70 bin öğretmen işinden olabilir!
Özel dershanelerin kapatılması için son hazırlıklar da yapıldı. Peki geçimini sağlamak için kredi çeken, borç ödeyen öğretmenler ne yapacak? Öğretmenler ve dershanede çalışan görevlilerle birlikte binlerce çalışan işsizlik ordusuna katılacak...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 2013 yılında dershanelerin kapatılacağını açıkladığından bu yana tartışmalar dershane sahiplerinin görüşleri üzerinden yürüyor.
ÖĞRETMENLER NE DÜŞÜNÜYOR?
Radikal'den Umay Aktaş Salman'ın haberine göre, dershanelerin geleceği ile ilgili ayrıntılar yılbaşında netleşecekken yaklaşık 4 bin dershanede çalışan 70 bin öğretmen neler düşünüyor?
Kimi dershanelerin öğretmen odalarında işsizlik korkusu
konuşuluyor, bir yandan sorular, yayınlar hazırlanıyor, bir yandan
da bunlar boşuna mı diye soruluyor. Büyük dershanelerde çalışanlar
daha rahat çünkü markalarının altında bir çözüm bulacağını
düşünüyorlar. Onların isteği kurulacak yapılarda göz ardı
edilmemek. Küçük dershanelerde çalışanların kaygısı ise
daha fazla. Öğretmenlere göre nasıl bir sistem gelirse gelsin
değişmeyecek tek sonuç işsiz öğreten sayısının artacak olması.
70 BİN ÖĞRETMEN İŞİNDEN OLABİLİR
‘Markalar devam eder ama istihdam sayısı düşer’
Ercan Türköz 26 yıllık dershane öğretmeni. Uğur Dershanesi’nin
Bakırköy’deki üniversite hazırlık şubesinde tarih öğretmeni ve
yönetici olarak çalışan Ercan Türköz, halen Türkiye çapındaki
dershanelerde sadece öğretmen olarak 70 bin kişinin çalıştığını
vurgulayarak şöyle konuşuyor:
“Öğretmenlere ofis elemanı, hizmetlisi gibi çalışanlar da
eklenince 120 bin kişi bu sektörde. Bu kişilerin aileleriyle
birlikte 360 bin kişi ediyor. Yani her 200 kişiden bir kişi bu
sektörden ekmek yiyor. Dershanede çalışan öğretmenlerin işsiz
bırakılmasını beyaz yakalıların işsiz bırakılmasına
benzetiyorum. Dershaneler olmayınca bugün gazetelerdeki
yarım sütun olan özel ders ilanları 10 sütuna çıkar. Merdiven
altına inecek hizmet, kayıtsız olacak. Dershanelerin kapatılması
ile patronların yarattığı marka yok olmaz. O marka ile ehliyet,
bale, sertifika kursu açılır. Ancak 500 çalışan varsa o zaman 50
çalışanı olur. Patrona bir şey olmaz, istihdam edilene olur. Bir
öğretmen ‘Yarın işi olur mu olmaz mı’ kaygısıyla nasıl ders
verir? Öğretmenler odasında kaygı var tabii ki. Kimi ‘Ev almış
kredi çekmiştim, kimi ‘Oğlumu okula yazdırmıştım, keşke yapmasa
mıydık’ diye düşünüyor.”
BİR AN ÖNCE ÇALIŞMALAR BAŞLASIN
Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Kezban Mert 16 yıldır dershane öğretmeni: “Sektör de durağan değil, sürekli kendini geliştiren öğretmenler çalışıyor. Çok okuyor, soru yazıyor, yayın hazırlıyoruz. Okullaşabiliriz, farklı yapıların içinde de yer alabiliriz. Ancak bunca öğretmen istihdam edilebilir mi diye düşünüyoruz. Veliler de bize soruyor, ‘Motivasyonunuz ne durumda? Kötü etkileniyor musunuz?’ diye. Biz amatör ruhla profesyonelce çalışmaya devam ediyoruz. Öğrencilerden bazıları ‘Gelecek senenin de konularını anlatın, dershaneler kapatılacaksa’ diyor. Bir an önce durum netleşsin istiyoruz. Herkes ona göre yol çizecek kendine. Biz kurulacak yapıların içinde var olmak istiyoruz.”
Uğur Dershanesi’nin SBS hazırlık şubesinde yayınların
hazırlığıyla uğraşan matematik öğretmeni Ali Serdar Şeker kaygılı:
“Bu yayınları hazırlıyoruz ama acaba seneye kullanmayacak mıyız
diye düşünüyoruz.” Aslan Ayhan da öyle: “Dershane öğretmenleri de
sektördeki diğer eğitim kurumlarına kayacağı için öğretmen olup da
iş bulamayanların sayısı artacak.”
Atanamayınca 3.5 yıl ücretli öğretmenlik yapan, sonra da dershane
öğretmenliğine mecbur olan Hasan Basri Ekici Ankara ’daki bir
dershanede çalışıyor. Ataması yapılmayan Öğretmenler Platformu
Ankara Sözcüsü Ekici bir başka gerçeği hatırlatıyor:
“ Ege Bölgesi’ndeki bazı ufak dershanelerde çalışan
arkadaşların söylemlerine göre özel okula geçeceğiz denerek
ücretler ödenmiyormuş. Yayınları hazırlayan personeli azaltan,
yayın sayısını düşüren dershaneler de var. Her türlü bu işten
öğretmen hırpalanacak.”
‘Formasyonu olmayanlar açıkta kalacak’
Ufak bir dershanede matematik öğretmeni olarak çalışan Başak Somkan
Tunçer dershanelerin bazılarının kapatılmasıyla ortaya çıkacak
manzaraya dikkat çekiyor:
“2005’ten beri dershanede öğretmenlik yapıyorum, son 2 senedir
kadroluyum. Fen-Edebiyat mezunuyum, formasyonum yok. Mezun olurkan
Fen-Edebiyatların formasyon hakkını kaldırdılar. Sonra yeniden hak
tanındı. Geçen sene ve bu sene başvurdum ama sıra bana gelmiyor
kontenjan nedeniyle. Dershanede uzman eğitimci olarak çalışıyorum,
öğretmenden farklı bir iş yapmıyorum ama... 5 yıl kadrosuz
çalıştım. Müfettiş geldiğinde arka kapıdan kaçıyorsunuz.
Dershanelerin kapanması bu mesleği artık yapamam demek. Özel
okullarda da formasyonsuz çalışamam çünkü. Yazılım kursuna
başlıyorum. 27 yaşından sonra meslek değiştireceğim.”
Başak Somkan Tunçer soruyor:
“Herkes iş arayışı içinde, sürekli ders aralarında bunu
konuşuyoruz. Dershanede çalışmak da çok iyi bir şey değil, günde 12
saat derslere giriyoruz, sigortalarımız maaşımız üzerinden değil
asgari ücret üzerinden yatıyor. Devlet farkında ama görmemezlikten
geliyor. Zaten bu şartlarla sektörden emekli olabilir miydim,
bilmiyorum ama bu yaştan sonra da farklı meslek öğrenmek de zor.
Dershaneler kalkacak güzel bir cümle olarak gelebilir. Ancak şuna
bakmak lazım; sosyal bir devlet anlayışıyla ücretsiz bir eğitim mi
alacağız, eğitim mi özelleşecek?”