Cumhurbaşkanı'ndan MEB politikalarına eleştiri

Milliyet yazarı Abbas Güçlü, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Kayseri gezisindeki gözlemlerini paylaştığı yazısında, Gül'ün eğitim politikalarına dönük eleştirilerini paylaştı.

İşte Güçlü'nin yazısındaki ilgili bölüm:

İki gündür Kayseri’deyiz. Her taraf Cumhurbaşkanı Gül’ün posteriyle dolu. Sanki ilk kez geliyormuş gibi. Hep böyle oluyormuş. Kayserililer O’nunla, O da Kayserililerle gurur duyuyor. Bunu, attığınız her adımda hissettiriyorlar...

Kayseri, girişimcilikte sınır tanımıyor. Ticari zekalarına diyecek yok. Ama eğitim ve bilim konusunda da en az o kadar vizyon sahibiler. Üniversite sayısı 4’e çıktı:

Erciyes, Abdullah Gül, Melikşah ve Nuh Naci Yazgan... İlk ikisi devlet, diğer ikisi de vakıf. Rektörler, dün, Cumhurbaşkanı’nın huzurunda, Kayserililere ve medyaya sunum yaptılar. Hepsi de iddialı, hepsi de en iyisi biziz, biz olacağız mesajı verdiler. Aralarında tatlı bir rekabet olacağı kesin. Bu da eminim ki, tıpkı ticarette olduğu gibi eğitim ve bilimde de, çıtanın çok daha yükseğe çıkmasına vesile olacaktır...

Bugün, yine Cumhurbaşkanı Gül tarafından açılışı yapılacak olan GENOM ve GENKÖK Laboratuarları da eminim ki Kayseri’yi bir başka boyuta taşıyacak...

Eğitimde başarılı olamadık

Cumhurbaşkanı Gül’ün başkanlığında Kayseri’deki üniversitelerin kurucuları, rektörleri ve Kayseri eşrafının bir araya geldiği “Üniversiteler Kenti Kayseri” konulu toplantıya ilgi büyüktü. İlk söz Cumhurbaşkanı Gül‘ün. Çok önemli açıklamalar yaptı. Eğitim belki de ilk kez, böylesine enine boyuna irdelendi.

İşte konuşmasından satır başları:

- Birçok alanda çok köklü reformlar yapıldı ama maalesef eğitimde bunu gerçekleştiremedik. Çok bakan değişti. Doğru insanı bulamadınız mı, görevde uzun süre kalamıyor, kalamayınca da büyük reformlar gerçekleşemiyor. Diğer alanlarda bunu başardık.

- Anne, babalar gece gündüzlü çalışıp bütün birikimlerini çocuklarının geleceği için harcıyorlar. Devlet olarak bizim de bunu yapmamız gerekir.

- Üniversiteler uzun yıllardan sonra kendi güçlerinin farkına vardılar.

Bilimde patlama olacak!

- 5, 10 yıl sonra bilimde, patent sayımızda kesinlikle büyük patlamalar olacaktır.

- Türkiye’ye daha fazla yabancı öğrenci ve yabancı öğretim üyesi getirmemiz gerekir. YÖK’e bu konuda talimat verdim.

- Dünyayı sadece kendimizden ibaret sayamayız. Global bir köye dönüşen dünyayı iyi tanımak gerekir. Üniversite mezunu gençlerimiz sadece ülkemizde çalışmayacaklar. Dünyanın dört biryanında çalışabilecek donanımda olmalılar.

- Üniversitelerimiz lise üstü konumda olmamalı. Niteliğe artık çok önem vermeliyiz. Ülkelerin esas gücü, iyi yetişmiş insan zenginliğinden geçiyor..

- Türkiye’nin önü açık. Kendimizle gurur duyuyoruz. Ama orta gelir gurubuna sahip bir ülke olarak kalamayız.

- Zaman gelmiş dünyanın önemli devletlerinden birisi olmuşuz. Bundan sonra da öyle olmalıyız.

- Ekonomistler bile artık cari açığın, eğitimle kapanacağını söylüyor.

- Eğitimden bilime, çevreden ekonomiye her alanda standardı yüksek tutup herkesin o hedefe koşmalarını sağlamamız gerekir.

- Kayseri’deki üniversiteler hayırseverlerin bağışlarıyla bu noktaya geldi. Hiç kimseye şunu yapın demedim.

- Üniversite kenti olmak için iki önemli noktanın altını çizmek isterim: İlk taşra havasından kurtulmak gerekir. Kayseri bunu aştı. İkincisi ise dışarıdan gelen-giden çok olmalı. Yoksa dışa kapalı üniversiteler, aile içi evlilikler gibi olur.

- Kimi arabasıyla, kimi yatıyla fark yaratır bizimkiler de (Kayserililer) fakülte binaları ve üniversiteler yaparak fark yaratıyor.

- Güçlü olmak yetmez. Halkın da mutlu olması gerekir.

- Üniversiteler sadece eğitim kurumu değil. Araştırmanın yanı sıra kentlerin kalkınmasında lokomotif görevi de üstlenmeliler.

- Hiçbir üniversite parasızlıktan yakınamaz. Kim kaynak istiyorsa sağlanıyor.

- AB fonlarına 250 milyon Euro yatırıp, 60 Milyon Euro yararlandığımız yıllar oldu. Çünkü yeterince proje veremedik. Garip durumlarımız vardı. YÖK, TÜBİTAK ve üniversitelerimiz arasında kopukluk vardı. Bugün o fonlardan verdiğimizden çok daha fazlasını alıyoruz.

- Üniversiteler bulundukları kentlerde oranın seviyesini inmemeli, şehri alıp kendi seviyesini çıkartmalıdır. Bunu da ancak şehirle ve halkla bütünleşerek yapabilir.

Yazının tmamaı için