Diyarbakır'da şok eden Kürtçe eğitim kararı!
Pazartesi günü HDP'li belediyelerin de katkısıyla Kürtçe eğitim veren üç okul açılıyor. Bu okulların öğrencileri zorunlu eğitime devam etmeyecek.
-Kurdi-Der, Eğitim Sen, DTK ve HDP’li belediyelerle bazı sivil toplum kuruluşlarının girişimleriyle Kürtçe eğitim 15 Eylül 2014'te Diyarbakır, Cizre ve Yüksekova'da başlayacak. Bütün derslerin Kürtçe yapılacağı eğitim, belediyelerin eğitim destek evi binalarındaki sınıflarda verilecek.
CİZRE VE YÜKSEKOVA'DA KONTENJANLAR
DOLDU
El Cezire Türk'ten Abdülkadir Konuksever'in haberine göre
Diyarbakır’da Kürtçe eğitim verecek okula dönüştürülen Bağlar
Belediyesi Ferzat Kemanger Eğitim Destek Evi’ne yapılan başvuru
sayısı 35. Cizre ve Yüksekova’da ise yüzer kişilik kontenjanlar
doldu. Yasal dayanaktan yoksun bu okulların öğrencileri, zorunlu
eğitime devam etmeyecek.
"ADIM ATMAZSAK GELİŞİM OLMAZ"
Bu öğrencilerden biri de 6 yaşındaki Zerya Aydeniz. Annesi Saliha
Aydeniz 112 Acil Servis’te çalışan bir hemşire. Zerya'nın ablası,
13 yaşındaki Asmin Roşna devlet okulunda eğitim görüyor ama annesi
Zerya'yı eğitim dili Kürtçe olan okullardan birine gönderme kararı
aldı.
Yıllarca kültürel asimilasyonlara tabi tutulduklarını ve kızının
bunu yaşamaması için Kürtçe eğitim veren okula kaydını yaptırdığını
söyleyen anne Aydeniz’e göre ana dilde eğitim bir hak. 2012 yılında
başlatılan, devlet okullarında beşinci sınıftan sonra Kürtçe'yi
seçmeli ders olarak alabilme uygulamasıysa yeterli değil:
“Yıllarca verdiğimiz mücadelelerin en somut örneği bu okullar. Çok
ciddi badireler atlattı bu bölge. Bizim anadilimizde okuyup
yazmamız bir hak ve bu hakkın okullara göstermelik konan seçmeli
Kürtçe dersle olmayacağı açık. Kürtçe okulların yasal bir güvencesi
yok, zorunlu eğitim var ve çocuklarını okula göndermeyenlere cezai
müeyyideler uygulanacağı söyleniyor, ancak korkmuyorum. Bu yolla
okullarımızın devlet güvencesine kavuşacağına da inanıyorum.”
"DEVLETİ BEKLEMEYECEĞİZ"
Eğitim-Sen Diyarbakır Şube Eş Başkanı Yıldırım Arslan'a
göre, Kürtçe eğitim için devletin adım atmasını beklemek
gerekmiyor. "Cumhuriyet'in kuruluşundan beri tek dil ve tek bayrak
gibi tekçi bir yaklaşım var" diyen Arslan, bu durumu ‘beyaz
katliam’ olarak adlandırdıklarını söylüyor. Kürtçe eğitim veren
okullar da bu politikaya karşı çıkma yöntemi:
“Buradaki halkın kendilerini tanımlamaları dil ve kültürle, tarihle
olur. TRT-6 veya okullardaki seçmeli Kürtçe dersleri bunları
sağlamaktan uzak. Biz tüm halkların kendilerini
tanımlayabilecekleri bir eğitim sistemi istiyoruz. 10 yıldır her
eğitim öğretim yılının başlangıcında kırmızı kartımızı zaten
gösteriyorduk. Artık beklemek yerine kendimiz inşa ediyoruz.
Diyarbakır, Cizre ve Yüksekova’da pilot okullarımız bu eğitim
öğretim döneminde başlıyor.”
Eylül 2013’te, o dönemde Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan,
demokratikleşme paketiyle ilgili açıklama yaparken Türkçe dışındaki
dillerde eğitim ve öğretimi düzenleyen yasada değişikliğe
gidileceğini söylemişti. Planlanan değişiklik yapıldı.
Ancak Diyarbakır Valisi Mustafa Cahit Kıraç, Türkçe'den
başka bir dilde eğitim yapmanın hukuken mümkün olmadığını
söylüyor.
"HUKUKEN MÜMKÜN DEĞİL"
Kıraç Anadolu Ajansı'na verdiği demeçte Türkçe'den başka bir dilde
eğitim yapmak için anayasa değişikliği gerektiğini
söyledi:
"Anayasa, yasa değişikliği yapılmadan fiili bir uygulama şu an için
olamaz. Ama tabii ki okullarımızda seçmeli ders olarak Kürtçe
eğitimi alabilirler. Zaman içinde bir anayasa değişikliği, yasa
değişikliği olabilir de bu devreye sokulur mu bilmiyorum. Ama şu an
için hukuken böyle bir eğitim mümkün değil."
