Engelli öğretmenin engelsiz yaşamı
Ailesi fakir olmasına rağmen büyük zorluklarla okuyup öğretmen olan doğuştan engelli Nusrettin Orakçı, meslektaşlarına örnek oluyor.
Okulunda engelliler için altyapı olmadığı için meslektaşları
tarafından merdivenlerden kucaklanarak üst kata çıkarılan Orakçı,
bütün engellere rağmen öğrencilerine faydalı olmak için her çabayı
gösteriyor.
Yurt genelinde binlerce öğretmen Öğretmenler Günü'nü kutluyor. Bu
öğretmenlerden biri de doğuştan engelli olan Batmanlı Nursettin
Orakçı. 10 çocuklu Orakçı ailesinin dördüncü çocuğu olan Nursettin
Orakçı, büyük zorluklarla eğitimini tamamlamış. İnşaat işçisi bir
babanın oğlu olan Nusrettin Orakçı, üniversiteyi ise engelli
adaylar içerisinde Türkiye 1'ncisi olarak kazanmış. Gazi
Üniversitesi'nde Bilgisayar Öğretmenliği okuyan Orakçı, büyük
zorluklarla kendisini okutan babasına ise her zaman minnettar
olduğunu ifade ediyor.
Kendinden büyük kardeşlerinin okuma fırsatı bulamadıklarını dile
getiren Orakçı, kendisinin ise okuyarak diğer engellilere örnek
olduğunu vurguluyor. Üniversiteyi bitirdikten sonra Adana Yüreğir
İMKB Endüstri Meslek Lisesi'ne Bilişim Teknolojileri Öğretmeni
olarak atanan Orakçı, bütün zorluklara rağmen hayatından memnun.
Evli ve Eyüp isminde bir oğlu olan Orakçı öğretmen, hayata pozitif
bakıyor.
“Bazen insanlar geliyor, ‘bu öğretmen mi, acaba öğretmen misiniz?'
diye şaşırıyorlar.” diyen Orakçı, daha sonra ise taktir ettiklerini
vurguluyor. Daha sonra insanların ‘Bu öğretmenlik yapamaz' yerine
tam tersine,‘Bakın Nusrettin Hocanız öğretmen olmuş, sen neden
yapmıyorsun, neden çalışmıyorsun, bu kadar imkân olmasına rağmen
sen neden çalışmıyorsun?' diye kendi çocuklarına örnek olarak
gösterdiğini belirten Nusrettin Orakçı, öğrencileriyle ise çok
güzel bir ilişkisi olduğunu vurguluyor. Öğrencilerinin
kendisini bu şekilde kabul ettiklerini anlatan Orakçı,
karşılaştıkları zorlukları ise aşılmaz olarak
görmüyor.
Her insanın kendine göre zorlukları bulunduğunun altını çizen
Orakçı, “Ama belki farkında değildir veya onlara alışmıştır. Benim
de zorluklarım var, ama alıştığım için bunlar bana çok zor, aşılmaz
engeller olarak görülmüyor. Nedir mesela, benim binam, çıkarken
basamaklardan çıkmak durumundayız. Bu basamaklardan çıkmak,
dışarıdan baktığınız zaman; ‘Çıkar mı çıkmaz mı, iner mi?'
gibi endişeleri var, ama benim böyle bir kaygım ve endişem olmadı.
Zorluklarımız var mı, var. Ben sizlerin yapamadıklarınızı
yapamıyorum, ama yapamadığım için de hiçbir endişe
duymuyorum.” diyerek hayata ne kadar pozitif baktığını
gösteriyor.
“Öğretmenlik gerçekten kutsal bir görev. Bütün öğretmenlerimin
günlerini kutluyorum.” diyen Orakçı, sözlerine şöyle devam ediyor:
"Zorluklar ne olursa olsun öğretmenliği çok seviyorum. Bir mesleğin
severek yapıldığında çok başarılar, çok güzellikler bıraktığına
inanıyorum. Benden sonra çok güzel bir nesil yetişeceğine
inanıyorum. Burada bize emanet edilen öğrencilerimiz var. Biz
onlara nasıl sahip çıkıyorsak, büyüklerimizin de öğretmenlerine
aynı şekilde sahip çıkmasını bekleriz. Öğretmenlerimize sahip
çıkmamız gerekiyor.”
Nusrettin Orakçı'nın mesai arkadaşı Süleyman Güler, meslektaşından
övgüyle bahsediyor. Orakçı ile üç yıldır birlikte derslere
girdiklerini ifade eden Güler, onu ideal bir insan olarak
tanımlıyor. Orakçı'nın tam örnek alınması gereken bir insan
olduğunu dile getiren Güler, şunları anlatıyor: “Ders
ortağıyız. Beraber derslere giriyoruz. Kendisi ders anlatırken ben
uygulama gösteriyorum, ben anlatırken hocam uygulamalı olarak
bilgisayarda gösteriyor. Hocamızla üç yıldır birlikte derse
giriyoruz. Hocam ideal bir insan tipi. Sizden daha fazla
gezebiliyor, sizden daha fazla sosyal hayatı var, araba
sürebiliyor, evli, çocuğu var. Her yıl öğrencilerini iyi
bir şekilde yetiştiriyor. Bu okuldaki en iyi bilgisayar öğretmeni
diyebilirim. Öğretmenliğin dışında öğrencilerle birebir
ilgilenebiliyor, rehberlik edebiliyor. Tam anlamıyla örnek alınması
gereken bir insan diyebilirim.”