Bu çığlığı kim duyacak?
Türkiye, okulların açılacağı pazartesi günü çok ses getirecek bu eylemle sarsılacak...
Yüzde 82 özürlü olduğu doktor raporlarıyla belgelenen
Mert Poyraz'ın öğretmen annesinin yaşadığı bu dram Türkiye'nin
gündemine oturacak.
Geçimini sağlamak için çalışan öğretmen anne Poyraz'ın, engelli
çocuğuna daha rahat bakabilmek için sadece evine yakın bir okula
atama isteğine verilen yanıt Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki korkunç
zihniyet değişimini gözler önüne serdi.
İşte bir babanın kaleminden MEB'de yaşanan skandalın tüm
ayrıntıları...
"Özürlü doğmanın şuç olduğu ülkemizde, tüm yük aileye
yıkılmış durumda. Tam 2 yıldır varımızı yoğumuzu, zamanımızı, her
şeyimizi oğlumuza harcadık; sonuna kadar helal olsun.
Devleti yanımızda görmek istedik ama hep yalnız kaldık, yalnız
kalmaya devam ediyoruz.
3 Eylül Pazartesi günü yaşananlar bardağı taşıran son damla oldu.
Ülkemizin kimlerin elinde olduğunu bir kere daha görmüş oldum.
4+4+4 eğitim sistemi nedeni ile eşim kendi okulunda norm kadro
fazlası oldu. Biz de oğlumuzun rahatsızlığından dolayı evimize
yakın bir yere görevlendirme talebinde bulunduk. Bu konu
ile ilgili Denizli İl Milli Eğitim Atama Şube Müdürü ile ön görüşme
yaptık. Mert poyraz’ın ( oğlumuz) tam teşekküllü bir hastaneden
özür raporu alması gerektiği ve İl Sağlık Müdürlüğünün görüş
bildirmesi gerektiği bilgisini aldım. Tam 8 gün boyunca
Denizli Devlet Hastanesinde rapor almak için çaba gösterdikten
sonra %82 oranında özürlüdür belgesi aldım. İl Sağlık Müdürlüğü de
bu konuda çok hassas davranıp gerekli görüş yazısını, olması
gerektiği gibi verdi.
CUMA NAMAZI NEDENİYLE KAPALIYIZ!
Tüm istenilen belgelerle beraber 03.09.2012 günü Milli Eğitim Atama
Şube Müdürü Şerif Ali Beye gittim. Saat 13.30 kapısında beklemeye
başladım. Öğlen namazını kılıyordu onu bekledim. Allah kabul etsin
diyerek içeri girdim. İstenilen evrakları tamamladığımı
söyledim.
KADININ OKULDA NE İŞİ VAR, EVİNDE OTURSUN
Özür raporunu eline aldı ve % 82 i özür oranını görünce aynen şu
kelimeleri sarf etti. ‘‘ %82 özürlü bu kadar hasta çocuğu
olan bir kadının okulda ne işi var. Gitsin evine çocuğuna baksın.
Öğretmenlik ona göre değil” dedi. Evrağı elime tutuşturdu
ve sizin iş olmaz deyip kapıyı gösterdi. Dilim tutulmuş dona
kalmıştım. 8 gün oğlumla hastanelerde rapor almak için uğraştık.
Sırf annesi yakınında görevlendirme alsın, acil durumda hemen
gelebilsin diye. Namaz kılarsan, bir cemaate bağlanırsan özür
raporlarına falan gerek kalmıyor; Ama bizler anladım ki ikinci
sınıf insan statüsündeyiz onların gözünde.
"BİZDEN DEĞİLSE AÇLIKTAN ÖLSÜN"
Yırtık kot pantolonuma bakarak “bu bizden değil “
diyebiliyorlar artık. Özürlü çocuğu olan bir anne mesleğine devam
ederek hayata tutunmaya çalışırken, tutunduğu dalı kesmeye
çalışıyorlar. İstifa et, git evinde otur, açlıktan öl
diyorlar.
BABA POYRAZ'IN EYLEMİ TÜRKİYE'Yİ SALLAYACAK
Mert Poyraz’ın annesine yapılan bu küstahça sözler için oğlumla
beraber 10.09.2012 Pazartesi Günü saat 16.00 da valilik önünde 1.5
kişilik sessiz bir eylem yapmaya karar verdik. Basın bildirisini
dağıttıktan sonra, oğlumu makineye bağlı bir şekilde orada
yetkililere teslim edip en azından 3 saatliğine sorumluluğunu
almalarını isteyeceğim. ( 3 saatlik süre eşimin çalıştığı okula
gidip gelme süresidir)
Sadece 3 saatlik sürede komaya girme ihtimaliyle burun
buruna yaşayan Mert Poyraz’ıa buyurun bakın diyeceğim.