Memurun fuhuşa teşvik suçu için Danıştay kararı

Polis memurunun fuhuşa teşvik etmekten dolayı memuriyetten çıkarılmasına yönelik süren yargı sürecinde, Danıştay'dan 'idari dava yerinin ceza yargılaması sonucunu beklemesi gerektiği' kararı çıktı.

Bir polis memuru, fuhşa teşvik etmekten dolayı memuriyetten çıkarılma cezası almıştı ancak idare mahkemesi yanlış madde tatbikinden dolayı cezayı iptal etti.

Memurlar.net'in haberine göre İçişleri Bakanlığının davayı temyiz etmesi üzerine dosyayı görüşen Danıştay 16. Dairesi, suçunun Türk Ceza Kanunu'nda tanımlanmış olması nedeniyle, idare mahkemesinin ceza yargılamasının sonucunu beklemesi gerektiğine dikkat çekerek, idare mahkemesi kararını bozdu.

İŞTE MAHKEME KARARI:

T.C.
DANIŞTAY
Onaltıncı Daire

Esas No: 2015/6306 Karar No: 2015/4109

Özeti: "Fuhşa teşvik etmek veya yer temin etmek, bunun yolunu kolaylaştırmak veya aracılık etmek", suçunun Türk Ceza Kanunu'nda tanımlanmış olması nedeniyle davacının bu suçu işleyip işlemediğinin ancak Ceza Mahkemesince verilecek karar ile belirlenebileceği; davacının devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına esas teşkil eden fuhşa aracılık ve yer temini fiilini işlediğine dair adli yargıda kesinleşmiş bir karar bulunmadığından, İdare Mahkemesince, adli yargıda davacı hakkında verilecek kararın sonucu beklenerek bakılan uyuşmazlıkta bir karar verilmesi gerektiği hakkında.

Temyiz İsteminde Bulunan (Davah): İçişleri Bakanlığı

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onaltıncı Dairesince gereği görüşüldü:

Dava, İstanbul Emniyet Müdürlüğünde Polis memuru olarak görev yapan davacı tarafından, 657 sayılı Devlet Memurlan Kanununun 125/E-g maddesi gereğince Devlet Memurluğundan Çıkarma cezası ile tecziyesine dair 06.02.2012 tarih ve 2012/20 sayılı Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.

İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 15.03.2013 günlü, E:2012/666, K:2013/499 sayılı kararıyla; davacının izindeyken anahtarım verdiği kişinin evini fuhuş yaptırmak için kullanılacağını bildiği ve bu amaçla anahtarını teslim ettiğini, bu sebeple bir çıkar sağladığına ilişkin somut bir bilgi ve belge elde edilemediği, ancak polis memuru olan davacının muteber olmayan kişilerle irtibata geçmek arkadaşbk kurmak suretiyle hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak fiilini işlediği bunun da Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 6/B-5 maddesi kapsamında kaldığı, nitekim soruşturma raporunda da aynı tespit ve öneriye yer verildiği, diğer taraftan dava konusu işlemde Hakkari Asliye Ceza Mahkemesinin 23.06.2011 tarih ve E:2010/400, K:2011/144 sayılı kararı da yer almış ise de Hakkari Ağır Ceza Mahkemesinin 13.04.2012 tarih ve 2012/61 sayılı kararıyla söz konusu Mahkeme kararma davacının yapüğı itirazın kabulü ile davacı hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiğinin görüldüğü, yine işlenen fiille verilen ceza arasında adil bir dengenin bulunması gerektiğinin disiplin hukukun bilinen ilkelerinden olduğu, bu durumda üzerine atılı disiplin suçunu işlediği somut olarak ispatlanamayan davacıya yanlış madde tatbik etmek suretiyle Devlet memurluğundan çıkarılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.

Davalı idare, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-g maddesinde; Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak fiili Devlet memurluğundan çıkarma cezası uygulanacak disiplin suçlan arasında sayılmıştır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 227/2. Maddesinde "Bir kimseyi fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran ya da fuhuş için aracılık eden veya yer temin eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanması, fuhşa teşvik sayılır." hükmü yer almışür.

