Eğitim-Sen Bakan Avcı'ya bu raporu sundu
"Eğitim çalışanlarının yaşadığı sorunlar ve eğitim öğretim hayatımızın acil ihtiyaçları yönünden" diye başlayan rapor Milli Eğitim Bakanı'na sunuldu.
TÜRK EĞİTİM SEN'İN TESPİT VE ÖNERİLERİDİR
1-) Bu yıl itibarıyla okullarımızda 60.000 ücretli öğretmen
çalıştırıldığı dikkate alınarak öğretmen atamaları yılda iki kez
yapılmalı; bu kapsamda, Şubat'ta 30.000 ve Ağustos'ta da 70.000
olmak üzere 2013 yılında 100.000 öğretmen ataması
gerçekleştirilmelidir. Ücretli öğretmen çalıştırılması
uygulamasından vazgeçilmelidir.
2-) Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama
ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik çerçevesinde yapılacak
yönetici atamalarında, sadece yazılı sınav sonuçlarına göre
yönetici atama uygulaması devam etmelidir. Mülakat ve 3 yönetici
adayından birinin seçilerek atanması gibi akla zarar ve Türkiye
gerçekleriyle örtüşmeyen; torpili, kayırmacılığı ön plana çıkaracak
düşünce ve uygulamalardan uzak durularak yönetici atamaları bir an
önce yapılmalıdır.
3-) 4+4+4 Sistemi uygulamaları nedeniyle bu yıl ve önümüzdeki
yıllarda ders yüklerinde değişkenlik yaşanacağı ve buna bağlı
olarak ilave öğretmen ihtiyacı oluşabileceği dikkate alınarak;
Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme
Yönetmeliği'nin 41. Maddesi kapsamında yapılan norm kadro fazlası
öğretmenlerin yer değiştirmesi uygulaması durdurulmalı ve norm
kadro fazlası öğretmenler bulundukları eğitim kurumunda makul bir
süre (3-5 yıl) norm karo fazlası olarak tutulmalı ve yer
değiştirmeye zorlanmamalıdır. Gerekli görülmesi halinde, bulunduğu
yerleşim yeri içerisinde ve kadrosu okulunda olmak şartıyla
görevlendirme yapılmalı, istekli olanlar isteklerine bağlı olarak
yer değiştirebilmelidir.
4-) 632 Sayılı KHK'dan önce sözleşmeli iken kadroya geçen
öğretmenlere de 632 Sayılı KHK ile kadroya geçenlere tanınan
zorunlu hizmet muafiyeti, adaylıklarının kaldırılması ve eş durumu
özründen yararlanabilmeleri gibi tüm haklar verilmelidir.
5-) 666 sayılı Kamu Görevlilerinin Mali Haklarının Düzenlenmesi
Amacıyla Bazı Kanun ve KHK'lerde Değişiklik Yapılmasına Dair KHK
ile yapılan ek ödeme düzenlemesinden öğretmenler ve akademisyenler
yararlanamamış; kapsam dışında bırakılan öğretmenlerimiz kamu
çalışanları arasında en az ücret alan bir konuma itilmişlerdir.
Öğretmenlerin ve akademisyenlerin ek ödemeden faydalanması için
gerekli tedbirler acilen alınmalıdır.
6-) Önceki bakan Ömer DİNÇER döneminde, konu ile ilgili sivil
toplum örgütleri ve sendikaların görüşleri alınmadan “ben yaptım,
oldu” mantığı ile çıkarılan 652 Sayılı Millî Eğitim Bakanlığı'nın
Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname
değiştirilerek, konu ile ilgili sivil toplum örgütleri ve
sendikaların görüşleri de alınarak yeniden düzenlenmelidir. Yeniden
düzenlenecek teşkilat yasasında, tüm öğretmen tayin ve atamalarının
yılda bir kez yapılması uygulamasına son verilmeli ve özür grubuna
bağlı öğretmen yer değiştirmeleri önceden olduğu gibi yılda iki kez
yapılmalıdır. Öğrenim özrü de daha önceden olduğu gibi özür
gruplarına dahil edilmelidir.
