Akademisyenler özlük hakları için mücadelede!
Sayıları 116 bini bulan öğretim elemanları, özlük hakları konusunda dertli. Seslerini duyurmak için dernek kuran akademisyenler, mesai ücreti, yol yardımı, eş durumu tayinleri gibi hizmetlerde iyileştirme istiyor.
MEMURLAR- Her yıl sözleşme imzalamak zorunda kalan hocalar, bu durumun baskıları da beraberinde getirdiğine dikkat çekiyor. Akademik camianın yıllardır beklediği özlük haklarındaki iyileştirmeler bir türlü gerçekleştirilemedi.
Zaman Gazetesi'nin haberine göre, konunun her yıl gündeme getirilmesine rağmen mesai ücreti, yol yardımı, eş durumu tayinleri ve askerlik hizmeti gibi haklarda mesafe kat edilememesi tepkileri artırdı. Sorunun çözümüne yönelik arayışa giren akademisyenler, geçen ay bir araya gelerek dernek kurdu. 116 bin öğretim elemanının hakkını arayan Öğretim Elemanları Derneği (ÖGEDER), görmezden gelinen akademisyenlerin özlük haklarını savunmak için çalışmalara başladı. Derneğin bir numaralı gündem maddesi, yasal düzenleme yapılmasına rağmen kadın hocaların derslere başörtülü girememesi. Öğretim elemanlarının mesai ücreti, yol yardımı, harcırah, eş durumu tayinleri ve askerlik hizmeti gibi birçok konuda kapsam dışı bırakılması da öncelikli sorunlardan. En çok şikayet edilen hususlardan biri de kariyer sisteminin olmaması.
Çünkü akademisyenler, 657'ye tabi olmalarına rağmen her
sene yeniden sözleşme imzalamak zorunda. Yenilenen
sözleşmelerin baskı ve yönlendirmeleri beraberinde getirdiğine
dikkat çeken akademisyenler, bu duruma bir an önce son verilmesini
istiyor.
ÖGEDER Başkanı Vahdet Özkoçak'a göre akademisyenlerin pek çoğu lise
mezunu memurdan dahi düşük bir ücrete çalışıyor. "Mevcut
haklarla değil akademisyenlik, ev geçindirmek bile mümkün
değil." diyen Özkoçak, bu durumun artık kabul edilemez bir
hale geldiğini vurguluyor. Dernek başkanı, meslektaşlarıyla ilgili
sıkıntıları şöyle sıralıyor: "Kıyafet serbestliği sorunu hala
giderilmiş değil. Kadın hocalarımız derslere, kampüse başörtülü
olarak gelemiyor. Bu konuda yasal düzenleme yapılmış
olmasına rağmen rektörler korkularından uygulamıyor. Öğretim
elemanlarına rektörlük seçimlerinde oy kullanma hakkı verilmesi
gerekiyor. Öğretim elemanları dahil herkesin oy kullanması
gerekiyor. Eş durum tayinlerinde de çok fazla sıkıntı var.
Becayiş usulü yer değişimi bile yapamıyoruz. Aile birlikteliği diye
bir şey yok akademisyenlerde. Biz kadroları doktora sonrasında
dolan öğretim elemanlarını kadroya geçirilmesi için çabalarken YÖK
şu an 33A statüsündeki kadrolu öğretim elemanlarını, doktora
sonrası ilişiği kesilen 50D statüsüne geçirmeye çalışıyor. Düzgün
işleyen bir kariyer sistemimiz yok. Her dönem sonu sözleşmemizi
imzalasın diye hocalara yalvarıyoruz. İmzalanmadığı takdirde direkt
ilişiğimiz kesiliyor."
ÖGEDER'in 2 aylık bir dernek olmasına rağmen 500'den fazlaya üyeye
ve sosyal medyada 350 bin takipçiye ulaştığını anlatan Vahdet
Özkoçak, ilgiyi artan tepkilere bağlıyor. Akademik personelin
hiçbir ödeneğinin olmadığına işaret eden Özkoçak şu eleştirileri
yapıyor: "Diğer memurların yol yardımı var, bizim o bile
yok. Yardımcı doçent, doçent olabilmek için konferanslara,
kongrelere katılmak zorundayız. Bu toplantıların çoğu ya şehir ya
yurtdışında. Kendi cebimizden vermek zorunda kalıyoruz. Memurların
hemen hemen hepsine yol ödeneği, harcırah, aile yardımı verilirken
bize hiçbiri ödenmiyor. Akademisyenlerin maddi olarak ve özlük
hakları konusunda pek çok sıkıntısı var. Askerlikle alakalı da
birçok şey söylendi, hiçbir adım atılmadı. Artık her ilde
üniversite var. Askerliğin Şırnak'a çıktıysa git oradaki
üniversitede eğitim ver öğrencilere. Askerliğini öyle tamamla. Ders
ücretlerimiz çok düşük. Profesör ders başına 16,5 TL alıyor.
İkinci öğretimde derslere girdiğimiz zaman mesai diye bir
kavram yok. Ancak mesaiye kalan diğer memurlar, şube müdürleri
idari kadro mesai ücreti alıyorlar. 3843 No'lu yasa,
akademisyenlere mesai ücreti verilmesini engelliyor."