Yeni YÖK Yasağı Taslağı büyük tepki çekiyor!
Yeni YÖK Yasa Taslağı'nda öğretim elemanı için meslek kuruluşunda görev almak fiilen 'yasak', siyasi partide görev almaksa değil. Meslek kuruluşları ve öğretim üyeleri taslağa tepkili.
Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK), yükseköğretim sistemini yeni baştan düzenleyen yasa tasarısı taslağında, üniversite hocalarının meslek kuruluşlarıyla ilişkisi kesiliyor.
Mevcut yasada, öğretim elemanları üniversitedeki ‘mesailerini
aksatmamak şartıyla’ meslek kuruluşları ile dernek ve vakıfların
yönetim kurullarında görev alabilirken taslak çalışmaya göre
öğretim elemanları bir meslek kuruluşunda görev alırsa
üniversiteden ‘aylıksız izinli’ sayılacak. Yani öğretim
elemanlarının meslek kuruluşlarında görev alması fiili olarak
‘imkânsız’ hale gelecek.
Üniversite hocalarının meslek kuruluşlarıyla ilişkilerine konulan
bu sınırlamaya karşın siyasi partilerin merkez organlarında görev
almalarında bir sınırlama söz konusu değil. Meslek kuruluşları ile
öğretim üyeleri ise düzenlemeye tepkili.Her açıklamasında
Yükseköğretim Yasası’nı ‘ 12 Eylül ürünü’ olmakla eleştiren YÖK
Başkanı Prof.Dr. Gökhan Çetinsaya, kendilerinin demokratik bir
üniversite yasası hazırlığı gerçekleştirdiklerini söylemişti. Ancak
Yükseköğretim Yasa Tasarı Taslağı’nda, bu yöndeki açıklamalarla
çelişen düzenleme dikkat çekti.
Meslek kuruluşu yasağı getiren taslak çalışma siyaset konusunda ise
olabildiğince özgür. “Mesleğinle değil siyasetle ilgilen” dedirten
taslak çalışmanın 70’inci maddesine göre öğretim elemanları
isterlerse siyasi partilerin merkez organlarında görev alabilecek.
Meslek örgütleri ise düzenlemeye tepkili.
‘12 Eylül’de bile yoktu’
İÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi ve eski TMMOB Yönetim Kurulu
Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu’ya göre, düzenleme bu haliyle
‘uygulanamaz’: “Avrupa müktesebatı çerçevesinde bir sürü imzalı
belge var. (Düzenleme) Bunların hemen hemen hepsine, anayasanın
birçok maddelerine aykırı. Hiç demokratik olmayan bir tavır. 12
Eylül’de böyle bir şey yoktu. Mesele meslek odalarını susturmak
zaten. Bunlar hayata geçmez. Olursa da çok büyük tepki alır. İnsan
haklarına da uygun değil.”
Mesleki örgüt üyeliği ‘yasak’
Mevcut 2547 sayılı YÖK Yasası’nın 38. Maddesi:
“-Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile dernek ve
vakıfların yönetim ve denetim organlarında görev yapanlar
bakımından ayrıca bir görevlendirme kararı aranmaz. Ancak bu
görevler, öğretim elemanının bu kanundan kaynaklanan mesaisini
aksatmayacak şekilde yürütülür.”
Taslağın 66. Maddesi:
“-Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yönetim ve
denetim organlarında görev üstlenen öğretim üyeleri kurumlarından
aylıksız izinli sayılırlar.”
Siyasette sorun yok
Mevcut 2547 sayılı YÖK Yasası’nın 59. Maddesi:
“-Yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanları, siyasi partilere
üye olabilirler; yükseköğretim kurumlarındaki görevlerini
aksatmamak ve bir ay içinde kurumlarına bildirmek kaydıyla, siyasi
partilerin merkez organları ile onlara bağlı araştırma ve danışma
birimlerinde görev alabilirler.”
Taslağın 70. Maddesi:
“-Öğretim elemanları ve öğrenciler siyasi partilere üye
olabilirler; yükseköğretim kurumlarındaki görevlerini aksatmamak ve
bir ay içinde kurumlarına bildirmek kaydıyla, siyasi partilerin
merkez organları ile bunlara bağlı araştırma ve danışma
birimlerinde görev alabilirler.”
Dernek ve vakıf ibaresi uçtu
Taslakta dikkat çeken iki detay daha: Mevcut düzenlemede
yönetiminde görev alınabilecek yapılar arasında ‘kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları’ ibaresinin yanı sıra dernek ve
vakıflar yer alırken, taslak çalışmada ne ‘dernek’ ne de ‘vakıf’
ibaresin var. Mevcut yasada, üniversitede eğitim veren tüm
personeli ifade eden ‘öğretim elemanları’ için ‘kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları ile dernek ve vakıfların
yönetim-denetiminde görev yapma’ hakkı tanınırken, taslakla bu hak,
o da aylığından vazgeçmek şartıyla sadece profesör, doçent ve
yardımcı doçentleri ifade eden ‘öğretim üyeleri’ için tanımış
durumda.
‘Bu, bilginin paylaşımını engellemektir’
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı: Üniversitelerle meslek
odaları arasındaki ilişkiyi kesmek demek, mühendislik, mimarlık ve
şehir planlaması alanlarında akademik ve uygulama alanlarının
arasındaki bilimsel ve teknolojik uygulamanın olmazsa olmaz olan
doğal akışını kesmek demektir. Ayrıca taslak madde ile anayasanın
135. maddesi ve TMMOB Yasası’na aykırı olarak ‘organlara seçilecek
ve seçilemeyecek üyeler’ yaratılıyor.
‘Hiçbir şekilde kabul edilemez’
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Beyazıt İlhan:
İyi niyete sığmayan, alana katkı sağlamayacak, meslek örgütlerini
zayıflatmaya yönelik bir düzenleme. Eğer böyle bir düzenleme olursa
biz mutlaka yargı yoluna başvururuz ve bunu kesinlikle kabul
etmeyiz.
‘Doğru olmadığını YÖK’e de bildirdik’
Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Genel Başkanı Talat
Gözet:
Doğru değil. Görüşlerimizi YÖK’e bildirdik. Meclis’e indikten sonra
gerekli girişimlerde bulunacağız. Tüm sivil toplum örgütleri bir
araya gelir de bu konuda mücadele ederlerse herhalde başarı elde
edilir.
‘Türkiye’nin gelişimine engel olacak bir
düzenleme’
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali
Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkanı Nail Sanlı:
Öğretim üyelerinin bütün kamu kurumları, özellikle de meslek
örgütleri ile mutlaka bir bağı vardır. Üniversitelerin dışında
ihtiyaç duyulduğu konularda da toplum ve kurumların bilim
adamlarından yararlanabilme hakkı yaratılmalıdır. Bu biraz ona
engel olacak. Türkiye ekonomisi ve gelişimine de engel bir şey gibi
geliyor bana.