Harcırah uygulamalarında bunlara dikkat!
Danıştay 5. dairesi harcırah kanunu hakkında verdiği kararla önemli bir emsal karara imza atmış oldu. Harcırahlarda bu ibarelere dikkat!
Mahkeme; atama, nakil veya geçici görevlendirme işlemlerinde "yolluksuz" ibaresi yer alıyorsa, tebliğ tarihinden itibaren 60 gün içinde dava açılması gerektiğine karara verdi.
İŞTE DANIŞTAY'IN VERDİĞİ KARAR
.C.
DANIŞTAY
BEŞİNCİ DAİRE
ESAS NO: 2008/1919
KARAR NO: 2010/3768
TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNAN (DAVALI): Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğü
KARSI TARAF:
İSTEĞİN ÖZETİ: İzmir 4. idare Mahkemesi’nin
29.11.2007 günlü, E:2007/852, K:2007/1747 sayılı kararının
dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması
isteminden ibarettir.
CEVABIN ÖZETİ: Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ DÜŞÜNCESİ: İdare Mahkemesi kararının
bozulması gerektiği düşünülmüştür.
DANIŞTAY SAVCISI DÜŞÜNCESİ: İdare ve vergi
mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek
bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49
uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması
gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı
nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz
edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi'nce, dosyanın tekemmül ettiği
anlaşıldığından yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar
verilmeksizin işin gereği düşünüldü:
Davacı, geçici görevlendirilmesine ilişkin 14.3.2006 günlü işlemden
dolayı yolluk ödenmesi istemiyle 19.2.2007 tarihinde yaptığı
başvurunun reddine ilişkin 30.3.2007 günlü, 1570 sayılı işlemin
iptali ve söz konusu yolluğun yasal faiziyle birlikte ödenmesine
hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır.
İzmir 4. İdare Mahkemesi'nin 29.11.2007 günlü, E:2007/852,
K:2007/1747 sayılı kararıyla; geçici olarak görevlendirilen
davacıya 6245 sayılı Harcırah Kanunu'nun 42. maddesi
uyarınca geçici görev yolluğu ödenmesi gerektiği gerekçesiyle dava
konusu işlem iptal edilmiş, söz konusu yolluğun yasal faiziyle
birlikte davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.
Davalı idare, davanın süresinde açılmadığını, esas yönünden ise
dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını ileri sürmekte
ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını
istemektedir.
Yolluk ödenmesine (hak kazanılmasına) neden olan işlemin hukuki
sebebi genellikle atama, nakil veya geçici görevlendirme
işlemlerinden biri olmakla birlikte, yolluğun ödenmesi konusunda
idari dava konusu olabilecek bir uyuşmazlığın doğması, yolluk
konusunda bir işlemin tesis edilmiş olması koşuluna bağlıdır.
Yolluk konusundaki işlem ise ya yolluğa hak kazandıran atama, nakil
veya geçici görevlendirme işlemiyle birlikte, atama nakil veya
görevlendirmenin "yolluklu veya yolluksuz" olduğunun işlemde
belirtilmesi suretiyle tesis edilebilir, ya da yolluğa hak
kazandığı iddiasında olan kişinin yolluk talebiyle başvurusu
üzerine tesis edilebilir. Doğal olarak sözü edilen asıl
işlemle birlikte tesis edilmiş bir yolluk işleminin varlığı
halinde, yani yolluklu veya yolluksuz ibaresinin işlemde yer alması
halinde dava açma süresi, yolluksuz ibaresi yer alan işlemin tebliğ
tarihine göre; yolluk konusunda asıl işlemde ödenip ödenmeyeceği
hususunda bir ibare konulmamış ya da ayrı bir işlem kurulmamış
olması halinde dava açma süresi, 2577 sayılı Kanun'un 10.
maddesinde öngörüldüğü gibi ilgili tarafından yöneltilecek bir
başvuru üzerine oluşacak açık veya zımni bir ret işlemine göre
hesaplanacaktır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7/1. maddesinde, dava
açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde
Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu hükmü
getirilmiş; 10. maddesinde, "İlgililerin, haklarında idari davaya
konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari
makamlara başvurabilecekleri, altmış gün içinde bir cevap
verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, ilgililerin altmış günün
bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde konusuna göre
Danıştay'a, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilecekleri"; 11.