7-) MEB tarafından Şubat 2013 döneminde yapılan özür grubu yer
değiştirmelerinde eş durumu, sağlık özrü ve özel hayatı etkileyen
nedenlere bağlı yer değiştirmeler kapsamında sadece iller arası
olarak verilen hak özür durumundan yer değiştirmek isteyen eğitim
çalışanlarının beklenti ve ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır.
Özür grubu yer değiştirmelerinde il emri ve ilçe emri
uygulamalarının yapılmaması büyük bir eksikliktir. İl ve ilçe emri
olmadığı için iller arası yer değiştirmeler sadece boş kontenjanlar
ölçüsünde yapılmakta, ilde boş kontenjanın sınırlı olması halinde
pek çok eğitim çalışanı yer değiştirememekte, böylece aileler
parçalanmaktadır.
Bu dönemde, İl içi özür tayinleri yapılmadığı için de aynı ilin
birbirinin yüzlerce kilometre uzağında, hatta komşu illerden bile
daha uzak ilçelerinde görev yapan eşler tayin isteyememişler ve
aile bütünlüklerini sağlayamamışlardır. İl içinde de özür grubu
tayin hakkı mutlaka verilmelidir.
Öncelikli misyonu eğitim olan Milli Eğitim Bakanlığı gibi bir
kurumun “öğrenim özrü” bulunan eğitim çalışanlarına bu özürleri
nedeniyle yer değiştirme hakkı vermemesini anlamak mümkün değildir.
Öğrenim gören çalışanlarının bu özürlerini yer değiştirme gerekçesi
olarak görmek ve bu gerekçe ile yer değiştirebilmelerine imkan
sağlamak MEB'in misyonuna daha uygun bir yaklaşım olacaktır.
8-) ALO 147 hattı kaldırılmalıdır. Bu eğer mümkün olamıyorsa sistem
sadece bilgilenme hattı haline getirilmeli, gelen şikayet ve
bilgilerin hiçbir şekilde soruşturma konusu yapılmayacağı
doğrultusunda düzenleme yapılmalı, kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
9-) Okullarımız maddi yönden büyük sıkıntılar yaşamaktadırlar.
Bağış almak da Başbakan talimatıyla imkansız hale gelmiştir.
Ödenekler ise zaten son derece yetersiz kalmaktadır. Hatta bazı
okullarımız için ödenek dahi tahsis edilmemektedir. Adeta
okullarımız kendi kaderlerine terkedilmiş, tüm yük ve sorumluluk
okul müdürlerinin omuzlarına yüklenmiştir. Bu nedenlerle Milli
Eğitim Bakanlığı bütçesinden her okulumuza öğrenci başına 120 tl
olmak üzere ödenek ayrılmalıdır.
10-) Engelli öğretmen alımı konusunda TBMM Dilekçe Komisyonu'na
yapılan bir bireysel başvuru ile ilgili olarak konu Milli Eğitim
Bakanlığına intikal ettiğinde, Bakanlıkça bu talebe karşılık
“Geçmişteki uygulamalar öğretmenlik mesleğinin bedensel engeli
bulunanlar tarafından icra edilebilecek mesleklerden olmadığını
göstermiştir” denilerek olumsuz cevap verilmiş ve engellilerden
öğretmen alımı yapılmayacağı açıklanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı
önceden olduğu gibi engellilerden de mevcut yönetmelik
doğrultusunda öğretmen ataması yapmaya devam etmelidir.
11-) Mahrumiyet bölgelerinde oluşan öğretmen açığı bir türlü
kapatılamamaktadır. Bu nedenle her ilin mahrumiyet alanları tespit
edilmeli, buralarda görev yapan öğretmen ve eğitim çalışanlarına
“mahrumiyet tazminatı” olarak bir ay tek, bir ay çift maaş
uygulaması veya bölgenin mahrumiyet derecesine göre bir brüt asgari
ücret tutarı ile üç brüt asgari ücret tutarı arasında değişen
miktarlarda ilave ücret ödenmesi uygulaması getirilmelidir. Böylesi
teşvik tedbirleri alınmadığı sürece, bu bölgelerde zorla öğretmen
ve eğitim çalışanı istihdamı problem olmaya devam edecektir.
