Çetinsaya YÖK Yasa Taslağı'nı değerlendirdi
YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, hazırladıkları yeni Yükseköğretim Yasa Tasarısı taslağına ilişkin, ''Ben, 'gönül rahatlığıyla bütün eleştirileri aldık, bunları da bütün açık yüreklilikle herkese sunduk' diyebiliyorum'' dedi.
Çetinsaya, yeni Yükseköğretim Yasa Taslağı önerisine ilişkin AA
muhabirlerinin sorularını yanıtladı.
Devlet üniversitelerinin yarısının 2006'dan önce kurulduğunu
bunlardan en gencinin 20 yaşında olduğunu, diğer yarısının ise
2006'dan sonra kurulduğunu belirten Çetinsaya, ''Bu iki
grup üniversiteyi aynı yasada buluşturmak, aynı ilkeler, maddeler
etrafında buluşturmak çoğu zaman bizi zorladı, yoğun tartışmalara
sevk etti'' diye konuştu.
Mali ve hukuki konularda da bazı açmazlarla karşılaştıklarını dile
getiren Çetinsaya, şunları söyledi:
''Benim de dahil olduğum birçok kurul üyesi arkadaşımız daha kısa,
daha öz bir çerçeve yasa konusunda fikirler öne sürdük. Ama hukukçu
ve maliyeci uzmanlarımız, görüş aldığımız kişiler, bunlar ayrıntılı
yazılmazsa kanunun işlemeyeceğinin, kanundaki hükümlerin yürürlüğe
konamayacağını, bir sonuç alamayacağı görüşü bildirince açıkçası
mümkün olduğu kadar onların yedirmeye çalıştık. Bir ikinci boyut
ise mali hükümler konusu. Bizim kurulumuzun gerek bilgi
kapasitesini ve yetkinliğini aşan konular. Mali alanda yapılacak
temel değişikliklerin de Bakanlar Kurulu seviyesinde daha yetkin
bir şekilde masaya yatırılabileceğini umuyoruz. Yine personel
rejimiyle ilgili konular. Çok tartıştığımız, çok öneri
getirdiğimiz konular oldu ama sonuç olarak ülkemizde memur rejimini
değiştirebilmek, sözleşmeli olsun diğer konular olsun bizim bile
ötemizde, ülke siyasetini ilgilendiren konular.
Özlük hakları da bir başka konu. Sunduğumuz yasa önerisinin
gerekçesinde de ifade ettik. 2023 hedeflerini karşılayacaksak bunun
en önemli unsuru nitelikli insan gücü yetiştirmek, nitelikli
araştırmacı, akademisyen yetiştirebilmek en parlak beyinleri
akademiye çekebilmek. Bunun iki yolu var. Bir tanesi
nitelikli eğitim kurumlarını ortaya koyacaksınız ki dünya çapında
eğitim, öğretim kurumlarını, araştırma kurumlarını ki bu insanlar
kendilerini oralarda yetiştirebilsinler.
Ama bir yandan da en nitelikli akademisyenleri üniversitelerimize
çekeceksek özlük hakları her şey değil ama en önemli unsurlardan
bir tanesi. Bu manada da bunun da olmazsa olmaz bir konu olduğunun
altını çizdik. Bu konunun da Bakanlar Kurulu aşamasında yetkinlikle
değerlendirileceğine inanıyorum.''
REKTÖRLÜK SEÇİMİ İÇİN 3 MODEL
Yeni yasa taslağı önerisindeki rektörlük seçimleri, rektörlerin
yetkilerine yönelik sorular üzerine YÖK Başkanı Çetinsaya,
kendilerine de ''rektörlerin çok güçlü olduğu'' yönünde bazı
eleştirilerin getirildiğini belirtti.
''YÖK önemli yetkilerinin bir kısmını üniversitelere
devrediyor, üniversitelere devredilen bu yetkilerin önemli bir
kısmını da senatolar ve üniversite yönetim kurulları
kullanacak'' diyen Çetinsaya, senatolar ve yönetim
kurullarının da seçimle gelen öğretim üyelerinden oluşacağını
söyledi.
