10. sınıf öğrnecileri bu sınavda bir ilki yaşayacak...
Kuruluşunun 45. yılını kutlayan Uğur Dershaneleri, eğitim dünyasında uzun süredir tartışılan açık uçlu sorulardan oluşan sınavları, 10. sınıf öğrencilerine uygulamaya başlıyor.
Kuruluşunun 45. yılını kutlayan Uğur Dershaneleri,
eğitim dünyasında uzun süredir tartışılan açık uçlu sorulardan
oluşan sınavları, 10. sınıf öğrencilerine uygulamaya
başlıyor.
Türkiye'de ilk defa uygulanacak sınavlarda öğrenciler hem açık uçlu
hem de çoktan seçmeli sorularla sınava girecek. Ayrı günlerde
uygulanacak sınavlar önce ayrı ayrı değerlendirilecek sonra test
sınavından alınan sonucun yüzde 70'i, diğerinin yüzde 30'u alınarak
yeni bir sonuç elde edilecek. Uğur Dershaneleri yetkilileri
istenirse uygulama ve sonuçları MEB ve ÖSYM ile de
paylaşabileceklerini ifade etti.
Uğur Dershaneleri'nin Türkiye genelindeki 200 şubesinde uygulanacak
sınavla ilgili Uğur Dershaneleri Akademik Kurul Başkanı Alparslan
Alemdar görüşlerini aktardı.
NEDEN BÖYLE BİR SINAV?
Alemdar, böyle bir sınava gerek duyma nedenlerini şöyle sıraladı:
"Açık uçlu sorular zaman zaman kamuoyu tarafından tartışılıyor.
Çoktan seçmeli sorularla yapılan sınavın öğrencinin bilgi ve
becerisini tam olarak ölçmediği için açık uçlu sorularla bir
sınavın gerekliliği gündeme geliyor. Bundan önceki YÖK Başkanı,
üniversiteye giriş sınavlarında açık uçlu soruları
kullanabileceklerini belirtmişti. Biz de böyle bir sınavı denemek
ve ileride olası bir sınava karşı hazırlıklı olmasını istedik.
Ayrıca sonuçlarını kamuoyu ile paylaşarak eğitim öğretim dünyamıza
katkıda bulunmak istedik".
Çoktan seçmeli sorularla yapılan sınavların daha güvenilir ve
nesnel olduğunun altını çizen Alemdar, "Açık uçlu soruların
değerlendirilmesi daha tartışmalı. Ancak 'yorumlama' yetkinliği
çoktan seçmeli sorularla ölçülemiyor. Öğrenciye bir takım
seçenekler sunarak bunlar arasından bir seçime zorluyorsunuz
öğrenciyi. Belki öğrenci başka bir noktayı vurgulamak istiyor.
Sizin düşünmediğiniz bir yargıya varmak istiyor. Açık uçlu sorular,
bir konuyu tartışmak, analiz-sentez ve değerlendirme yapmak
amaçlarına son derece uygun bir tekniktir. Ayrıca öğrencinin
düşündüklerini ifade edebilme becerilerini ölçme de ancak açık uçlu
sorular ile yapılabilir" dedi.
Alemdar, 'Açık uçlu soruların günümüz sınavına göre sübjektif
olduğu sonucu çıkıyor. Peki, böyle bir sınav haksızlıklara neden
olmaz mı?' sorusuna, "Açık uçlu sorulardan sınavı tek başına
düşünmüyoruz. Biz bu sınavda hem çoktan seçmeli, hem de açık uçlu
soruları kullanacağız. Örneğin Cumartesi günü çoktan seçmeli
sorularla, Pazar günü açık uçlu sorularla olmak üzere iki sınav
yapacağız. Daha sonra her iki sınavı değişik alanlarda 500
üzerinden değerlendireceğiz. Test sınavından alınan sonucun yüzde
70'ini, diğerinin yüzde 30'unu alarak yeni bir sonuç elde edeceğiz.
Buradan, 1. Hangi öğrenci hangi tür sınavda daha başarılı?, 2. Açık
uçlu sorular çoktan seçmeli sorulardan oluşan sınavı ne ölçüde ve
nasıl etkiliyor? 3. İller bazında hangi tür sınavda öğrenciler daha
başarılı? verilerine ulaşacağız" cevabını verdi.