Dosyanın incelenmesinden; davacının Hakkari Emniyet Müdürlüğü kadrosunda polis memuru olarak görev yaptığı dönemde, hakkında yapılan soruşturma sonucu düzenlenen raporda, davacının "fuhuşa teşvik etmek veya yer temin etmek, bunun yolunu kolaylaştırmak veya aracılık etmek, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma" suçunu işlediğine dair herhangi bir somut delil bulunmadığı ancak bu şahısları kısmen de olsa tanıdığı ve kendi evinde kendisinin bilgisi dışında bazı olayların yaşanmasında ihmali olduğundan, hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak eylemi sebebiyle Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 6/B-5 maddesi uyarınca 6 Ay Süreli Durdurma cezası ile cezalandırılmasının önerilmesi üzerine, dosyanın gönderildiği Hakkari Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu'nca soruşturma muhteviyatı ve adli yargıda davacının "fuhuşa teşvik etmek veya yer temin etmek, bunun yolunu kolaylaştırmak veya aracılık etmek" suçundan Hakkari Asliye Ceza Mahkemesince 1 yıl 8 Ay Hapis ve 83 gün Adli Para Cezasıyla cezalandırılmasına, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına karar verildiği göz önüne alınarak Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici harekederde bulunmak fiilini işlediği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle gereğinin yapılması için dosyanınn içişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'na gönderildiği, Yüksek Disiplin Kurulu tarafından davacının evinin anahtarını bıraktığı ve fuhşa aracılık eden şahısla arkadaş olması, eve gelen bayanlarla tanışıyor olması ve bayanlardan biriyle ilişkiye girip para vermesi, davacının evinde suç konusu olayların gerçekleşmesi, davacının bu eylemlerinden dolayı adli yargıda mahkumiyete hükmedilip hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine ilişkin tespitlere yer verilerek 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-g maddesi gereğince Devlet Memurluğundan Çıkarılması üzerine bu işlemin iptali istemiyle bakılan davarım açıldığı anlaşılmaktadır.

Devlet Memurluğundan çıkarma cezası gibi sonuçları çok ağır bir disiplin cezasının verilebilmesi için, ilgilinin bu cezanın verilmesi için Kanunda öngörülen fiili işlediğinin somut olarak ortaya konulması gerekmektedir.

Olayda, davacı 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-g maddesinde yer alan "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici harekederde bulunmak" fiilini işlediğinden dolayı devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmıştır. Ancak bu suçun somut bir eylemin karşılığı olmadığı açıktır. Bu sebeple hem İl Polis Disiplin Kurulu kararında hem de dava konusu işlemde, davacının cezaya konu eyleminin içeriğini belirleme yoluna gidilmiş ve özetle, evini fuhuş için kullandırması ve kendisinin de eve gelen bayanlardan biriyle fuhuş yapmış olması olarak tespit edilmiş, bu doğrultuda davacının "fuhşa teşvik etmek veya yer temin etmek, bunun yolunu kolaylaştırmak veya aracılık etmek" suçundan, adli yargıda yargılanması sonucu aldığı mahkumiyete ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına her iki işlemde de yer verilmiştir. Diğer bir ifadeyle, dava konusu devlet memurluğundan çıkarma cezasının tesisinde, fuhşa aracılık ve yer temini suçundan adli yargıda verilmiş olan karar, disiplin cezasına konu eylemin işlendiğini destekler mahiyette, hatta bizzat cezanın verilmesine dayanak oluşturan bir durum olarak görülmüştür.

Diğer taraftan, anılan suçun Türk Ceza Kanunu'nda tanımlanmış olması nedeniyle davacının bu suçu işleyip işlemediği ancak ceza mahkemesince verilecek karar ile belirlenebilecektir.

Hakkari Asliye Ceza Mahkemesince 1 yıl 8 Ay Hapis ve 83 gün Adli Para Cezasıyla cezalandırılmasına, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına ilişkin kararı Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 11.09.2014 tarih ve E:2012/14104, K:2014/9786 kararı ile gerekçesiz hüküm kurulması sebebiyle bozulmuştur.

Buna göre, davacının devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına esas teşkil eden fuhşa aracılık ve yer temini fiilini işlediğine dair adli yargıda kesinleşmiş bir karar bulunmadığından, İdare Mahkemesince, adli yargıda davacı hakkında verilecek kararın sonucu beklenerek bakılan uyuşmazlıkta bir karar verilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 15.03.2013 günlü, E:2012/666, K:2013/499 saydı sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargdama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetderek yeniden bir karar verdmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderdmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.