Dershaneye ücret ödemeye gerek kalmayacak
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, öğrencilerin eksik kaldığı dersleri MEB bünyesinde takviye etmeleri imkanını ücretsiz bir biçimde sağlayacaklarını söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin,
"Dershanelere, veliler ya da öğrencilerin bir ücret
ödemeleri gerekiyordu. Biz MEB bünyesinde yeni bir ücret almadan,
ücretsiz bir biçimde çocuklarımızın bu eksik kaldığı dersleri
takviye etmelerine imkan sağlayacağız. Aileler kesinlikle artık
dershanelere ödedikleri ücretleri ödemeyecekler" dedi.
Tekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe giren, MEB Temel Kanunu ile Bazı KHK'lerde
değişiklik yapılmasına dair yasanın hayırlı sonuçlar doğurması
temennisinde bulundu.
2015 Eylül'den itibaren dershanelerin bir eğitim-öğretim kurumu
olarak tanımlanmayacağını ve faaliyetlerine devam etmeyeceğini
anımsatan Tekin, yasanın özel teşebbüs hürriyetine engel olduğu
yönünde tartışmalar bulunduğunu, böyle bir şey olmadığını, tam
tersine kamu ve özel sektörün birlikte kaynaklarını optimum ve
rasyonel bir şekilde kullanmasını istediklerini dile getirdi.
Özel teşebbüsü engellemediklerini, özel teşebbüsü daha
sağlıklı alanlara yönlendirdiklerini vurgulayan Tekin, "Dershaneler
yerine özel okulların kurulmasını teşvik etmek, özel okulların
sayısını artırmak istiyoruz. Şu anda Türkiye bu anlamda dünya
ortalamasının çok altında. Özel okullaşma olarak bakıldığında çok
düşük. Çünkü özel sektör kaynak aktarımını, yatırımlarını dershane
gibi sektörlere yatırıyordu. Ülke kaynaklarının daha sağlıklı
biçimde kullanmak için eğitim işini beraber yapalım diye özel
sektöre yer açıyoruz" diye konuştu.
Eğitimde özel sektörün payını artıracak teşvikler getirdiklerini
dile getiren Tekin, özel okullara ilişkin mevzuatta da
değişikliklere gideceklerini kaydetti.
Tekin, özel okullaşmayı zorlaştıran, fiziksel anlamda ağır hükümler
getiren mevzuattaki düzenlemeleri kolaylaştıracaklarını ifade
ederek, "Özel okullardan istediğimiz bazı ağır şartları
yumuşatacağız. Bunu sektör temsilcileriyle çok tartıştık onların da
çok şikayetçi olduğu konulardı. Bu özel sektörde ciddi anlamda özel
okullaşmayı artıracak bir önlem. İkincisi özel sektörün eğitimde
özel okul açmasını kolaylaştırmak için teşvikler, kredi teşvikleri,
vergi indirimleri, arsa teşvikleri, okul teşvikleri, bunların hepsi
sektör temsilcileriyle ayrıntılı konuşularak hazırlandı"
değerlendirmesinde bulundu.
CHP'nin dershane yasasını Anayasa Mahkemesine götürmesine ilişkin
olarak yasanın anayasaya uygunluğunun, zaten Bakanlar Kurulu'nda,
Başbakanlıkta, Milli Eğitim Gençlik Kültür ve Spor Komisyonunda ve
Parlamento'da denetlendiğinin altını çizen Tekin, "Bir de CHP ya da
herhangi bir siyasi parti bir kez daha anayasaya uygunluk
denetiminin yapılmasını arzu edebilir. Biz Milli Eğitim Bakanlığı
olarak anayasaya aykırı bir hüküm varsa zaten onu uygulamak
istemeyiz. Anayasa Mahkemesinin denetlemesinden mutlu oluruz. Çünkü
yaptığımız düzenlemede anayasaya aykırı herhangi bir şey
görmüyoruz. Aksine anayasaya aykırı bir durum görseydik zaten böyle
bir düzenleme yapmamız doğru olmazdı" dedi.
"Veliler çocuklarını okuldaki eğitimle bir sonraki eğitime
hazırlayabilecek"
Anayasa göre devletin öğrencilerine ücretsiz olarak zorunlu eğitim
vermekle mükellef olduğunu vurgulayan Tekin, şu anda 500 liradan
başlayıp 20-30 bine çıkan dershane ücretlerinin bulunduğuna dikkati
çekti.
Devletin ücretsiz bir biçimde çocukları liseye üniversiteye
hazırlamak gibi anayasal bir görevi yerine getirirken dershane
sektörünün fırsat eşitsizliği yaratarak, sistemi bozduğunu dile
getirdi.