maddesinde de, "İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce,
idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni
bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış
olan makamdan idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu
başvurmanın işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini
durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin
reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş
sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı
ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı"
hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre;
1-Asıl işlemde (atama, nakil ya da geçici görevlendirme
işlemlerinden herhangi birinde), bu işlemin
"yolluksuz" olarak kurulduğu yolunda bir ibare yer
almışsa, asıl işlemde yer alan yolluksuz ibaresinin iptali ve bu
işlem nedeniyle yoksun kaldığı yolluğun kendisine ödenmesine
hükmedilmesi istemiyle asıl işlemin tebliğ edildiği tarihi izleyen
günden itibaren ilgili 2577 sayılı Kanun'un 7. maddesinde öngörülen
süre içerisinde doğrudan dava açabileceği gibi; anılan Kanun'un 11.
maddesinin tanıdığı olanak nedeniyle idareye başvurarak, bu
başvurunun reddi üzerine de dava açabilir. Bu durumda, dava açma
süresi anılan Kanun'un 7. ve 11. madde hükümlerine göre
belirlenecektir.
2-Asıl işlemde (atama, nakil ya da geçici görevlendirme
işlemlerinden herhangi birinde) "yolluksuz" ibaresi yok ise;
ilgilinin, bu işlemden doğan yolluğunun tarafına ödenmesi için
yaptığı başvuru 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesi kapsamında olup,
bu başvuru üzerine kurulacak işlemin iptali istemiyle açılacak
davanın süresinin de alınan Kanun’ un 10 maddesi hükmüne göre
belirlenmesi gerekmektedir.
Davacının geçici görevlendirilmesine ilişkin 14.3.2006 günlü
işlemde görevlendirmenin "yolluksuz" yapıldığı
ibaresinin yer aldığı ve 17.3.2006 tarihinde davacıya tebliğ
edildiği anlaşılan bu işlemin yolluksuz kısmına karşı davacının
2577 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca süresinde dava açmaması ve
anılan Kanun'un 11. maddesinde yer alan yasal süre içinde de davalı
idareye bu yönde bir başvuruda bulunmamış olması karşısında;
16.5.2007 tarihinde açılan dava süresinde olmadığı gibi, 2007
yılında yapılan başvurunun sona ermiş olan dava açma süresine
etkisi olmayacağı da açıktır.
Bu durumda; 2577 sayılı Kanun'un 7. ve 11. maddesi uyarınca
süresinde açılmayan davanın süre aşımı yönünden reddi gerekirken,
İdare Mahkemesi'nce işin esasına girilerek karar verilmesinde
hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle,
İzmir 4. İdare Mahkemesi'nce verilen 29.11.2007 günlü, E:2007/852,
K:2007/1747 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu'nun 49. maddesinin 1/c fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı
maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası gereğince ve
yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar
verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine,
31.5.2010 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi
(X) KARSI OY
Yolluk ödemesi, kamu hizmetinin gerektirdiği durumlarda, bu hizmet
için görevlendirilen kişilerin katlanacakları giderleri karşılamak
üzere yapılan bir ödemedir. Yolluk verilmesini gerektirecek
durumlar ile yolluk verilecek kişiler 6245 sayılı Harcırah Kanunu
ile bu Yasa kapsamı dışında kalan kurum ve kuruluşların kendi
kuruluş yasalarında belirlenmiştir.
Yönetime belli konularda işlem kurması için yükümlülük getiren Yasa
kuralına karşın yönetimin bu yükümlülüğü yerine getirmeyerek
hareketsiz kaldığı durumlarda, ilgililerin ileriye dönük şekilde
hukuki sonuçlarından yararlanmak üzere 2577 sayılı İdari Yargılama
Usulü Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca, haklarında yasanın öngördüğü
işlemin yapılması için her zaman yönetime başvurmaları ve
isteklerinin reddedilmesi durumunda da bu maddede öngörülen yönteme
uygun olarak idari yargıda dava açmaları olanaklı olup; söz konusu
geçici görevlendirme işlemlerinden ötürü yolluk ödenmesi istemiyle
2577 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca yönetime
başvurulabileceğinin ve bu başvurunun reddi üzerine dava
açılabileceğinin kabulü gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacı tarafından 2577 sayılı Kanun'un 10.
maddesi çerçevesinde yapılan başvuru esas alınarak açılan bu
davanın süresinde olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın esası
hakkında bir karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karara
katılmıyorum.
memurlar.net