12-) Önceki Milli Eğitim Bakanı Ömer DİNÇER döneminde özür grubu
yer değiştirmelerinde il ve ilçe emri uygulaması yapılmaması
nedeniyle aile bütünlüklerini sağlamak ve 4+4+4 sistemi nedeniyle
norm fazlası duruma düştükleri için, on binlerce öğretmen alan
değişikliği yapmak mecburiyetinde bırakılmışlardır. Zoraki alan
değiştiren, yeni alanlarında öğrencilerine yeterince faydalı
olamadıklarını düşündükleri için mutsuz olan binlerce öğretmen
vardır. Bu şekilde zoraki alan değiştirmiş ve memurluk kadrolarına
atanmış tüm öğretmenlere, istemeleri halinde, bulundukları ilde
eski alanlarına geri dönme hakkı bir an önce verilmelidir.
13-) Aile, Türk toplumunun temelidir. Aile bütünlüğünün korunması
Anayasa tarafından teminat altına alınmıştır. Milli Eğitim
Bakanlığı'nda görev yapan öğretmenlerin ve diğer eğitim
çalışanlarının aile bütünlüğünü sağlamak amacıyla, eş durumu
özründe karşılaşılan tüm kısıtlamalar kaldırılmalıdır. Eş durumu
özür grubu yer değiştirmelerinde uygulanan ve aile bütünlüğünün
korunması anlamında çok önemli olduğunu düşündüğümüz “il emri” ve
“ilçe emri” uygulamaları yeniden getirilmeli ve bu uygulamalar bir
yönetmelik hükmü halinde düzenlenmelidir. Bu kapsamda tüm özür
grubu yer değiştirme işlemleri yılda iki kez (Şubat-Ağustos)
gerçekleştirilmelidir.
14-) 4+4+4 sisteminde zorunlu hale getirilmeyen okul öncesi eğitim
zorunlu eğitim kapsamına alınması için gereken çalışmalar bir an
önce başlatılmalıdır.
15-) Önceki Milli Eğitim Bakanı Ömer DİNÇER tarafından ders
kitaplarından çıkarılan ve toplumun her kesiminde tepkiyle
karşılanan Milli şairimiz Arif Nihat ASYA'nın BAYRAK şiiri yeniden
ders kitaplarına konulmalıdır.
16-) Çıkarılacak bir yönetmelikle hizmetli, memur, şef, şoför,
ahçı, teknisyen, kaloriferci, 4/c li gibi kadrolarda görev yapan
personelin görev tanımları net olarak yapılmalı, bu personelin
görevleri arasında sayılan muğlak ifadeler kaldırılmalı, yer
değiştirmeleri bir yönetmelikle düzenlenmelidir. Personelin,
yıllardır beklediği görevde yükselme sınavları bir an önce
yapılmalıdır.
17-) Şube Müdürlüğü sınavı bir an önce yapılarak boş şube müdürlüğü
kadrolarına sınav sonuçlarına göre atamalar yapılmalıdır. Bu
kadroların, görevlendirmeler yoluyla doldurulması uygulamasına son
verilmelidir. Son dönemlerde yapılan torpilli şube müdürlüğü
görevlendirmeleri sebebiyle eğitim çalışanları arasında büyük
infial yaşanmaktadır. Bu sebeple yapılan görevlendirmelerin tümü
derhal iptal edilmelidir.
18-) 652 sayılı KHK ile Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Teşkilatı'nda
görev yaparken, yeniden yapılandırma çerçevesinde Destek Hizmetleri
Genel Müdürlüğü bünyesine aktarılarak, boş oturan eleman durumuna
düşürülen personel tekrar eski görevlerine iade edilmelidir.
