Atama yok, işsizliğin adı İİBF
İktisadi ve idari bilimler fakültesi (İİBF) 400 bin işsizi ile devletten tek atama almadıkları için büyük tepkili. Toplumun yönetici ve vasıflı personel ihtiyacını karşılayacak şahıslar yetiştiren bu fakülteler hala yüzlerce mezun vermeye de devam ediyor.
- Kurum ve işletmelerin iktisadi ve idari olarak yürümelerini
sağlayan ve hemen her üniversitede yer alan İİB fakültelerinin
mezunları isyanda.
İşte yayınladıkları bildirilerden biri:
Yayınladıkları bildiriler ve yaptıkları eylemlerle devletin
dikkatini çekmeye çalışıyorlar. Yıllardan beri yoğun bürokrasi ve
ekonomi faaliyetleri ile ilgilenen, devletin hemen her kademesinde
olması gereken, istihdam yaratan, yeni politikalar üreten vizyonel
bireyler yetiştirmektedir. Günümüzde bile TBMM’de yani ülkenin
seçilmiş bireyleri olarak görev yapan ve ülkeyi idare edenlerin
çoğunlukta İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden mezun olduğu
hepimizin aşina olduğu bir durumdur.
Tarihsel gelişimine baktığımızda Enderun’da temelleri atılan fakültenin (İİBF’nin), Mülkiye Mektebi ve daha sonrasında İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi olarak bütün süreçlerde etkinliği devam etmiştir.
Girişte de yaptığım açıklamada devlet yönetiminde vasıflı şahıslar yetiştiren fakülte,yıllardan beri mezun vererek ve hâlâ mezun vermeye devam ederek büyük bir nitelikli işsizlik oluşmuştur. 2014’te yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavı’na giren 1 milyon 118 bin kişinin, 400 bin kişisini yani yaklaşık %50’sini oluşturmaktadırlar. Şu anki rakamlarla 400 bin mezunu bulunan, işsiz olan ve ülkenin %42’lik genel idare hizmetlerinde kadro boşluğu olmasına rağmen komik rakamlarda kadrolar verilen; diğer fakülte mezunlarına da İİBF’nin var olan kadrolarının peşkeş çekilmesi ile mağdur edilen, dışlanan İİBF mezunlarını fazlasıyla incitmiş ve aldıkları diplomaları itibarsızlaştırmıştır. Yüz binlerce genç işsizlikle mücadele bir yana 4001 kodu haksızlığıyla ve kadrolarının arttırılmasıyla mücadele etmektedirler.
Milli Eğitim Bakanlığı’na her yıl 40 binlerce kadro
verilmiş,öğretmenlere hep ülke gündeminde yer verilmiş ve her
torbadan nasiplenmişler olarak hep destek görmüşlerdir. Toplumda
bazı fakülteler el üstünde tutulmuş bazı fakülteler yani İİBF
anlamsızlaştırılmaya çalışılmıştır. Üstelik verilen bu 40 binlerce
kadrolar yetmemiş üstüne idari kadrolar yani İİBF’nin kadroları,
4001 koduyla öğretmenlere ve diğer fakülte mezunlarına
dağıtılmıştır. İİBF mezunlarının bu konudaki itirazı; fakülte
ayırımını ortadan kaldırarak ve herkese üniversitede ortak dersler
verilerek ; sonrasında genel bir sınava tabi tutularak üniversite
mezunlarının atanmasının yapılması. Madem herkes her işi
yapabiliyorsa; iş bölümü ve uzmanlaşmaya ne gerek var ki! Maliyeci
doktor olsun,doktor öğretmen,öğretmen mühendis… Bu çarpıklığa
defalarca örnek verebilirim. Zaten günümüzde bu sorunun lanse
etmesinin en büyük sebebi İİBF mezununun olması gereken kadrolarda
eğitimcilerin, biyologların, mühendislerin ve diğer mezunların yer
almasıdır.
Bu bildirinin amacı mühendis ve öğretmen arkadaşlarımın eğitimini
aldığı işi kesinlikle itibarsızlaştırmak değil, tam tersi bu konuda
arkadaşlarımıza sorunu anlamalarını sağlayarak 4001 kodu ile
vasıfsızlaştırılmalarını engellemek ve eğitimlerini aldıkları işe
sahip çıkmaları gerektiğini anlatmaktır. Öğretmen sınıfta ders
versin, mühendis çizimleriyle bizi büyülesin, İİBF mezunları da
idari ve iktisadi işleri idame ettirsin. Ki denge oluşsun ve
adaletsizlik (4001 kodu) ortadan kalksın. Herkes eğitimini aldığı,
uzmanlaştığı işi yapabilsin ki ülke geleceğe sağlam adımlarla
yürüyebilsin. Bu konuda devlet büyüklerine seslenerek bu sorunun
bir an önce çözümlenmesi İİBF mezunlarının en büyük temennisidir.
Talepleri, vatandaşlık hakları olan kamuda çalışma hakkının onlara
da verilmesidir.
İİBF mezunları Yeni Türkiye söylemleri ile haklarının teslim edileceği konusunda umutlanmış ve 400 bin mezunun %10’u olan 40 bin kadro talep etmektedirler. Bu konuda devlet büyüklerine seslenerek diplomalarının itibarı iadesinin yapılması ve bu taleplerinin kabul etmesini istemektedirler. Ülkemizi geleceğe taşırken bütün bireylerin eşit haklara sahip olması ve eşit şekilde değer görmesi için bu temel adımların atılmasını istiyoruz.