Kamuda sömürünün yolları mı aranıyor?
Devlet Personel Başkanlığının (DPB) çağrısıyla yapılan Kamu Yönetiminde Personel Verimliliği Toplantısı’nda çok sayıda bakanlık, devlet kurumu, sendika ve meslek odası temsilcisi bir araya geldi. Amaç çalışanlarının mesaisini ve verimliliğini artırmak...
MEMURLAR - DBP’nin 5 adımda yapmayı planladığı projeye göre 1. adımda akademisyenlerle yapılan görüşmenin ardından emek ve meslek örgütleriyle bir araya gelindi. 3. adımda işverenlerle görüşülmesi, 4. adımda Güney Kore ve Japonya’daki çalışma koşullarının incelenmesi planlanırken son adımda ise toplam bilgilerin analiz edilmesi planlanıyor.
Toplantıda konuyla ilgili yapılan sunumlarda devlet temsilcileri ‘klasik memur mesailerini’ değiştirmek istediklerini söylediler. Kamu emekçilerinin çalışma koşullarının değiştirilmesine yönelik başlatılan süreçte ise örnek alınmak istenen alan özel sektör. Verimlilik ve performans kriterlerinin belirlenmesi ve arttırılması planlanan proje kapsamında kamuda daha esnek çalışma koşulları hedefleniyor. Toplantıda Devlet Personel Başkanlığı Mehmet Ali Kumbuzoğlu’nun 2015 yılı bütçesindeki personel harcamalarının oldukça fazla olduğunu söylemesi ise dikkat çekti.
‘KORE GİBİ OLMAK İSTİYORLAR’
Ayrıca Devlet Personel Uzmanı Süha Oğuz Albayrak’ın yaptığı kamuda işe alımlarla ilgili sunumda, ABD’deki kamu çalışanlarının durumunun örnek olacağını söylüyor. Ancak ABD’de 22 milyon kamu çalışanı var ve bir kamu emekçisi 13 vatandaşa hizmet veriyor. Türkiye’deki yaklaşık 3 milyon kamu emekçisini ülke nüfusuna oranladığımızda ise bir kamu emekçisi yaklaşık 25 kişiyle ilgilenmek zorunda! Konuyla ilgili OECD ortalaması bir kamu emekçisine 11kişi iken, Türkiye’deki kamu emekçileri ABD’deki emekçilerin 2 katı emek harcıyor.
ABD’nin örnek gösterilmesine karşın Güney Kore ve Japonya gibi ülkelerin neden incelenmek istediği ise bilinmiyor. Çünkü bu ülkelerdeki vatandaşlar o kadar esnek çalıştırılıyor ki Japonya’da birçok kamu emekçisi işkolik olmuş durumda.
MEMURUN SAĞLIĞI PLANI YOK
Başbakan önceki gün iş güvenliği ve sağlığıyla ilgili bir paket açıklamıştı. İşçilere oranlara fiziksel olarak güvenlik riski az olmasına rağmen kamu emekçilerinin de iş güvenliği ve sağlığına ilişkin somut bir plan hâlâ yok. Yetkililer her ne kadar kamu emekçilerinin Genel Sağlık Sigortası kapsamına alındığını söyleseler de, hâlâ kamu emekçileri iş kazası geçirdiğinde “kaza”, meslek hastalığına yakalandıklarında da “hasta” olarak kabul ediliyorlar. Bu nedenle de iş kazası ve meslek hastalıkları sigortasından yararlanamıyorlar.
‘SENDİKALAR DİKKATE ALINMIYOR’
Toplantıya katılan KESK Genel Sekreteri Hasan Toprak, kamu yönetiminin verimlilik esasına göre düzenlenmek istendiğini söyledi. En çok konuşulan konulardan birinin kamu hizmetlerinin daha fazla piyasaya açılması gerektiği olduğunu belirten Toprak, sendikaların bu gibi platformlarda ikna edilmeye çalışıldığını dile getirdi. Toprak, “Biz kamu hizmetlerinin parasız, ulaşılabilir olması gerektiğini ve ancak bu şekilde bir çalışma yürütebileceğimizi söyledik. Ancak toplantıda söylenenleri düşünürsek; önümüzdeki dönem kamu emekçilerine daha fazla düşük ücret ve angarya çalışma dayatmak istiyorlar” dedi.
10 SAAT ÇALIŞMADAN NE VERİM ALINACAK?
KESK Genel Sekreteri Hasan Toprak, “Toplantıda ergonomiden bahsediyorlar. Masa şurada durmalı, ışık şöyle olmalı... Peki 10 saat çalıştırılan bir emekçiden nasıl bir verim bekliyorlar” diye sordu. Toprak, performans ve verimlik tartışmalarında iş güvencesinden taviz verilmemesi gerektiğini vurguladı.
Toprak, işe alımlar konusunda KPSS’nin bir kez daha değerlendirilmesinin ele alındığını söyledi. Burada da ABD’deki sistemin referans gösterildiğini aktaran Toprak, bunun bir çözüm olmayacağını dile getirdi. İşçi sağlığı ve güvenliği konusunda da Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı paketin toplantıda olumlu olarak sunulduğuna dikkat çeken Toprak, kamuda taşeronlaşmanın yaygınlaştırılmasının çözüm olmadığını ifade etti.