19-) Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Teşkilatı'nda üst düzey
kadrolara getirilecek olan Genel Müdürler ve yardımcılarının,
öğretmen kökenli olmasına azami derecede dikkat edilmelidir. Milli
Eğitim Bakanlığı, bir önceki dönemde olduğu gibi bir işletme gibi
görülmemeli, öğretmen ve eğitim çalışanlarının dilinden anlayacak
yöneticiler istihdam edilmelidir.
20-) Okullara verilen yönetici normları belirlenirken dikkate
alınan öğrenci sayıları düşürülmelidir. 4+4+4 Sistemi uygulamaları
nedeniyle norm fazlası konuma düşen Müdür Başyardımcılarının
normları kişiye bağlı kadrolar haline getirilmeli, kendi
istekleriyle bu görevlerinden ayrılıncaya kadar kadroları
korunmalıdır.
21-) Tüm öğretmenlerin aylık karşılığı girecekleri ders saati
sayısı 15 saat olarak eşitlenmelidir. Ek ders esasları günümüz
gerçeklerine, ihtiyaçlara göre ve sendikalardan da alınacak
görüşlere uygun olarak yeniden düzenlenmelidir.
22-) Milli Eğitim Bakanlığında yıllardır karmaşa yaratan, torpili
ve yandaş kayırmacılığını esas alan sendika-siyaset-bürokrasi
üçgenine son verilmeli; Milli Eğitim Bakanlığı, tüm eğitim
çalışanlarına ve sendikalara eşit mesafede olduğunu net bir şekilde
gösteren uygulamalar yapmalıdır. Bu kapsamda il ve ilçe milli
eğitim müdürü atamalarına dikkat edilmeli; taşra teşkilatları,
torpilden ve adam kayırmaktan uzak, adil bir yönetim sergilemek
doğrultusunda açıkça uyarılmalıdır.
23-) Öğretmene yönelik şiddet konusunda Milli Eğitim Bakanlığı,
öğretmenin yanında olmalı, öğretmenin itibar kaybını önlemek
amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatının tüm
yöneticileri birlikte hareket etmelidirler.
24-) Mesleki ve teknik eğitimle ilgili olarak gerekli teşvik
tedbirleri alınmalıdır. Böylece üniversite kapılarında meydana
gelen yığılma önlenmeli, ülkemiz için çok önemli olduğunu
düşündüğümüz mesleki ve teknik eğitim alanına daha çok kaynak
ayrılmalı, başarılı öğrencilerin mesleki ve teknik eğitim içine
alınması için özendirici çalışmalar yapılmalıdır. Bu doğrultuda,
teknik öğretmen atamalarına dikkat edilmeli, kontenjanlar
artırılmalıdır.
25-) Tüm kamu kuruluşlarında olduğu gibi Milli Eğitim Bakanlığında
da hiyerarşik bir yapılanma bulunmasından dolayı Bakanlık
personelinin maaşlarında bulunması gereken ancak son yıllarda
bozulan hiyerarşik sistem yeniden tesis edilmelidir.
26-) Her eğitim-öğretim yılı başında ödenen ve sadece
eğitim-öğretim sınıfına dahil personelin yararlanabildiği eğitime
hazırlık ödeneğinin, üniversiteler de dahil olmak üzere tüm eğitim
çalışanlarına ödenmesi için düzenleme yapılmalıdır.
27-) Yargı kararlarıyla da tespit edildiği üzere, 657 Sayılı
DMK'nın 76. Maddesi kapsamında objektiflikten uzak ve keyfiyetle
yapılan yönetici atama alışkanlığından vazgeçilmeli; yalnızca hak
edenlerin yönetici olduğu bir sistem kurulmalıdır. Bu doğrultuda,
76. Madde kapsamında daha önce yapılan yönetici atamaları iptal
edilmelidir.
28-) Yöneticilerin iller arası yer değiştirmeleri ile ilgili
yönetmelik maddesi geçtiğimiz yıl MEB tarafından uygulanmamış ve
iller arası yer değişikliği yapmak isteyen çok sayıda yönetici
mağdur edilmiştir. İlgili yönetmelik maddesi derhal hayata
geçirilmelidir.