Bölüm başkanlığından başlayarak, dekanlık, fakülte kurullarının
seçimle belirleneceğini, bunlardan da üniversite senatosu ve
yönetim kurullarının oluşturulacağını dile getiren Çetinsaya, şöyle
konuştu:
''Rektörlük konusuna gelince bu bizde en çok tartışma yaratan
konulardan biri oldu. Üç farklı alternatifle kamuoyunun önüne
çıkıyoruz, daha doğrusu bir üst merciye üç farklı alternatifle
sunuyoruz. Bir tanesi şu anda olduğu gibi seçim,
kampüslerde seçim yapılması önerisi. Diğeri üniversite meclisi
denilen bir model. Üçüncüsü ise rektör adaylarını belirleme
komitesi yoluyla, bir kurulun gelen başvuruları değerlendirip üçe
indirdiği ve bunu da YÖK'e veyahutta Cumhurbaşkanına sunduğu bir
model.''
Yeni düzenlemeyle rektör atamalarının mevcut sistemde olduğu gibi
Cumhurbaşkanı tarafından mı yapılacağının sorulması üzerine de
Çetinsaya, ''O anayasa değişikliğine bağlı bir konu. Oraları kurul
veya cumhurbaşkanı şeklinde bıraktık. Çünkü anayasa değişikliği
olup olmayacağına göre. Mevcut anayasaya göre Sayın
Cumhurbaşkanının atamasıdır ama farklı önerilerde durulacaksa önce
anayasa değişikliğinden emin olunması gerekir. O bakımdan oraları
alternatifli bıraktık, kesin bir şey söylemedik'' yanıtını verdi.
Çalışmalarında yetki devri ve hesap verilebilirliği önemsediklerini
ifade eden Çetinsaya, ''Sayıştay denetimleri var. O zaten
kendi kulvarında yürüyor. Biz bunun dışında iki tür denetim
öneriyoruz. Biri mevzuat denetimi dediğimiz bir denetim. Bunu bizde
yeniden yapılanan denetleme organı yapacak. Bir de bütün dünyada
yükseköğretim sistemlerinde geçerli olan kalite güvencesi
sistemi. Bağımsız kalite ajansları yoluyla akademik
denetim bu süreçlerde gerçekleştirilecek. Böylece mali, idari ve
akademik denetim bütün olarak karşılanmış olacak'' dedi.
Çalışmada YÖK'ün üst kurullarının belirlenmesinde ne gibi
yeniliklerin bulunduğunun sorulması üzerine Çetinsaya, şöyle
konuştu:
''Metinde, Yükseköğretim Kurulu ile ilgili kısımlara baktığınızda
bir kuruma dönüştüğünü fark edeceksiniz, uzmanların ve uzman
yardımcılarının istihdam edildiği bir kuruma dönüşüyor, profesyonel
bir bürokratik örgüte dönüşüyor Yükseköğretim Kurulu. Yeni daire
başkanlıkları, yeni ihtiyaç alanlarına göre oluşturulmuş yeni
birimler oluşturulması teklif ediliyor. Genel Kurul ile
ilgili de farklı öneriler getiriyoruz. Genel Kurul, Yürütme Kurulu
tartışması da çok yapıldı ama farklı fikirlerin temsil edilebilmesi
ve farklı görüşlerin bir arada tartışılabilmesi açısından genel
kurul yapısının devam ettirilmesi fikri öne çıktı.
Bir de 'YÖK'ün küçülmesi' meselesinin tartışması yapıldı. Burada da
iki eğilim ortaya çıktı. 'YÖK'ün üyelik sayısını azaltalım'
diyenler, 'yetkilerini azaltalım' diyenler de
vardı. Yaptığımız tartışmada YÖK üyeliklerinin sayısının
azaltılmasının YÖK'ü küçültmek demek olmayacağını, bunun yerine
mümkün olduğu kadar üniversiteler yetki devri vermemiz gerektiği
fikrini öne çıkardık.''