ÇÖZÜM SÜRECİ ETKİSİ
Zerya Aydeniz'in başlayacağı, Arslan'ın savunduğu Kürtçe eğitim
verecek okulların ‘resmi’ bir statüleri yok. Mevcut yasal
düzenlemelere göre, çocuğunu zorunlu eğitime dâhil etmeyen velilere
günde 15 liradan başlayan idari para cezaları veriliyor. Veli,
çocuğunu okula göndermemekte ısrar ederse, hapis cezası bile
verilebiliyor.
Ama Arslan'a göre, çocuklarını Kürtçe okullara gönderecek veliler
bu sıkıntıları göğüslemeye hazır:
“Zorunlu eğitim nedeniyle çocuklarını devlet okullarına
göndermeyecek velilerin cezai müeyyidelerle karşı karşıya
kalacaklarını tahmin ediyoruz. Ancak çocuklarını Kürtçe eğitim
veren okullara yazdıranlar buna hazırlıklı. Sıkıntıları
göğüsleyecekler. Beklentimiz devlet okullarında bu formatla eğitim
verilmeye başlanması. Öyle olursa sıkıntıların aşılacağını
düşünüyoruz. Ayrıca devam eden barış sürecine bu durumun katalizör
etkisi olacaktır. Barış sürecini destekliyoruz ve aktif katılımla
sürecin sonuca gideceğine inanıyoruz.”
"RESMİ DİLİ KALDIRMIYORUZ"
Eğitim dili Kürtce olan okul açma girişimini yürüten sivil toplum
örgütlerinden biri olanDiyarbakır Kurdi-Der Başkanı Sabahattin
Gültekin de, bu okullara giden öğrencilerin velilerine yönelik
olası yaptırımların çözüm sürecinin ruhuna aykırı olacağını
düşünenlerden.
“Kürtçe okullar konusunda devletin olumlu adım atmasının Kürt halkı
üzerinde çok olumlu etkisi olur. Müzakereler belli bir aşamaya
geldi zaten. Cezai müeyyideleri de uygulamayacaklarını düşünüyoruz
çünkü sürecin ruhuna aykırı olur.”
Gültekin, bu okullarda okutulucak kitapların matbaa aşamasında
olduğunu söylüyor. Derslerin tamamı Kürtçe ve Zazaca olacak.
Öğretmenler de hazır:
“Kitaplarımızı hazırladık, baskı aşamasında. Okulumuzdaki
sınıflarda elektronik tahtalar olacak. Normal eğitim görecekler. 5
sınıf ve branş öğretmenlerimiz var. Öğretmenlerimizi siyasi
nedenlerle görevlerinden uzaklaştırılan ve emekli olmuş öğretmenler
arasından seçtik. Kurdi-Der’de bizim yetiştirdiğimiz öğretmenler de
görev alacaklar. Kürtler kendi dilleri ve kimlikleri konusunda
artık belli bir bilinç düzeyini yakaladı. Devlet ise bu konuda
eğitim almadı. Dil ilköğrenimle başlar. Biz de bunun için yola
çıktık. Resmi dili kaldırmıyoruz. Sadece Kürt halkının da dilini
öğrenmesi için mücadele veriyoruz.”
"EĞİTİM HAK AMA YÖNTEM YANLIŞ"
Hükümete yakınlığıyla bilinen Eğitim Bir
Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş Kürtçe eğitim
konusunda Eğitim-Sen ve Kurdi-Der’den farklı düşünüyor. Herkesin
kendi dilinde eğitim yapma hakkının bulunduğunu belirten Memiş’e
göre yöntem yanlış.
“Ben Kürtçe okulların insanlar arasında farklı kutuplaşmalara yol
açacağına inanıyorum. Kürtçe okulların açılması devlet içerisinde
paralel bir devletin oluşmasıdır. Devlet güvencesi altında ve
toplumsal mutabakat sağlanarak adım atılabilirdi. Bu bölgede 50 bin
insan öldü. Geçmişte köylere Kürtçe isim verilebilir miydi? Kürtçe
kanal, seçmeli ders, Kürtçe propaganda var. Demek ki ilerliyoruz.
Biz de istiyoruz Kürtçe eğitimi ancak yöntemleri yanlış ve
desteklemiyoruz.”
KÜRTÇE EĞİTİM PAZARTESİ
BAŞLIYOR
Kürtçe eğitim veren okullar Pazartesi günü açılacak. Bağlar Milli
Eğitim Müdürlüğü önünde bir basın açıklaması yapıldıktan sonra
bölgede okullar yine bir hafta boykot edilecek. Önceki yıllarda
okullar yine boykot edilmiş ancak katılım çok az olmuştu.
Belediyenin eğitim destek evi Kürtçe okula dönüştürüldü.