Sigortasız çalıştırılanlar ne yapmalıdır?
Günümüzde birçok sektörde sigortasız çalışanların sayısı her geçen gün artıyor. Peki, sigortasız çalışanlar ve maaşını elden alanlar neler yapmalıdır? Sigortasız çalışanların yapması gerekenleri Bünyamin Esen kaleme aldı.
MEMURLAR- Günümüzde birçok sektörde
sigortasız çalışanların sayısı her geçen gün artıyor. Peki,
sigortasız
çalışanlar ve maaşını elden alanlar neler
yapmalıdır? Sigortasız çalışanların
yapması gerekenleri Bünyamin Esen kaleme
aldı.
Okurumuz Kemalettin Emiroğlu soruyor: “Bünyamin bey,
avukatlık yapıyorum. Müvekkilim geçmişte beş yıl sigortasız
çalıştırılmış. Bana başvurdu, hizmet tespiti davası açmak istiyor.
Nasıl hareket etmeliyiz? Öncelikle SGK’ya başvurmamızı mı tavsiye
edersiniz? Yoksa doğrudan iş mahkemesine gidelim mi?
Teşekkürler.”
Sayın okurum, sigortasız çalışma ülkemizde ne yazık ki çok yaygın.
Son resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 33’ü kayıtdışı olarak istihdam ediliyor. Özellikle tarım kesiminde kayıtdışılık oranı yüzde 80’lere dayanmış durumda.
Kayıtdışı oranlarında düzenli bir azalış söz konusu olsa da halen her on çalışandan üçünün kayıtdışı olarak çalıştırılıyor olması ülkemiz için vahim bir tablo. Bu oran OECD ülkeleri ve AB ortalamalarının çok üzerinde.
Kayıtdışı olarak çalıştırılan vatandaşlar genelde işten ayrıldıktan sonra SGK’ya durumu şikayet etme veya iş mahkemesine dava açma yolunu tercih ediyorlar.
Peki, kayıtdışı olarak çalıştırılan ne yapmalı, hangi usulleri tavsiye ederiz, hangi bilgi ve belgeler önem arz ediyor. Tüm okurlarımızı aydınlatacak şekilde ayrıntılı olarak açıklayalım.
Kayıtdışılık Nedir, Neleri Kapsar?
Kayıtdışı olarak çalışmak sosyal güvenlik hukuku uyarınca çalışanın bildirilmesi gerekmekte iken SGK’ya bildirilmesini ifade ediyor.
Kayıtdışılık kişinin bir işyerinde çalışıyor olmasına karşın hiçbir zaman sigortalı olarak SGK’ya bildirilmemesi şeklinde olabileceği gibi hizmet günlerinin eksik bildirilmesi şeklinde de olabiliyor.
Örneğin aslında tam süreli (aylık 30 gün) çalışan bir kişinin 15 gün üzerinden sigortalı bildirilmesi bir kayıtdışılık halini oluşturuyor.
Kayıtdışılık halinin özel bir durumunu da kişinin hizmet günlerinin tam bildirilmesine karşın ücretinin eksik bildirilmesi oluşturuyor. Bu halde kişi aylık 30 gün üzerinden sigortalı bildirilmesine rağmen ücreti eksik (genelde asgari ücret veya biraz üzerinden) bildiriliyor ve kişi adına eksik prim ödeniyor.
Bu şekilde primi eksik yatırılan kişiler gelecekte, biriken primleri az olduğundan, çok az emekli maaşlarına mahkum oluyor.
SGK’ya Başvurmak Mümkün
Kayıtdışı istihdamın tespitinin ilk yöntemini idari yol oluşturmakta.
ALO 170 veya BİMER hattı üzerinden yahut da SGK’ya doğrudan verilecek bir dilekçe ile kayıtdışı çalışmanın ihbar veya şikayet edilmesi mümkün.
Kayıtdışı istihdam şikayetleri üzerine SGK’nın yetkili denetim elemanları olan müfettiş/denetmenlerce konu incelenecektir.
