararlanmalarına imkan sağlanması eksiklik olarak kabul edilmelidir. Bu amaçla, açıkta geçen sürelere ilişkin primlerini borçlanma suretiyle ödeyenlere ödedikleri tutarların kurumlarınca iade edilmesi ve düzenlemenin temelini oluşturan imkandan 2005 öncesi dönemde memurluktan çıkarılıp bu cezaları kanunla affedilenlerin de yararlanması sağlanmalıdır.” diye konuştu.

DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜMÜN EN ÖNEMLİ HALKALARINDAN BİRİ SOSYAL GÜVENLİK REFORMUDUR

Ülkemizde yaşanan değişim ve dönüşüm zincirinin en önemli halkalarından birinin sosyal güvenlik reformu olduğunu belirten Tonbul, “Sosyal güvenliğin üç dev kurumu olan SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’nın tek bir çatı altında birleştirilmesi, norm ve standart birliğinin sağlanması, SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı’na problemsiz devriyle sağlık hizmetinin sunumunda ayrımcılığın ortadan kaldırılması, 18 yaşına kadar çocuklarımızın koşulsuz sağlık güvencesine kavuşturulması, intibak düzenlemesi ve genel sağlık sigortasının hayata geçirilmesi oldukça önemlidir. Fakat sosyal güvenliğin sürdürülebilirliğinin sağlanması için yeterli değildir. Tüm bireylere eşit, adil, kolay ulaşılabilir bir sağlık ve sosyal güvenlik siteminin sunularak sosyal devlet ilkesinin eksiksiz yerine getirilmesi gerekmektedir. Sosyal güvenlik açığının GSYİH’ye oranını yüzde 1’ler seviyesine düşürecek tedbirler ve önlemler alınmalı, hizmet kalitesinden asla taviz verilmemelidir” dedi. Hacı Bayram Tonbul konuşmasında ayrıca, tedavi katılım payı uygulamasının kaldırılmasını, bütçe imkanları gerekçe gösterilmek suretiyle buna yanaşılmaması halinde TÜİK tarafından açıklanan yoksulluk sınırının altında maaş/ücret alanlardan tedavi katılım payı alınmamasını, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenen gündelik ve yol gideri tutarlarının, fiili duruma uygun bir miktara yükseltilmesi için çalışma yapılmasını istedi.