AYM 4+4+4 kararının gerekçesini açıkladı
Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararda ilköğretime başlama yaşının 66 aya indirilmesi ve Kur’an ile Hz.Muhammed’in hayatının seçmeli ders olmasının anayasaya uygun olduğu vurgulandı.
Anayasa Mahkemesi, 4+4+4 karanının iptali istemini reddetmesinin gerekçesini açıkladı. Meclis’in takdirine vurgu yapılan kararda, ‘Hz. Peygamberin Hayatı’ dersinin ismi için de ‘dini kutsallara saygı ifadesi’ denildi.
Anayasa Mahkemesi, ilköğretime başlama yaşının 66 aya indirilmesi, Kur’an ve Hz.Muhammed’in hayatının seçmeli ders olarak verilmesinde anayasaya aykırı bir unsur olmadığını bildirdi. Yüksek Mahkeme, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve 121 milletvekilinin 4+4+4 sisteminin iptali için yaptığı başvurunun reddiyle ilgili kararın gerekçesini açıkladı. Ders niteliğindeki gerekçede dikkat çeken bazı değerlendirmeler şöyle:
- 8 YILA UYUMLU HALE GELDİ: 6-14 olan ilköğretim çağı yaş aralığı 6-13 şeklinde değiştirildi. Düzenlemeden önce ilköğretim çağı 9 yıla tekabül etmekteydi. Yapılan değişiklik sonucu hem ilköğretim çağı dokuz yıldan 8 yıla indirilerek 8 yıllık zorunlu ilköğretim süresiyle uyumlu hale getirilmiştir.
- TAKDİR KANUN KOYUCUDA: Anayasada eğitim ve öğretimin, zorunlu olması esası benimsenmiş ancak, hangi yaştan hangi yaşa kadar devam edeceği, süresi ile kesintili ya da kesintisiz olmasını takdir yetkisi kanun koyucuya bırakılmıştır. Zorunlu eğitimin hangi yaşta başlatılacağının takdiri kanun koyucuya aittir.
- YETKİ DEVRİ SÖZ KONUSU DEĞİL: 5 yaşını doldurarak ilköğretim çağına giren bir çocuğun, 6. yaşın kaçıncı ayında fiilen ilköğretime başlatılacağının Milli Eğitim Bakanlığınca saptanması, belirlilik ilkesine aykırılık oluşturmadığı gibi, yasama yetkisinin devri anlamına da gelmez.
- LAİKLİK BİREYİN DEĞİL DEVLETİN NİTELİĞİ: Laiklik, bireyin ya da toplumun değil, devletin bir niteliğidir. Bu anlamda laiklik ilkesi din ve vicdan özgürlüğünün güvencesidir.
- LAİKLİK DİNİ KAMUSAL ALANDAN DIŞLAMAZ: Laiklik ilkesi, doğup geliştiği Batı’da, dinin toplumsal ve kamusal alandan tamamen dışlanması sonucunu doğurmamış, dini ihtiyaçların karşılanmasına yönelik devlet politikalarını beraberinde getirmiştir.
- DEVLET TEKEL: Devlet, bir yandan din eğitimi-öğretimi yapan kurumların açılması, diğer taraftan da din eğitimi ve öğretiminin zorunlu ve seçmeli derslerini belirleme konusunda “tekel” konumundadır.
- KUTSALA SAYGININ İFADESİ: Kanun koyucunun ‘Hz. Peygamberimizin Hayatı’ ismini tercih etmesi zorunlu olarak İslam dini ile devlet arasında bir aidiyet ilişkisi kurulması sonucunu doğurmaz. ‘Kur’an’ dersinin yanına yüceltme ifadesi olan ‘Kerim’ sıfatının eklenmesine benzer şekilde ‘Hz. Peygamberimizin Hayatı’ isminin kullanılması o dinin mensuplarının kutsallarına saygıyı ifade eder.
- DİĞER DİNLERE ENGEL YOK: Diğer dinlerin de seçmeli ders olması için toplumsal bir ihtiyacın doğması halinde, Bakanlıkça seçmeli ders konulması önünde herhangi bir yasal engel bulunmamaktadır.