29-) MEB tarafından yapılan öğretmen atama ve yer
değiştirmelerinde, göreve başlama işlemleri, çoğunlukla Eylül ayı
içerisinde gerçekleşmektedir. Yönetmelik, hizmet süresi hesabında
31 Ağustos tarihini esas aldığından dolayı öğretmenlerin birçoğu
bulundukları yerde bir yıl daha fazla çalışmak zorunda kalarak
mağduriyet yaşamaktadırlar. Atama ve yer değiştirme işlemlerinde,
eskiden olduğu gibi, hizmet süresi hesaplamasında 30 Eylül tarihi
esas alınmalıdır
30-) Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavında, öğretmen çocuklarına
tanınan kontenjana, Bakanlıkta merkez ve taşra kuruluşlarında
çalışan tüm eğitim çalışanları da dâhil edilmeli ve Parasız
Yatılılık ve Bursluluk Sınavı'na başvurabilmek için belirlenen
ailenin yıllık gelirinin fert başına düşen tutarı makul seviyeye
yükseltilmelidir
31-) Okul yöneticiliklerinin çok yoğun çalışma temposu gerektiren
görevler olması dolayısıyla, haftada 6 saat maaş karşılığı derse
girme zorunluluğuna tabi tutulmaları idari işlerin aksamasına neden
olmaktadır. Bu nedenle okul yöneticilerinin haftada 6 saat maaş
karşılığı derse girme zorunluluğu kaldırılmalıdır.
32-) Öğretmenler ve diğer eğitim çalışanlarına yönelik olarak
yapılan hizmet içi eğitim çalışmaları, yaygın ve programlı hale
getirilmelidir. Bu çalışmalar, en az 5 yılda bir düzenlenerek, tüm
eğitim çalışanlarının çağın gereklerine uygun gelişmeleri takip
etmelerini sağlamalıdır.
33-) Bilgisayar Teknolojisi öğretmenlerinden yeteri kadar
faydalanılamamaktadır. Bu sebeple, ilköğretimde bilgisayar
derslerinin sayısı artırılmalı, BT öğretmenlerinin yaşadığı
sıkıntılar bir an önce çözülmelidir.
34-) İLKSAN üyeliğinin, isteğe bağlı olarak tüm eğitim
çalışanlarına ve tüm branşlara açık hale getirilmesi doğrultusunda
kanuni düzenleme yapılmalı; İLKSAN, MEBSAN olarak yeniden
düzenlenmelidir.
35-) Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde görev yapan eğitim
çalışanları ve yöneticilere uygulanan ve hiçbir objektif kriter ve
gerekçeye dayanmadan sadece yer değiştirme mantığı ile yapılan her
türlü rotasyon uygulamasına son verilmelidir.
36-) Teknoloji Tasarım Dersi, geçmişte “iş eğitimi” adı altında 6
saatlik bir ders iken geçtiğimiz yıllarda ders saati sayısı 2'ye
kadar düştü. Geçmişte 4-5-6-7-8.sınıflarda bulunan bir ders iken
2013-2014 eğitim öğretim yılından itibaren sadece 7-8.sınıflarda ve
haftalık 2 ders saati olarak uygulanacağı bizzat MEB tarafından
açıklandı. Yıllar içerisinde yaşanan bu değişimlerden de
anlaşılacağı üzere Teknoloji Tasarım Dersi istihdam alanı sürekli
daralan bir alan haline getirildi. Hal böyle iken Bakanlığınızca bu
alanın hemen hemen her öğretmenin başvuru yapabileceği bir şekilde
alan değişikliğine açılması hem bu alanın öğretmenlerini hem de bu
alana alan değiştiren yaklaşık 3000 öğretmeni büyük bir
belirsizliğe ve endişeye düşürdü. Teknoloji Tasarım Dersi
öğretmenlerinin içinde bulundukları bu belirsizliğin MEB tarafından
giderilmesi gerekmektedir
37-) Okullarımızda uygulanmaya başlanan serbest kıyafet uygulaması
ile ilgili olarak Genel Merkezimizin yaptığı anket sonuçlarına göre
eğitim çalışanlarının;
%75.3'ü uygulamayla öğrencilerin psikolojilerinin bozulacağını,
%77.5'i kıyafet serbestliği nedeniyle okulların podyuma
döneceğini,
%80.8'i yeni uygulamayla birlikte, çocukların, ailelerinin ekonomik
durumlarını sorgulamaya başlayacağını,
%84.6'sı kıyafet serbestliği ile birlikte, okul ve çevresinde
öğrenci ile öğrenci olmayanların ayırt edilemeyeceği için,
okullarda yaşanan güvenlik sorunlarının daha da artacağını,
%78.1'i belli bölgelerde terör örgütünün yönlendirmesi ya da
baskısı sonucunda, okullarda ‘terör örgütünün renklerinin ya da
simgelerinin hâkim olacağı veya çocukların terör örgütünü
çağrıştıran kıyafetler giyeceği' şeklinde bir endişe
taşıdığını,
İfade etmiştir.
