Hiç işe gitmeden maaş alan memur var mı?
Memurların yıllarca hiç işe gitmediği halde maaş aldıklarına yönelik 'efsanevi' hikayeler gerçek mi? İşte şaşırtıcı örnekleriyle 'hiç işe gitmeden maaş alan memurlar' dosyası...
MEMURHABER.COM- Son günlerde İspanya'da 6 yıl
boyunca hiç işe gitmeyen Joaquin Garcia isimli memurun her ay
maaşını aldığı'na yönelik haber gündeme damgasını vurdu. Ünlü
"Türk Kamu Personel yönetiminde işe gelmeden maaş alanlar var mı?"
sorusunu yönelttiği yazısında , çok konuşulacak örnekler vererek
Türkiye'deki tabloyu gözler önüne serdi.
Peki bu hikaye ne kadar doğru? Yani bir memur yıllardır gitmediği
bir işten maaş alabilir mi?
Yeni Şafak'tan Ahmet Ünlü, bugünkü yazısında, İspanya'da kamu
kuruluşu çalışan Garcia'dan yola çıkarak bir memurun yıllarca
işa gitmeden maaş alıp alamayacağını sorguladı.
İşte Ünlü'nün kaleminden dudak uçuklatan cinsten 'işe
gitmeden memurluk' hikayeleri
Gazete'de yer alan habere göre; İspanya'da bir kamu personelinin
işe hiç gitmediği altı yıl boyunca fark edilmemiş. Altı yıl boyunca
hiç işe gitmeyen Joaquin Garcia isimli çalışana 27 bin euro
(yaklaşık 90 bin TL) ceza verilmiş. Mahkemede hakkındaki iddiaları
kabul etmeyen ve mobinge uğradığını söyleyen Garcia haksız bulunmuş
ve ceza ödemeye mahkûm edilmiş. Bu haberi okuyunca bu
ne ki siz bir de bizim ülkemizdeki durumu
bilseniz!
Türk Kamu Personel yönetiminde işe gelmeden maaş alanlar var
mı?
Gazetede yer alan haberi okuyunca ülkemiz adına vah vah demekten
kendimizi alamayız.
Üzülerek belirtelim ki işe gitmeden maaş alan kamu
personel sayısı hiç de azımsanmayacak sayıdadır.
Hatta giriş çıkışları elektronik kartlarla yapılan kamu
kurumlarında dahi bu durum devam etmektedir. Bu durum öyle gizli
saklı olan bir konu da değildir. Yıllarca idarecilerin bilgisi
dahilinde kurumuna hiç uğraman başka işler yapan ve her ayda tıkır
tıkır maaş alan binlerce personel bulunmaktadır.
BANKAMATİK MEMURLARI
Maalesef kamu kesiminde ciddi rakamlara ulaşan bankamatik memuru
bulunmaktadır. Bunların birçoğu iş yapmak istediği halde iş
yaptırılmıyor, bazılarına ise hiçbir iş yaptırılamıyor. Mevcut
bankamatik memurlarının üzerine en son çıkarılan KHK'larla çok
sayıda personel hiç çalışmadan bankamatik memuru haline
getirilmiştir. Bunları ne yapacaksınız? Meclis'te dahi 1500
kadronun norm fazlası olduğu dikkate alındığında ne demek
istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.
Bu kanayan yaraya çözüm bulunmalıdır
Hiçbir vicdanın kabul etmeyeceği durum, asgari ücretle geçimini
sağlayan milyonlarca insanın yanında, iş yapmadan ücret alan
binlerce personelin bulunmasıdır. Ancak, bu durumu kamu kesiminde
sıklıkla görüyoruz. Hem de yüksek ücret alan personel grubunda işe
gitmeden maaş alma sıklıkla görülmektedir.
İŞ YAPTIRILMAYAN PERSONEL DE VAR...
Haksızlık yapmayalım. Bir grup personel iş yapmak istediği halde
yaptırılmamakta, bir gruba ise hiçbir şekilde iş
yaptırılamamaktadır. Bu soruna çözüm bulunmadan yeni bir personel
sistemi kurmak oldukça zordur. Ne hikmetse İspanya'da altı yıl işe
gitmediği tespit olan personel haber yapılırken, ülkemizde kimsenin
umurunda dahi olmamaktadır.