SGK’nın halen işyerinde çalışıyor olan kişiler ile ilgili tespit yöntemi işyerinde yerel denetim yapmaktır. İşyerine habersiz gidilerek denetim yapılması anlamını taşıyan “yerel denetim”de çalıştığı görülen sigortalının geriye dönük bir yıllık süreye kadar hizmeti tespit edilir.
Öte yandan SGK müfettişleri/denetmenleri işten ayrılmış olan kişiler için ancak sonradan düzenlenebilir nitelikte olmayan bir belge edinmeleri halinde hizmet tespitinde bulunabilir.
Sonradan düzenlenebilir nitelikte olmayan belgeler fatura, sevk irsaliyesi, banka yazıları, yevmiye defteri, resmi yazı gibi belgeleri kapsar.
Eğer sigortalının elinde bu nitelikte bir belge yoksa idari aşamada hizmetini kazanabilmesi mümkün değildir. Zira 5510 sayılı Kanun müfettiş/denetmenin hizmet tespiti için belge bulmasını şart koşar.
İş Mahkemesine Başvuru Süresi Beş Yıl
Kayıtdışı istihdam edilen kişilerin bu duruma karşı başvurabilecekleri ikinci yolu ise yargı yolu oluşturur.
Kişiler bunun için hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde yetkili iş mahkemesine dava açmak zorundadır.
Hizmet tespit davası olarak ifade edilen bu davada, kişinin sigortalılığa esas çalışması ve ücreti araştırılıyor.
Eğer bu beş yıllık süre geçmiş ise mahkeme davayı hak düşürücü süreden dolayı usulden reddediyor.
Bu süre hizmetin geçtiği son günün (işten ayrıldığınız tarihin) dâhil olduğu yıldan başlıyor. Örneğin 2010 yılının 1 Ocağından işten çıkan bir kişinin hizmet tespit davası açmak için süresi 31.12.2010 tarihinde başlıyor 31.12.2015 tarihinde sona eriyor.
Davada işveren hasım olarak gösterilir.
Bordro Tanıkları Temel Delildir
İş mahkemelerin neleri incelediğine gelince…
Hizmeti bulunduğunu, başka bir deyişle dava edilen işverenin işyerinde çalıştığını ispatlama yükümlülüğü sigortalılara aittir.
Mahkemeler işyerinden sigortalının çalıştığına dair her türlü delili dikkate alabilecektir. Bunlar arasında ücret ödemesine dair belgeler, resmi kayıtlar, işyerinin yevmiye ve bilanço defterleri gibi her türlü belge vardır.
Mahkemelerin hizmet tespitinde en temel kaynağı ise “bordro tanıkları” dediğimiz kişinin o tarihte o işyerinde çalıştığına şahit olan diğer çalışanlar, komşu işyerlerinin çalışan ve işverenleri, müşteriler gibi kişilerin ifadeleridir.
SGK müfettişleri/denetmenleri bordro tanıklarına istinaden hizmet veremez iken mahkemeler ifadeleri tutarlı ve çelişkisiz görür ise sigortalının tüm hizmetlerinin tespit edilmesine hükmedebilecektir.
Doğrudan Mahkemeye mi Başvurmalı?
Son olarak kayıtdışı istihdam edilen kişilerin nasıl hareket etmesi gerektiği konusundaki tavsiyemize gelelim.
Eğer geçmiş yıllarda olan çalışmaları ile ilgili kişinin elinde sonradan düzenlenebilir nitelikte olmayan belgeler varsa mahkemeye gitmeye gerek kalmadan SGK’ya başvurması tavsiye edilir. Bu belgelerin mutlaka şikayet sırasında SGHK’ya ibraz edilmesi ve müfettiş/denetmenlerce incelenmesi sağlanmalıdır.
Ancak elinde belge olarak yalnızca tanık beyanları var ise, bu takdirde SGK’ya başvuruyla zaman kaybetmeden hizmet tespiti amacıyla doğrudan mahkemeye başvurulması daha doğru ve hızlı sonuç alacak yoldur.
Mahkemede kişinin geçmişteki sigortasız çalışmasını ispatlamaya dönük en temel delili de sağlam bordro tanıklarıdır.