Serbest kıyafet uygulaması, faydadan ziyade pek çok sakıncayı
beraberinde getirecek bir uygulamadır. Serbest kıyafet
uygulamasından vazgeçilmelidir.
38-) “Okullar hayat olsun” adı altında başlatılan ve okullarımızın
akşam saat 21.00'e kadar açık tutulması ve halkın kullanımına
açılması uygulaması gibi hususlar içeren uygulama tam bir fiyaskoya
dönüşmüştür. Mevcut haliyle dahi personel ve güvenlik açığı bulunan
okullarımızın, bu uygulama ile daha büyük sorunlar yaşayacağı belli
iken tamamen popülist ve Türkiye gerçeklerinden uzak bu proje
yeniden değerlendirilmeli ve uygulamadan vazgeçilmelidir.
39-) 2012 yılı özür durumuna bağlı yer değiştirme döneminde,
atanmak istedikleri illerde alanlarında açık norm kadro bulunmaması
nedeniyle, yer değişikliği gerçekleştirilemeyen öğretmenler ile
bunların özürlerinden dolayı atanmak istedikleri yerlerde görevli
öğretmenlerin karşılıklı yer değişikliği yapabilecekleri ilan
edilmiştir. Bu kapsamda bir çok kişi becayiş ile yer değişikliği
yapmıştır.
Ancak; daha sonra yapılan atamalar becayişi istemeyenlerin itirazı
üzerine iptal edilmeye başlamıştır. İptal işlemlerinden önce
becayiş ile ataması yapılanlar görevlerine başlamıştır. İdareye
güven ilkesi gereği geldikleri iller ile tüm bağlarını koparmışlar
ve atandıkları illerde yeni bir düzen kurmuşlardır.
Eğitim-öğretimin devam ettiği sürede hem yeni öğrencilerine hem de
yeni okullarına alışmışlardır. Bu nedenle, becayiş yolu ile
atamaları yapılanların talepleri doğrultusunda isteyenlerin,
iptalleri, istemeyenlerin ise yeni görev yerlerinde kalmaları
sağlanarak mağduriyetleri önlenmelidir.
40-) 5442 Sayılı Kanunun 8/C maddesi kapsamında yapılan disiplin
soruşturmaları sonucu yapılan yer değiştirmeler net kriterlere
bağlanmalı, verilen cezaların torpilli atamaya dönüştürülmesi
engellenmelidir. Bu sebeple, bu tür yer değişiklikleri il eğitim
personeli planlama kurulu marifetiyle yapılmalıdır.
41-)İl Milli Eğitim Disiplin kurullarında; sendika üyesinin
durumunun görüşüldüğü her toplantıya, sendika temsilcisinin de
katılması ile ilgili olarak farklı uygulamalar söz konusudur.
