Kamu Denetçiliği Kurumu'na tepki yağıyor...
Kamu Denetçiliği Kurumunun uzman alım süreci memulardan tepki topladı.
* 6328 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi uyarınca
Kamu denetçiliği uzmanı olarak geçmek üzere müracaat ettim,
forumdan bazı kişilerin davet dildiğini öğrendim ben ne çağrıldım
ne de bilgilendirildim. Ne yapabilirim dava açabilir
miyim?
* Kamu denetçiliği kurumunda uzman olarak geçmek üzere
mülakata çağrıldım. Yabancı dilim iyidir. Sorulan soruları da
cevaplandırdığımı düşünmekteyim. Ancak kurumundan muvafakatimin
istenmediğini öğrendim. Ne yapmamı önerirsiniz.
ÖZET: Kamu Denetçiliği Kurumu geçtiğimiz günlerde kurumun uzman
personel ihtiyacını gidermek üzere ilana çıktı. Toplam 60-70
civarında uzman alımı içöin kamuda kariyer bir meslekte çalışmış
olma şartı arandı. Bizim edindiğimiz bilgilere göre 4 bine yakın
başvuru oldu. başvuruların bu derece yüksek olmasının nedeni, ilan
sırasında hiçbr kısıtlamanın olmamasıydı. Kamu Denetçiliği Kurumu,
başvuranlar arasından seçtiklerine sölü sınav uygulayarak seçimi
tamamladı. Burada ne yazıkki kıstas olmadığı için yüzlerce binlerce
kişi torpil peşinde koştu. Daha en başından adalet dağıtacak bir
kurum, adil olmayan bir uygulamayla kamu sisteminde yerini almaya
başladı. Bunun olumsuz sonuçlarını, önümüzdeki günlerde daha net
göreceğiz.
İdarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını;
insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve
hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak üzere 6328
sayılı Kanun ile kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu, icra ettiği idari
eylem ve işlemlerinde de bu kriterleri uygulaması
gerekmektedir.
Anadolu’da “ele verir talkını kendi yutar salkımı” deyimi
vardır.
Kamu Denetçiliği Kurumu diğer kurumlardan naklen uzman alımında
6328 sayılı Kanunun kriterlere uyması gerekmektedir.
Kamu Denetçiliği Kurumu alımlarda;
- Objektif kriterler belirleyebilirdi,
- 5-10 Hizmet yılı
- Yabancı dilden belirli bir başarı
- Kurumun ihtiyacı olan alanları,
ilan edebilirdi,
Binlerce insanın müracaatının alınması ve bunlardan onlarca adayın
çağrılması, çağrılan adaylardan hangi esaslar çerçevesinde alındığı
bilinmemektedir.
İdareye mer’i mevzuat gereğince tanınmış olan "serbest alana"
takdir yetkisi denilmektedir. Başka bir deyişle mevzuatın idareye
nerede nasıl tasarrufta bulunacağını önceden kesin bir şekilde
belirlenmediği alan takdir yetkisi belirlemektedir.
Takdir yetkisi idareye keyfi davranma hakkını vermez. Takdir
yetkisi hukukun içerisinde kalarak hareket etmesini
gerektirmektedir. Takdir yetkisi kullanılmasında hizmet gerekleri,
kamu yararına uyulmalı ve eşitlik ilkesine riayet etmelidir. İdare
takdir yetkisini kullanırken aldığı kararların gerekçeleri de
olmalıdır.
İdareye tanınan takdir yetkisi mutlak ve sınırsız değildir. Bu
durumda takdir yetkisinin kamu yararı, hizmet gereği ve eşitlik
ilkesi gibi kavramlar doğrultusunda kullanılması gerekir; aksi
takdirde bu işlem sakat olur ve yargı mercilerince iptal
edilir.
Yetkililere tanınan TAKDİR YETKİSİ sınırlarının net olmaması,
esnek, muğlâk ve her türlü suiistimale açık uygulamara sebebiyet
vermektedir.
İdareler takdir yetkisini müracaatçının üzerinde demoklasin kılıcı
olarak sallamaktadır.
Anayasanın yargı yolu başlıklı 125 inci maddesinin 1 inci
fıkrasında "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı
yolu açıktır. Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve
sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli veya
milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir.
Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan
uyuşmazlıklar için gidilebilir." hükmü bulunmaktadır.
Mezkur hüküm uyarınca idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı
yargı yoluna baş vurulabilir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunun Amir Durumda Olan Devlet
Memurlarının Görev ve Sorumlulukları başlıklı 10 uncu maddesinde
"Devlet memurları amiri oldukları kuruluş ve hizmet birimlerinde
kanun, tüzük ve yönetmeliklerle belirlenen görevleri zamanında ve
eksiksiz olarak yapmaktan ve yaptırmaktan, maiyetindeki memurlarını
yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten
görevli ve sorumludurlar.
Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranır.
Amirlik yetkisini kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen
esaslar içinde kullanır.
Amir, maiyetindeki memurlara kanunlara aykırı emir veremez ve
maiyetindeki memurdan hususi bir menfaat temin edecek bir talepte
bulunamaz, hediyesini kabul edemez ve borç alamaz." hükmü yer
almaktadır.
Atama, idarenin takdir yetkisi kapsamındadır. Ancak, bu yetkisini
hizmet gereği Kamu yararı gözeterek ve eşitlik ilkesine uymak
suretiyle kullanmak zorundadır.
2577 sayılı İdari Yargımla Usulü Kanunu hükümlerine uymak suretiyle
dava açmanız sizin takdirinizdedir.
İdareye atamanızın onaylanması yönünde yeni bir dilekçe
verebilirsiniz ve bu talebinize süresi içinde cevap verilmemesi (60
gün)halinde olumsuz cevap verdiği kabul edilmek suretiyle 2577
sayılı İdari Yargımla Usulü Kanunu hükümlerine uymak suretiyle 60
gün içinde konuyu idari yargıya intikal ettirmek suretiyle
hakkınızı aramanız mümkün bulunmaktadır.
Mevcut Ombudsmanın eski yargı üyesi olması dava açma açısından
olumsuz olacağı değerlendirilse bile mahkemelerimiz bağımsız olup
özgür iradeleri karar vermektedirler.
Hakimlerimiz mer’i mevzuatımıza ve vicdanlarına danışarak karar
verecekleri düşünülmektedir.
Ancak, yapılan yeni düzenlemeler çerçevesinde, Davayı
kaybettiğinizde ayrıca vekâlet ücreti ödeme durumuna
düşebileceğinizi hatırlatmak istiyoruz.
memurlar.net