MEMURLARA YENİ İŞ İMKANLARI ORTAYA ÇIKMAKTADIR
Tabiat boşluk kabul etmez kuralı gereğince iş yapmayan ya da
yaptırılmayan kamu personeli ister istemez yeni iş imkanları
aramakta ve bulmaktadır. Kamunun çalıştıramadığı personel
mevzuattaki boşluğu da kullanarak özel şirketlerin kamu kesimine
verdiği eğitimlerde yüksek ücretlerle eğitici olarak rol
almaktadır.
İŞTEN BAŞINI KAŞIYAMAMASI GEREKEN MEMURLAR NEDEN
BOŞTA...
Özellikle nitelikli kamu personeli eğitim şirketlerinin eğitim
ordusuna nefer olmaktadır. Bir de eğitici personelin unvanı
cezbediciyse eğitim şirketleri bu personelin peşinde kuyruk
olabilmektedir. Halbuki bu nitelikteki personelin işten başını dahi
kaşıyamaması gerekir. Ancak, daire başkanı ve üstü unvanlı personel
ile kritik nitelikteki personelin ihale alınacak kurumlar için
anahtar rol oynaması bu işin sihirli değneği olmaya
başlamıştır.
Kamuya eğitim veren şirketlerin eğitici kadroları incelendiğinde
birçok güzide kamu kurumunun unvanlı personelinin eğitici olarak
görev yaptığı görülecektir. Bu durumun etik olup olmadığına hiç
girmiyoruz. Ancak, bu konunun büyük bir sorun olmaya başladığını
ifade etmek isteriz. Eğer kamu personeli bu tür ilişkilere girerse,
bunun nereye gideceğini kimse tahmin dahi edemez.
"BENİ ALIR BENİ SATARSINIZ"
Kamu görevlisinin eğitici veya danışman olması gibi masum
faaliyetlerinin bir adım sonrasında kurumların bilgilerinin satışa
çıkmasına sebep olduğuna şahit oluyoruz. Nasıl olduğunu izah etmeye
çalışalım.
SAĞIR SULTAN DAHİ BİLİYOR!
Uyanık müteşebbisler kamu kurumlarında çalışanlardan gözüne
kestirdiklerini gayri resmi danışman olarak kullanmaktadırlar.
Kimseyi zan altında bırakmak istemeyiz ama uygulamanın da bu yönde
olduğunu sağır sultan dahi bilmektedir. Vergi konusunda uzman olan
kamu görevlilerinin vergi alanında, enerji konusunda uzman olan
kamu görevlilerinin enerji alanında, sosyal güvenlik alanında uzman
olanların sosyal güvenlik alanında, iş hukukunda uzman olanların da
iş hukukunda danışmalık yapmakta olduğu bilinmektedir.
"MEMUR SENDİKALARI MEMURLARI DANIŞMAN GİBİ
KULLANIYOR"
Şimdi de memur sendikalarının kamu görevlilerini danışman olarak
kullandığına şahit oluyoruz. Düşünün ki alanında uzman olan bir
kamu görevlisi memur sendikasına danışman oluyor ve kurumunun sahip
olduğu bilgileri ilgili sendikaya temin ederek kurumunu zor durumda
bırakıyor. Bu durumun kabul edilmesi mümkün değildir. Kamu
görevinden ayrıldıktan sonra danışman olarak çalışma kabul
edilebilir ancak, kamu görevi devam ederken sendikalara
danışmanlığı kabul etmek mümkün değildir.
MENDERES'İN SÖZÜ...
Bizden farklı düşünenler bunda ne var diyebilirler. Bilgisinden
para kazanmanın meşru olduğunu iddia edenler de çıkabilir. Ancak,
rahmetli Menderes'in oğluna söylediği “Oğlum ticaret yapmanda
mahzur yok ama, ticaretinde beni alır beni satarsınız” veciz
sözünün de unutulmaması gerekiyor.