Nitekim, Türk Eğitim-Sen olarak; “üyelerimizle ilgili olan disiplin
kurullarına sendika temsilcilerinin davet edilmemesi” işleminin
iptali hususunda açmış olduğumuz davada Ankara 5. İdare Mahkemesi
2012/1050 esas sayılı dosyası ile işlem görmüş ve 21.11.2012
tarihinde 2012/2616 karar sayısı ile olumlu karar vermiştir. Yargı
kararı da dikkate alınarak, üyenin durumunun görüşüldüğü her
toplantıya sendika temsilcisinin de katılması için gerekli
düzenlemeler yapılmalıdır.
42-)Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çok sayıda 4/C'li çalışan
bulunmaktadır. Bu personelin kadroya geçişi ile ilgili gerekli
çalışmalar yapılmalıdır.
43-) Bakanlık merkez ve taşra teşkilatlarında görev yapan ve çok
önemli bir işlevleri bulunan şefler ,görev alanlarının sık sık ve
keyfi olarak değiştirilmesi, özlük hak kayıpları ve görevde
yükselme sınavlarının (şube müdürlüğü) yapılmaması gibi nedenlerle
mağdur edilmektedirler. Şeflerin yaşadıkları bu mağduriyetlerin
önlenmesi için gerekli çalışmalar bir an önce yapılmalıdır.
44-)Açıktan ilk atama, kurum içi ve kurumlar arası ilk atama ile
ilgili yönetmelik maddesinde 31.08.2012 tarihi itibarıyla yapılan
değişiklik ile aranılan KPSS sınav şartının kaldırılması,
kaldırılması mümkün olmuyorsa yönetmelik değişikliği yapıldığı
tarihte bu atama çeşitlerine başvuru hakkı bulunanlarda bu şartın
aranmayacağı şeklinde düzenleme yapılmalıdır.
45-)Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliğinin norm kadro
belirlenmelerine esas ders yükü hesaplamalarına ilişkin hükümleri
tam olarak uygulanmadığı için şu an itibarıyla norm kadro fazlası
konumda bulunan sağlık meslek lisesi öğretmenlerinin söz konusu
yönetmeliğin ilgili hükümlerine göre ders yükü hesaplamaları
yapılarak yeniden norm değerlendirilmesi yapıldığında normla
ilişkilendirilebileceği ortadadır. Bu nedenle Sağlık meslek
liselerinde Norm kadro fazlası öğretmen atama işlemlerin
durdurulması ve söz konusu yönetmelik çerçevesinde yeniden
değerlendirilmesi gerekmektedir.
46-)Bakanlık bünyesindeki Anadolu Liseleri ile ilgili büyük bir
kaos söz konusudur. Bakanlıkça 2013 yılı sonuna kadar tüm genel
liselerin Anadolu veya meslek lisesine dönüştürülmesi kararı
alınmış ve Anadolu Liseleri sınavla öğretmen alan kurumlar
kapsamından çıkarılmış ancak bu yönetmelik değişikliğinin Danıştay
tarafından yürütmesi durdurulmuştur. Bu karar üzerine Bakanlıkça
yönetmelikte gerekli değişiklik yapılmamış ancak Anadolu Liselerine
öğretmen seçimi sınavı yapılmıştır. Bu sınav sonuçlarına göre
kısmen öğretmen ataması da gerçekleştirilmiştir. Gerek bu okullara
öğretmen ve yönetici ataması gerekse bu okulların norm kadro
uygulamaları ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılarak kaos ve
karmaşaya son verilmelidir.
47-) KPSS sınavının geçerlilik süresi yeniden 2 yıla çıkarılmalı,
alan sınavı için 3 yıl sonrası hedeflenmelidir.
48-) Öğretmenliğe ilk atamada uygulanılan 40 yaş sınırlaması
kaldırılmalıdır.
49-) Milli Eğitim Bakanlığı il eğitim denetmenlerinin taleplerini
dikkate almalı ve bu çerçevede çözümler üretmelidir.. Zira denetim
sisteminin etkin olması ve objektif değerlendirmeler içermesi,
Bakanlıkta daha işlevsel bir denetim sistemi oluşturulması , eğitim
sistemimiz için çok önemlidir.
06/02/2013
İsmailKONCUK
Genel Başkan