Eğitimin zencileri Meslek Liseleri
Meslek Lisesi’ni eğitim derdi olanların gerçekten dert edinmeleri gerekiyor. Yeni Türkiye’nin adam gibi meslek liselerine gerçekten ihtiyacı var. Eğitimin zencileri Meslek Liseleri lâf değil, çözüm bekliyor.
- Zencilerin toplum içerisinde insanlık dışı farklı bir muamele görmesi bizlere anlatıldığında sanki bir masal dinler gibi dinliyoruz maalesef. Zencilere yapılan muamelelerin çok eski tarihlere dayandığı artık modern dünyada böyle olayların anılmasının dahi abesle iştigal olduğunu düşünebiliriz. Fakat küçük bir araştırma yaptığımızda, toplumda zencilere yapılan muamelelerin ve yaratılışta var olan doğal hakların kazanılmasının 1955’li yıllarda olduğunu hayretler içerisinde görüyoruz.
Şöyle bir hayal edin. Yaşadığınız büyükşehirdeki bir toplu taşıma aracı var. Bu toplu taşıma aracının ön koltuklarına beyaz derili insanlar, arka koltuklarına da farklı renklerdeki koltuklara farklı derili (zenci) insanlar oturabiliyor. Zenciler ön kapıdan toplu taşıma aracına binemiyor. Bir beyaz geldiğinde zenci kişi ona saygı göstermek, yerini vermek zorunda. Bu kendi isteğiyle olan bir şey de değil. Bu yapılması gereken bir zorunluluk. Rosa Park adlı zenci 1955’te bindiği halk otobüsünde her zamanki aynı muameleye maruz kaldığında artık dayanamıyor. Bu işte bir yanlışlık var. Ben ön kapıdan biniyorum ve istediğim, boş koltuğa oturuyorum diyor. Bu olaya ister Amerikalı beyazlar gibi isyan deyin, ya da her normal insan gibi hak arama, doğal olan davranış deyin; bu küçücük adım zencilerin haklarını almasının büyük adımı oluyor. Devamında Malcolm X ve Martin Luther King, siyahların haklarını almasında büyük mücadelenin insanları oluyor.
Bu girizgâhtan sonra gelelim ülkemizdeki eğitim meselesine ve özelde “Meslek Liselerin” meselesine. Son yapılan değişiklikler ile ülkemizde zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılmıştır. Artık eğitimine devam eden bir kişi 12 yıllık eğitim seviyesini bitirmeden bir belge alamamaktadır. Ortaokulu tamamladığında da bir üst öğrenime devam edebilmek için TEOG (Temel eğitimden Ortaöğretime Geçiş) sınavlarına girmesi gerekmektedir. TEOG sınavlarından aldığı puana göre de bir liseye yerleştirilmektedir. Buraya kadar teorikte her şey normal ve adaletli görülmektedir. Fakat bu yıl ilk uygulama hataları ve sevapları ile önümüzde durmaktadır. Bizim bu yazımızın konusu TEOG sınavı değildir.
Bizim asıl konumuz hep gözlerimiz önünde duran, fakat toplumun
hiçbir kesiminin durumuna ses çıkarmadığı Meslek Liseleri’dir.
Liseden mezun olan hemen her öğrenci ve velisi öğrencisinin Fen
Lisesi veya Anadolu lisesine devam etmesini istemektedir. Nerede
ise hiçbir öğrenciden “Benim hedefim şu meslek lisesi” ya da hiçbir
veliden “Keşke benim çocuğum da şu meslek lisesinde okusa” gibi
hayal cümleleri duymanız mümkün değildir. İş lafa geldiğinde ise
sorumlu sorumsuz hemen herkesin durum hakkında haddinden fazla
söyleyeceği söz kalabalığı vardır. İş icraata geldiğinde ise acı
gerçekler büyük kalabalığın yaşadıkları olmaktadır.
Ekrem Aytar'ın yazısının tamamını okumak için