Dershanelerin özel okula dönüşmesiyle, parasını veremeyecek
çocuklar için fırsat eşitsizliği yaratacak bir durumu ortadan
kaldırdıklarına işaret eden Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık veliler çocuklarını okuldaki eğitimle bir sonraki eğitim
birimlerine hazırlayabilecekler. Eksik aksayan hususlar mutlaka
olabilir. Öğretmen ihtiyacımızdan kaynaklanabilir, eğitim
koşullarından dolayı müfredatın yetişmemesinden kaynaklanabilir
veya öğrencilerin öğretmenle arasındaki iletişimden dolayı
aksaklıklar ortaya çıkabilir. Bütün bunları ortadan kaldıracak
biçimde Başbakanımızın talimatıyla MEB, bu türden zorluk yaşayan
çocuklarımız için okul müfredatına alternatif olmamak koşuluyla
okuldaki dersleri takviye etmek amacıyla Bakanlığımız bünyesindeki
okullarda, hafta sonlarında çocuklarımız için takviye kursları
açacak. Bunlar alternatif bir eğitim vermeyecekler. Yani
bizim Talim Terbiye Kurulu'nun onayladığı eğitim müfredatını
takviye edici nitelikte kurslar bunlar. Bu çok önemli.
Dershanelerden farkımız bu. Dershaneler çocukları test sınavlarına
hazırlayan tabiri caizse başka bir program uygulayan birimlerdi.
Dershanelerle veliler ya da öğrencilerin bir ücret ödemeleri
gerekiyordu. Biz MEB bünyesinde bunları yaparak yeni bir ücret
almadan, ücretsiz bir biçimde çocuklarımızın bu eksik kaldığı
dersleri takviye etmelerine imkan sağlayacağız. Aileler kesinlikle
artık dershanelere ödedikleri ücretleri
ödemeyecekler."
Çocukların eksik kaldığı konularda okul idarelerinden il milli
eğitim müdürlüğünden, ilçe milli eğitim müdürlüklerimizden takviye
kursları isteyebileceklerine dikkati çeken Tekin, bu takviyelerin
her ders için ayrı olacağını dile getirdi.
Çocukların okulda hafta içerisinde gördüğü dersleri yine okulda
takviye edeceğini belirten Tekin, mezun olmuş öğrenciler içinde
halk eğitim merkezlerinde ücretsiz kurslar verileceğini ifade
etti.
Kurslara ilişkin çalışmaların devam ettiğini dile getiren Tekin,
kurslar için okul binalarının kullanacağını, halk eğitim
merkezlerinin koordinasyon merkezi işlevi göreceğini söyledi.
Üniversiteye giriş sistemi değişikliği
2014 Eylül ayından itibaren okullar ve halk eğitim merkezlerindeki
bu kursları organize edeceklerini bildiren Tekin, "Üniversiteye
hazırlanan, çocuklarını üniversiteye hazırlamak isteyenlerin hiç
endişe edecekleri, çekinecekler bir şey yok. MEB bunların hepsini
tasarlıyor. Bu konudaki mevzuatı çok yakında kamuoyuyla paylaşırız"
ifadelerini kullandı.
Üniversiteye giriş sistemine ilişkin çalışma yaptıklarını
hatırlatan Tekin, "Çalıştığımız şey, tamamen okul müfredatını
değerlendirerek çocuklarımızın bir üst eğitim birimine yerleşmeleri
esası üzerine kurulu. Temelde bu var. Bunu baz alacağız.
Önümüzdeki eğitim-öğretim yılından itibaren, eylül ayından
itibaren çocuklarımız şu modele göre yerleşecek diye bir şey
paylaşmıyoruz. Böyle bir şeyi paylaştıktan sonra kuşkusuz eğitim
müfredatımızın, eğitim sistemimizin buna hazırlanabileceği bir
zaman aralığı olacaktır. Örneğin, bu yıl 9. sınıfa başlayan
çocuklar 4 yıl sonra şöyle yerleşecekler diye bir takvimlendirme
muhakkak yapacağız. Yani önümüzdeki sene şöyle bir model olacak
diye bir şey yok.
Bu kamuoyunda akademisyenlerle, ilgili sektör temsilcileriyle, özel
okullarla, öğrencilerle, velilerle sivil toplum örgütleriyle
tartışıp ondan sonra kamuoyuyla bir model halinde paylaşılabilir.
Şu anda sadece bir taslak. Derdimiz, meramımız şu:
Çocuklarımız okul dersleri dışında ekstra bir şeye ihtiyaç duymadan
bir üst eğitim birimine hazırlanabilsin, bir üst eğitim birimine
yerleşebilsin. Bunu sağlamaya çalışacağız. "