Alemdar, oranların yüzde 70 ve 30 olarak baz alınmasıyla ilgili
olarak da, "Daha önce çoktan seçmeli soruların değerlendirmelerinin
daha güvenilir ve nesnel olduğunu söylemiştim. Nesnelliği
kaybetmemek adına böyle bir oran uygulanıyor. Nesnelliği
kaybetmeden öğrencinin sentez ve analiz becerilerini de ölçmeye
çalışacağız. Ayrıca bu oran bizim uydurduğumuz bir oran da değil"
dedi.
AMERİKA'DA UYGULANIYOR TÜRKİYE'DE İLK
Bu sınavların uygulandığı ülkeler olup olmadığı konusunda ise
Alemdar, "Elbette. Geçen yıl çeşitli etkinlikler için gittiğimiz
Amerika Birleşik Devletlerinin New York eyaletinde bu şekilde
yapılan sınavların uygulanış biçimlerini ve değerlendirilmesi
konusunda bir seminere katıldık. Orada başarı ile uygulanıyor. Biz
de ona çok benzer bir uygulama yapabiliriz dedik" diye konuştu.
Bildiği kadarıyla Türkiye'de bu biçimde bir sınav uygulaması
olmadığını belirten Alemdar, bunun bir ilk olduğunu söyledi.
ÖSYM DE GEÇER Mİ?
ÖSYM'nin böyle bir sınava geçip geçmemesi konusunda Alemdar,
"Sanırım böyle bir sınavın olumsuz olduğunu düşünen çıkmayacaktır.
Ancak sınav güvenliğinden kuşku duyanlar olacaktır ki, haklıdırlar.
Türkiye Genelinde yapılan YGS-LYS de üst düzeyde güvenlik
önlemlerine karşın söylentilerin önüne geçilemiyor. Bu tür bir
sınavda hem sınav hem de değerlendirme güvenliği sınav merkezini
ciddi anlamda zorlayacaktır. Bu tür bir sınavda sınava girecek
öğrenci sayısının fazlalığı sınavın yumuşak karnıdır diyebiliriz.
Biz bu sınavları 10. sınıflara uyguluyoruz. Böyle bir sınavda
sonuçlar eskisi ile kıyaslandığında ne ölçüde değişiklik
gösterecek. Böyle bir değişikliğe değecek mi onu da saptayacağız"
dedi.
Alemdar, 'Sınav güvenliğini nasıl sağlayacaksınız?' sorusuna,
"Bizim öyle bir sorunumuz yok. Sınavımız sonucunda öğrenci sınıf
geçmiyor ya da kalmıyor. Üniversiteye ya da bir yüksekokula
yerleşmiyor. Anlayacağınız üst düzeyde güvenlik önlemlerine gerek
yok. Ancak doğal olarak biz de kendimize göre bir takım önlemler
alacağız" cevabını verdi.
Alemdar, 'Öğretmenleriniz bu sınavın hazırlanmasında ne
ölçüde etkinler?' sorusunu şu şekilde cevaplandırdı:
"Bu tür bir sınav yapmaya karar verdiğimizde bütün bölümler son
derece heyecanlandı. Bölüm Başkanları ve yardımcıları Eğitim
Koordinatörümüzün başkanlığında sürekli toplantılar yaptılar.
Dünyada bu tür sınavlarda sorulan soruları incelediler,
değerlendirmeler yaptılar. Ortaya çıkan sonuç beni son derece
tatmin etti ve inanıyorum ki çok güzel bir çalışma oldu. Aslında bu
sınavda soru hazırlamak bir yana, yanıt anahtarı hazırlamak çok
daha zor. Bir soruyla ilgili diyelim ki 20 ayrı sonuç –yorum
öngördünüz. Öğrenci sizin öngörmediğiniz bir 21. yorum yapabilir ve
bu yorumunda da doğruluk payı olabilir. Bunu da
değerlendirmelisiniz. İşte okumada sübjektiflik burada başlıyor.
Biz bu durumlar için Türkiye genelindeki tüm şubelerimizde aynı
derslere ait sınav kâğıtlarını aynı anda okuyacağız ve aykırı bir
durumda birlikte karar vereceğiz".